Dövizdeki fahiş kur artışı yayın dünyasına kriz getirdi. KARAR’a konuşan yayıncılar acil çözüm bekliyor. Sektörün ayakta kalma mücadelesi verdiğini söyleyen Yayıncılar Birliği Başkanı Kocatürk “Maliyetler dört kat yükseldi. Yeni kitap üretilemiyor çünkü bir günde yüzde 5 kur artışı var. Matbaacılar ödemeleri Türk lirası değil döviz istiyor. Küçük orta ölçekli yayıncılar hepten durdu. Devletten beklediğimiz talepler var ama bu yangın yerinde kültür dünyası nasıl dikkate alınır bilmiyorum” diyor.
SALİHA SULTAN
Dövizdeki fahiş kur artışı yayın dünyasının mutfağında son 20 yılın en büyük yangınına neden oldu. Bugünlerde kitaptan, dergi dünyasına görüştüğüm bütün yayıncıların ortak söylemi ise aynı: “Ayakta kalma mücadelesi veriyoruz.” Yayın dünyasında pandemi sürecinin yarattığı olumsuzluklar henüz giderilmemişken karşı karşıya kaldıkları bu kur artışıyla, bazı edebiyat dergileri yüzde 80’e varan zamlarla günü kurtarmaya, bazı kitap yayıncıları ise basılı kitaplarına aynı oranda zamlarla en azından yayınevlerini açık tutmaya çalışıyor. Bu zamlar ise, sanıldığı gibi durumu kurtarmıyor, aksine yaşanan kaos ve belirsizlik ortamı bu işletmeleri ileriki günlerde daha sert kararlar almaya zorlayacak görünüyor. Yayın dünyasında yaşanan bu krizde ilk isyan geçtiğimiz hafta Yayıncılar Meslek Birliği’nden gelmiş, birlik kağıtta KDV’nin sıfırlanması talebiyle hükümete çözüm çağrısında bulunarak, “Gerekli önlemler alınmazsa önüne geçilemeyecek bir kültürel çölleşmeye adım atacağız” demişti.
TEDARİK ZİNCİRİNDE DE KIRILMA YAŞANDI:
Aradan geçen süreçte hükümetten henüz bir adım gelmezken, “Yayın dünyası nasıl ayakta kalacak?” sorusunu sorduğum Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk “Zor soru… 15 gün önce maliyet yüzde 150 arttı diye demeç veriyordum… Bugün bakıyorum dört kat artış olmuş birinci hamur kağıdın fiyatında. Ne diyeceğimizi hiç bilemiyoruz” cevabını verdi. Şu an yaşanan krizin iki nedeni olduğunu vurgulayan Kocatürk, ilkinin pandeminin getirdiği sorunlar varken üstüne gelen bu kur artışının tedarik zincirinde kırılmaya neden olduğunu kaydederek, şunları aktardı: “Tedarik zincirindeki kırılma ayrı, taşıma bedelleri ayrı mesele. Yurt dışından bir konteynır 3-4 bin dolara gelirken şimdi 15 bin dolara geliyor. İkincisi, dünyadaki kağıt ham madde fiyatları 800 dolara dayandı, yükseldi. Birinci hamur kağıtlarda yüzde 250 diye düşünüyordum ama şimdi arkadaşlar 4 kat arttığını söylüyorlar şu an yani 700 dolarlık kağıt 1400 dolar olmuş. Ne diyelim? Kuşe kağıt deseniz bulunamıyor, o zaten aynı durumda kurla birlikte. Bütün maliyetler yükselmiş durumda. Bu bahsettiklerimiz ise sadece kağıt ve tedarik meselesi. İçinde matbaanın kullandığı kimyasallar, kalıp maliyetleri hiç yok. Yani daha dolaylı maliyetler var, elektrik ücretleri zıpladı, nakliye bedelleri uçtu gitti, daha bunun tasarımı, telifi var… Var da var…”
1994 KRİZİNDE BU KADAR DIŞA BAĞIMLI DEĞİLDİK:
