Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

Prof. Dr. Abdülkadir Donuk Hocama dair hatıralar: I

06 Ekim 2022 - 18:05 - Güncelleme: 07 Ekim 2022 - 19:14

Prof. Dr. Abdülkadir Donuk Hocama dair hatıralar: I

24 Ağustos 2022 tarihinde vefat eden Prof. Dr. Abdulkadir Donuk Hocamızın vefatı birçok insan gibi bizleri derinde yaraladı. Aylardır hasta olduğunu biliyor ve iyileşip ayağa kalkmasını bekliyorduk.

Donuk Hocamızın yeri bizim için ayrıydı. Onunla ilgili güzel hatıralardan birkaçını sizlerle de paylaşmak isterim.

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine yolu düşenlerin Prof. Dr. Abdülkadir Donuk Hocayı tanımamaları mümkün değildir.

1969’dan 2015 tarihine kadar tarih bölümünde bulunmuş ve görev yapmış, derdi olanla ilgilenmiş, ağabey, kardeş, dost, sırdaş… Prof. Dr. İbrahim Kafaoğlu’nun asistanlığını yapmış bir şahsiyeti tanımış olmak ayrı bir mutluluktur.

46 yıl 3 ay görev yaptığı İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden 2015’te emekli olarak ayrılmış ancak gönüllerde her zaman aynı kürsüde, aynı koridor ve amfilerde sesi çınlamaya devam etmiştir.

24 Ağustos 2022’de bir arkadaşımın sabahın erken saatlerinde haber vermesiyle vefat ettiğini öğrendiğimde en yakınlarından birisini kaybetmiş olmanın hüznü ve acısıyla ne yapacağıma karar veremedim.  O anda yüreğime düşen kor, boğazıma düğümlenen yumruğun etkisinden henüz kurtulabilmiş değilim.

1985-2022 yılları arasında dostluk, abi kardeşlik adına neler yaşanabilirse onca yaşanmışlıklar, hatıralar sevinçler, üzüntüler, daha çok görüşme imkânım olabilseydi türünden yakınmalar gözlerimi her kapattığımda bir bir sökün ediyor…

Abdülkadir Hoca’yı ilk olarak üniversiteye ön kayıt yaptırdığımda görmüş, tanımıştım. Edebiyat Fakültesinin öğrenci işlerinde ön kayıt işlerimi bitirip merakla tarih bölümü koridoruna çıkmış ve panoları inceliyordum.

Hocamın “Yeni kayıt mı?” sorusuna muhatap olmamla onunla tanışmış oldum. Gayet genç birisiydi. Hocalardan birisi olabilir mi diye düşündüm ancak zihnimdeki üniversite hocasıyla soruyu soran arasında farklar vardı.

“Evet. Yeni kayıt. Daha doğrusu ön kayıt.”
“Çok güzel. İsteyerek mi seçtin tarih bölümünü?”
“Hem de çok.”

“İyi bakalım haydi hayırlı olsun.”

Bir abi samimiyeti, bir dost desteği, binlerce soru işareti taşıyan zihnimde yanan ışıklar ve Türk Tarihine olan aşk derecesine bağlılığımız onu tanıdıktan sonra daha da güçlendi.


Hocayla ilk tanışmamız böyle başladı ve vefatına kadar da devam etti.

Yazı devam edecek.

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum