İran hükümeti kendi sinemasını bütün dünyaya tanıtan Cafer Penahi dahil üç yönetmeni tutukladı. Ödüllü yönetmen Penahi, 43 kişinin hayatını kaybettiği bir binanın çöküşünün ardından hükümeti protesto ettikleri için tutuklanan yönetmenler Muhammed Resulof ve Mustafa El Ahmed hakkında bilgi almak için gittiği savcılıkta tutuklandı.
Üç yönetmenin maruz kaldığı muamele sinema dünyasında büyük tepki toplarken, Penahi’nin eşi Tahereh Saeedi yönetmenin gözaltına alınmasını hukuksuz bir ‘kaçırma’ olarak nitelendirdi.
SALİHA SULTAN
İran’da, dünyaca meşhur yönetmen Cafer Penahi dahil üç yönetmen gözaltına alındı. İran sinemasının önde gelen yönetmenlerinden Penahi, 23 Mayıs’ta Abadan kentinde 10 katlı Metropol binasının çökmesi üzerine hayatını kaybeden 43 kişinin ölümünü protesto eden yönetmen arkadaşları Muhammed Resulof ve Mustafa El Ahmed hakkında savcılıktan bilgi almaya çalışırken tutuklandı. Mehr haber ajansı, Panahi’nin pazartesi akşamı, bir protestoya katıldıktan sonra tutuklanan yönetmen arkadaşları hakkında bilgi almak için gittiği cezaevinde gözaltına alındığını bildirdi. BBC Farsça Servisi’ne konuşan Penahi’nin eşi Tahereh Saeedi, gardiyanların kendisine yönetmenin infaz edilmemiş bir hapis cezası olduğuna dair bilgi verdiklerini söyledi. Saeedi, Panahi’nin gözaltına alınmasını hukuksuz bir ‘kaçırma’ olarak nitelendirerek, “Cafer’in bir vatandaş olarak bazı hakları var. Yasal süreç var. Birini hapsetmek için önce kendisine bildirimde bulunmak gerekir. Ancak hapishane dışında protesto gösterisi yapan birini hapsetmek pek çok soruyu gündeme getiriyor. Bu insan kaçırmadır” ifadelerini kullandı.
OLAYLAR 43 KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ BİNANIN ÇÖKMESİNDEN SONRA BAŞLADI
Devlet haber ajansı IRNA geçen hafta, İranlı yönetmenler Resulof ve El Ahmed’in 23 Mayıs’ta Abadan kentindeki 43 kişinin hayatına mal olan 10 katlı Metropol binasının çökmesinin ardından düzenlenen protestolarla bağlantılı olarak tutuklandığını bildirdi. Binanın çöküşü, ülkede kalitesiz inşaat uygulamalarına, hükümetin ‘ihmal ve yolsuzluğu’na karşı halkı ayaklandırdı. Göstericiler, trajediden sorumlu tuttukları ‘yetersiz yetkililerin’ yargılanmasını ve cezalandırılmasını talep etti. Birçok kişi polis tarafından göz yaşartıcı gaz, uyarı ateşi ve tutuklamalarla karşı karşıya kaldı. Rasoulof liderliğindeki yaklaşık 70 kişiden oluşan İranlı film yapımcısı ve sektör çalışanları da, güvenlik güçlerinin binanın çöküşünü getiren ‘yolsuzluk, hırsızlık, ve baskı’ya isyan eden insanlara karşı ‘silah bırakmaya’ çağıran bir açık mektup yayınladı. İranlı yetkililer ise iki yönetmeni ülke dışında yerleşik muhalif gruplarla bağlantı kurmak, halkı kışkırtmaya çalışmak ve devlet güvenliğini baltalamakla suçlayarak, 8 Temmuz’da tutukladı. Film yapımcıları üzerindeki baskı, İran hükümeti ile Batı arasındaki gerilimin artmasıyla birlikte ülkede yaşanan tutuklama dalgasının ardından geldi. Tahran’ın dünya güçleriyle nükleer anlaşmasını canlandırma müzakereleri çıkmaza girerken güvenlik güçleri ülkede birkaç yabancıyı tutuklamıştı. İran hükümeti şu an tutuklu bulunan üç yönetmen hakkında henüz bir açıklama yapmadı.
SAYGIN FESTİVALLER SANATÇILARA BASKIYI KINADI
Resulof ve El Ahmedi’nin geçen hafta tutuklanmasının ardından, Berlin Film Festivali yönetimi iki yönetmenin tutuklanmasını protesto ederek, “Şiddete karşı barışçıl çabaları nedeniyle sanatçıların gözaltına alınması şok edici” açıklaması yaptılar. Penahi’nin tutuklanmasının ardından açıklama yapan Cannes organizatörleri ise “İran’da sanatçılara karşı açıkça sürmekte olan baskı dalgasını ve tutuklamaları şiddetle kınadıklarını” söyleyerek, derhal serbest bırakılmaları için çağrıda bulundular.
PENAHİ VE RESULOF 2011’DE DE TUTUKLANMIŞTI
Muhammed Resulof, ‘Şeytan Yoktur’ (There is No Evil) filmiyle 2020 yılında Berlin Film Festivali’nde ‘Altın Aslan’ kazandı. Yönetmenin filmi, İran’daki ölüm cezası ve baskıyı, kişisel özgürlükler temalarıyla beyazperdeye aktarıyor. Resulof, Ödülü aldıktan kısa bir süre ülkesinde ‘sisteme karşı propaganda’ yaptığı gerekçesiyle bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Avukatı cezaya itiraz etse de, İran hükümeti Resulof’un film çekmesini ve yurtdışına seyahat etmesini yasaklandı. Resulof ve Penahi 2011’de de izinsiz çekim yapmaktan tutuklandı. İkili, iktidara karşı ‘propaganda yapmak’ suçlamasıyla altı yıl hapis cezasına çarptırıldı ve 20 yıl boyunca film yapmaktan men edildi. Ancak temyize giden Resulof’un cezası bir yıla indirildi. Penahi ise hapse girmedi ancak filmlerini hükümetten gizli çekmek zorunda kaldı. Aynı yıl, Resulof’un ‘Hoşça kal’ adlı filmi Cannes’da ödül kazandı, ancak İran hükümeti yönetmenin ödülü alması için Fransa’ya gitmesine izin vermedi.
FACEBOOK YORUMLAR