Kocatürk, bu koşullar içinde bazı yayıncıların eski ürünlerine yüzde 30 zam yaptığını söyleyen söyleyerek “Ama yeni kitap üretilemiyor çünkü fiyat koymakta zorlanıyorlar. Bir günde yüzde 5 kur artışı var çünkü. Matbaacılar deseniz ödemeleri artık Türk lirası olarak istemiyor, döviz istiyorlar. Bu şartlarda vadeli çalışma da yapılamıyor. Küçük orta ölçekli yayıncılar hepten durmuş halde, şaşkınlık içinde herkes” yorumunu yaptı. Yaşanan krizi 1994 krizi ile aynı olup olmadığını sorduğum Kocatürk bu sorumu ise şöyle yanıtladı: “O yıl dört kat artmıştı dolar ama şu an 1994’den daha belirsiz bir iklim var. Çünkü kağıdı üretmediğimiz, matbaa malzemelerinin dahi ithal olduğu ve kültür yayıncılığının yüzde 30’unun yabancı teliflerden oluştuğu koşullardayız. Kağıdın stratejik bir ürün olduğunu yıllardır söylüyoruz… SEKA varken kağıt kalitesi istediğimiz ölçüde olmasa da geliştirilebilirdi. Ama kağıtta maalesef bugün tamamen dışa bağımlı durumdayız.” Meydana gelen kriz sonrası hükümetle bir görüşme yapıp yapmadıklarını sorduğum Kocatürk hazırlık yaptıklarını belirterek “Taleplerimize henüz bir dönüş olmadı. Yakın zamanda Kültür Bakanlığı ile görüşmelerimiz olacak diye umuyorum, sıkıntılarla ilgili bilgi aktaracağız, kısa vadeli çözüm yolları bulabilir miyiz bunları konuşacağız” ifadelerini kullandı. Kocatürk, kısa vadede nasıl bir çözüm bulunabilir soruma ise şu cevabı verdi: “Ülkemizin yayıncısının okuruyla sağlam bir bağı var, 1994 krizinden dayanışmayla çıkmıştık. Devletten beklediğimiz talepler var şu an, bu yangın yerinde kültür dünyası nasıl dikkate alınır bilmiyorum ama… Ayrıca, şöyle bir kötücüllük de örgütleniyor bazen, birçok şeyin fiyatlarının tartışılmadığı dönemlerde kitap fiyatları tartışılıyor daima… Çözüm olarak biz yayıncıların okurlarımızla bağımızı sağlamlaştırmamız gerekiyor. Devlet de, taleplerimiz dışında, kısa vadede yerel yönetimler eliyle kütüphanelere daha fazla kitap alarak insanların bedel ödemeden kitaba erişmesini sağlayabilmeli.” Görüşlerine yer verdiğim diğer yayıncılar da Kocatürk ile benzer sorunlara dikkati çekiyor, okuru zorda bırakmamak için çabaladıklarını özellikle dile getiriyorlar. Ancak, yayın dünyasındaki bu imdat çığlıklarının ardından hükümetin ne zaman ve nasıl bir adım atacağı ise merakla bekleniyor.
Ötüken Neşriyat Genel Müdürü Ertuğrul Alpay
OKURA YANSITMAMAYA GAYRET EDİYORUZ
Yüzde 40 kargo artışı da konuşuluyor. Çok ciddi bir oran fakat kurların ve petrol fiyatlarının seyri karşısında artık neden zam yapılıyor itirazı yapabilecek durumda değiliz maalesef. Kargo maliyetlerinin artması öncelikle e-ticareti etkiler, kitap satışları da e-ticaret platformlarında olumsuz etkileyecek. Yayınevlerinin sırtında kağıt fiyatlarında hem döviz bazlı hem de kurdan dolayı çok ciddi bir yük oluştu. Üretim maliyetlerindeki artışı dahi henüz kitap fiyatlarına tam olarak yansıtmamışken lojistik maliyetlerinin de bu şekilde artması yayınevlerinin ister istemez artık fiyatlarını daha fazla arttırmasına sebep olacaktır. Ay başından itibaren birçok yayınevi fiyatlarını arttırmak zorunda kaldı, yıl başından itibaren de artışlar devam edecektir. Biz maliyetlerdeki artışı okurlarımıza elimizden geldiği ölçüde yansıtmamak için gayret ediyoruz. Kârımızdan fedakarlık ettiğimiz gibi dağıtım ve kitapevlerine uyguladığımız indirim oranlarını da düşürerek mümkün olduğu kadar fiyat artışlarını en az seviyede tutmaya çalışacağız.
Yapı Kredi Yayınları Satış ve Pazarlama Direktörü ÖZGÜR AKIN
MALİYETLER YENİ BASIMLARIN FİYATINI ETKİLEYECEK
Özellikle son üç aydır döviz kurunda yaşanan artış, her sektörde olduğu gibi bir süredir küresel kağıt tedarik sorunlarıyla başa çıkmaya çalışan yayıncılık sektörünü de olumsuz etkiledi. Dövizin yükselişiyle beraber kağıt fiyatları da diğer ürünlerde olduğu gibi çok arttı. Bu nedenle 2022’de muhtemelen birçok yayınevi mecburen kitap fiyatlarına zam yapmak zorunda kalacak gibi görünüyor. Yapı Kredi Yayınları olarak biz de bu süreçte elimizden geldiği kadar okuyucumuzun kitaplara erişimini kolaylaştırmaya çalışacağız. Şu an için stoklarımızdaki kitaplara zam yapmayı düşünmüyoruz. Yeni basın kitaplarımızı ise maliyetine göre değerlendireceğiz.
Basın Yayın Birliği Derneği Başkanı MUSTAFA KARAGÜLLÜOĞLU
SABİT FİYAT UYGULAMASI ELZEM
Zorlu bir süreçten geçiyoruz moraller bozuk ama inşallah atlatacağız. 1994 ve 2001’e göre daha zor şartlarda olduğumuzu düşünmüyorum. Pandemi ve dünyadaki ekonomik krizlere rağmen bence krizin yine de iyisindeyiz yani kötünün iyisini yaşıyoruz. Çin’den bir konteynır 1.500 dolara gelirken şimdi 10 bin dolara geliyor, bunun nedenlerine bakmalı. Kısa vadede yayıncıları rahatlatacak olan sabit fiyat uygulaması. Yabancı sermayeye karşı da iç pazarı korumalı. Sabit fiyat bu sebeple elzem. Çünkü iki kriz bir arada, Amazon ve Trendyol’un yüksek indirimlerle zararına satış yapmaları da ayrı bir kriz. 15 gün önce piyasadan yüzde 40 ile aldıkları kitabı ortalama yüzde 55-60’larla zararına satış yapıyorlar. Bu yayıncının yüksek kar yaptığını düşündürterek okurun gözünde itibarsızlaştırıyor. Yabancı sermaye yerli rakibini öldürüyor, çünkü onların sermaye sorunu yok. Yerli Kitapyurdu, BKM gibi oyuncularımızı zararına satışa zorluyor. Bu kağıt krizinden daha önemli bir mesele.
Hece Yayınları Sahibi ÖMER FARUK ERGEZEN
HESAPSIZ KİTAPSIZ AYAKTA KALMAYA ODAKLANDIK
Kriz veya sorun sadece yayıncılara özel bir durum değil genel bir sorun. Yayıncılar da ciddi olarak etkileniyor doğal olarak. Son 6 ayda yüzde 150’ye yaklaşan fiyat farklılıkları oluştu sektörde. Örneğin bir derginin maliyeti Haziran’dan bu yana yüzde 200 arttı. Bu direkt maliyet, tasarım vs, diğer telif gibi mutfak işleri dahil değil. Birçok yazarla sözleşme yapmışız, yurt dışı teliflerimiz var ve hepsi döviz üzerinden. Bu maliyetleri yansıtabileceğimizi sanmıyorum, mecburen küçülmeye gideceğiz büyük ihtimal... Yani hiçbir hesap kitap yapmadan ayakta kalma, dükkanı kapatmamaya odaklanmış durumdayız. Çözüm konusunda düşünüp sabrederek, doğru davranışlar göstermeye çalışacağız.
FACEBOOK YORUMLAR