ŞEHRİN SANAYİ(LİBERALİZM) İLE SINAVI
www.tarihistan.org
NACİ YENGİN
Benliğimiz modern şehirlerde kimliklerimizle birlikte ellerimizden kayıp gidiyor.
Modernizm: Kaypak, ne idüği belli olmayan bir kavram. Şehirlerde sahipsiz, kimsesiz insanlar çoğalıyor. Öyle ki modernleştirdiğimiz şehirler bizleri kendi kalıpları içinde yaşamaya mecbur ediyor!
Deyim yerindeyse günümüzün modernizmine teslim olan birey ve bireylerin benimsediği yaşam tarzları yaptıkları putlara tapmaya başlıyorlar bir süre sonra!
Türkiye’de 80 sonrası ivme kazanan sanayileşme ve sanayinin şehirlere taşınması şimdilerde insan ve şehirleri tehdit etmeye başladı! Yalnız şehirler ve bireyler değil aileler de bu tehditten nasibini fazlasıyla almaya başladı.
Türkiye’de son yıllarda hiç görülmediği kadarıyla boşanmalar artmaya başladı. Bu durumun nedenleri elbette aile ve cemiyet içerisinde yaşanmakta olan kültürel kırılma ve yozlaşma gibi görünse de köyden kente göçün geleneksel hayat tarzını yok etmesi gibi istendi-tepeden inmeci gelişmelerde de aranmalıdır. Bunların yanı sıra tarımın önemini yitirmesi, modernizm adıyla pompalanan hayat ve düşünce tarzlarının toplumsal bellekte meydana getirdiği kırılmaların da büyük etkisinin olduğu gözlenmektedir…
Manisa gibi tarımsal ekonomide Türkiye’nin önde gelen Gediz Ovasıyla övünen bir şehrinde sanayinin 90 sonrası artarak ovayı ve şehri tehdit ve hatta yok etmeye başlaması aileleri de derinden etkilemeye başladı!
Yapılan bir araştırmaya göre Manisa’daki evlenme ve boşanma oranlarında Türkiye geneline göre şaşırtıcı sonuçlara ulaşıldı.
Habere göre 2012 yılının II. Döneminde Türkiye’de (Nisan-Mayıs-Haziran) evlenme sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2 artarak 173 462’ye yükseldi. Manisa’da binde iki oranında düştü. Evlenme sayısında en fazla artış yüzde 4,9 ile Doğu Karadeniz Bölgesi`nde, en fazla düşüş ise yüzde 4,7 ile Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi’nde görüldü.
Manisa’daki boşanmaların daha fazla gerçekleştiği yaş grubu erkelerde 30-34, kadınlarda 25-29 yaş grubudur. Toplam boşanmaların erkelerde yüzde 25’i 30-34 yaş aralığında, kadınlarda yüzde 23’ü 20-24 yaş aralığında görüldü…
Türkiye ile birlikte şehrimizin de en büyük sorunlarından birisi olan ailelerin parçalanması yalnız ayrılan eşleri değil çocuk ve aileleri de derinde etkilemektedir.
Ele aldığımız konu boşanmanın şehir ve toplum üzerindeki etkileri olduğu için aile içinde yarattığı travmaları değinmeyeceğim.
Üzerinde durulması gereken asıl sorun köyünden çiftini çubuğunu bırakarak asgari ücret hatta mevsimlik işçi statüsüyle şehre gelen insanların çalışma şartları ve ekonomik sıkıntıların baskısıyla kısa zamanda boşanma eğilimine girmeleri sorunudur.
Dikkat edilirse boşananların çoğunluğu genç sayılabilecek yaşlardadır. Ova köylerinden şehre göçün görüldüğü ender şehirlerden birisi de Manisa’dır! Hâlbuki ovaların sanayinin çarkları arasında yok olduğu şehir de Manisa’dır!
Şehirlerdeki sosyo-kültürel çözülme şeklinde tezahür eden durumun ve sanayiyi şehre çeken anlayışın yanlış olduğunu ciddi bir şekilde bir kez daha düşünmesi gerektiğini ortadadır.
Ekonomik refah, çağdaş değerleri-batılı hayat tarzı- özendiren sistemin önümüzdeki dönemde önüne geçemeyeceği en önemli sorun aile dramları, yalnızlaşan insanlar, kimsesiz çocuklar ve özelliğini yitirmiş; ruhsuzlarmış insan yığınıyla dolu şehirler olacağı aşikârdır!
Oysa medeniyetin tek ölçüsü vardır; insana verdiği değer. Eğer bu yoksa şehirler insan öğüten mezbelelik olmaktan öte geçemez…
Liberalizm bir süre sonra bağrından çıktığı insanları da yok etmeye teşne irfanı olmayan bir batı dayatmasıdır. Özellikle sonradan muhafazakârlaşan- liberalizmle sonradan tanışan geleneksel üretim ve kültür araçlarını terk edenlerin elinde canavarlaşabilir!