“Bir kitap okudum şehre nefret duydum” deseler yeridir!
Bir kitap okudum şehri tanımak için şehri tanımaktan ziyade Behice Boran’ı tanıdım!
Birkaç ay önce “Manisa Kültür Turizmi” adıyla bir kitap yayımlandı Zafer Kalkınma Ajansı, Ege Derneği ve Obasya’nın katkılarıyla.
Birçok Manisa’lı gibi biz de sevinç ve umutla karşıladık eseri. Önemli bir eksiğimizi giderecek, şehre olan katkısıyla yolumuzu biraz daha aydınlatacaktı.
Kitap hakkında yazı yazanların nezaketlerini anlamakla birlikte eserde gözle görülen bazı durumları da okuyucularla paylaşmak bizlerin görevidir diye düşünüyorum.
Herşeyden önce “Manisa’da Kültür Turizmi” kitabı iddialı bir isimle başlamış projeye. Yazarı ve basım yılı yok! Emeği geçenlerin isimlerine yer verilmeliydi en azından. Yoksa kitabın eleştiri almasından endişe edildiği için mi yazarlar belirtilmedi bilemiyoruz!
Kitap her ne kadar “Manisa Kültür Turizmi” adıyla yayımlansa da, kültürel gelişmeler, yayımlar, turizmle ilgili çalışmalar; şehre dair sosyal-siyasi gelişmeler tek pencereden bakmış görünmektedir.
Manisa ili ile kısa bir dönemle sınırlı kalan hayatı olmasına rağmen Behice Boran gibi siyaset, felsefe ve kominizmin ideologlarından birisinin hayatını ve yaşam felsefesini anlatmak için yazılmış bir kitap gibi görünmektedir.
Behice Boran, Amerikan Kız Koleji mezunu, amerika’da eğitim alan 1931’da Manisa Ortaokulunda ingilizce öğretmeni olarak birkaç ay görev yapmış, Türiye Kominist Partisi(TKP)ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) kurucularından bir siyasetçidir.(1910-1987)
Her ne kadar Manisa bağlamında kültürel gelişmeler anlatılsa da kitabın onlarca sayfasında Manisa ile ilgisi olmayan, Türkiye’nin gündemini meşgul eden ideolojik, siyasal ve dini çatışmaların sergilendiği kitap vardır karşımızda!
Manisa kültür ve turizmi ile ilgili en önemli eserler Tek Parti Döneminde Manisa Halkevi tarafından yayımlanmıştır. Manisa Lisesi yayımlarını da zikretmek gerekir. Çıkarılan dergiler içerisinde özellikle Gediz Dergisi çevresinde toplanan yazarlardan Çağatay Uluçay ve İbrahim Gökçen’in çalışmaları sayesinde Manisa daha fazla tanınmış ve önemsenmiştir denilebilir.
Cumhuriyet’in “şehirden kente, milletten yurttaşa” düşüncesine evrilen düşünce ve hayat anlayışı özellikle 1923-1950 yılları arasında Tek Parti (CHP) döneminde yerel yöneticilerin etrafında gelişmiştir. Bu gelişmelerden Manisa da olumlu ya da olumsuz yönde etkilenmiştir. Mesir’in yasaklanması, tarihi mirasın kaderine terk edilmesi, tarihi süreç içerisinde özellikle ilk dönem Cumhuriyet anlayışında Ege ve Yunan (batı) kültürü öykünmeciliği kültür ve turizmde de kendilerini fazlasıyla hissettirmiştir. O dönemde yetişen nesiller bu etkiyi edebiyat, sanat, tarih, kültür, ekonomi ve siyasi hayatlarında derinden yaşamış ve hala yaşamaktadırlar! Hatta diyebiliriz ki günümüzde artarak devam eden kültürel çatışma, halkın değerlerine karşı tepeden inme bakış açısı o dönemin bir ürünüdür! www.tarihistan.org
Tek Parti döneminde şehrin gelişim sürecinde etki, katkı ve yönlendirmesi olan çoğu kişi ve kurumun milli kültüre, Osmanlı’ya ve özellikle İslam düşünce ve kültürüne şaşı kalması, horlanması, dışlanma ve yok sayma durumu halen az da olsa devam etmektedir.
“Manisa Kültür Turizmi”çalışması bu düşünceden fazlasıyla nasibini alan bir çevre ve düşüncenin serüvenini, sürecini ortaya koymaya çalışması gibi görünmektedir
1950 sonrası demokratikleşme çabalarının ülke ve Manisa’da olumsuz sonuçlar doğurduğu şeklinde anlaşılabilen satır ve yorumlara yer veren eser 1950 sonrası yine Behice Boran ve Manisa’yı bir şekilde buluşturur! (s.59) Manisa Halkevi’nin çalışmalarının yarıda kalması ve Manisa’nın kültürel geriliğinde Çok Partili hayat ve DP’nin dini-muhafazakar anlayışının suçlu ve sorumlu olduğu izlenimi uyandırılmaktadır.
Kentlerin ve Manisa’nın kültürel geri kalmışlığında Cumhuriyet’in kurucu-seçkinci ideolojisinin terk edilmesi ve Halkevleri’nin kapatılması vardır (s.63) şeklindeki değerlendirme zihiniyet kırılması olarak görülmelidir.
“Manisa Kültür Turizmi” kitabı Türkiye’de sol kültürün hatta nasyonel sosyalizmin(TKP-TİP) mücadelesini anlatır. Kominizm propagandasını yapan yazarlar tutuklanırken Sait Nursi, Necip Fazıl, Nihal Atsız ve Osman Yüksel Sendengeçti, Kemal Tahir, Reha Oğuz Türkkan, Eşref Edip gibi yazarların tutuklanması görmezden gelinmiştir.
Şehir ve medeniyet adına yapılacak çalışmalar alkışlanmaya değerdir. Alkışladığımız ve birçok yönüyle önemsediğimiz “Manisa Kültür Turizmi” çalışması bundan böyle böyle bu alanda yapılacak çalışmanın nasıl yapılmaması gerektiğini öğretmesi bakımından büyük öneme sahiptir.
Son sözümüz de yayın aşamasında Manisa adına yayımlanacak eserlerin yeterince incelenmeden basılmasının ne denli zararlı sonuçlar doğuracağının bir kez daha anlaşılmasıdır! O zaman yapılması gereken şey eserlerin yayımına karar verecek bir komisyonun kurulması olmalıdır.
www.tarihistan.org