Naci YENGİN

Naci YENGİN

Genel Yayın Yönetmeni
[email protected]

EĞİTİM SİSTEMİMİZ

27 Eylül 2015 - 15:07

EĞİTİM SİSTEMİMİZ

 

Yeni eğitim öğretim yılı tüm aile, öğretmen ve öğrencilerimize hayırlı olsun.

18 milyon öğrenci ve 900 binden fazla öğretmen için yoğun bir maraton başlıyor. Bu devasa rakamın içine öğrenci velileri ve öğretmen ailelerini de katarsak neredeyse ülke nüfusunun yarısı bir şekilde eğitim öğretim döneminden etkileniyor demektir.

Her millet çağa ayak uydurmak ve çağın gereklerinden yola çıkarak eğitim sayesinde ilerlemek ister. Millet olarak üç yüz yıldır çağa ayak uydurmak ve “çağ” olarak kabul ettiğimiz Batı dünyasına ayak uydurmaya çalışıyoruz.

Son dönemde eğitim hayatında yeni bir sisteme geçildi. Değişik çevreler tarafından beğenildi ya da eleştirildi. Ancak her ne olursa olsun, hangi sisteme geçilirse geçilsin ortada bir gerçek var ki iki yüz yıldır benimsediğimiz, uygulamaya koyduğumuz eğitim sistemlerinin bize ait olmadığını gerçeğidir!

Her ülkenin kendine göre eğitim sisteminde bazı aksaklıklar olacaktır. Bu normal bir durumdur. Her yıl yüz binlerin katıldığı eğitim öğretim çağına gelmiş çocuk ve genç yaştaki insanların bulunduğu bir alanda sıkıntıların görülmemesi anormal bir durumdur. Mesele sorunların görülmesi değildir. Asıl mesele sorunları milli refleks ve gerçekten milli eğitim tecrübelerimizle çağın gereklerine uyarak çözebilme mahareti, kararlılığı gösterebilmektir.

Ahmet Mithat Efendiden başlayarak eğitim duayenlerinin kabul ettiği ortak görüşe göre mesele ilkokuldur. İlkokullarında öz benlikleri geliştirilemeyen nesillerin daha sonraki dönemlerde karşılaştıkları sorunlara karşı sorunlarla baş etme yerine vazgeçme ve yenilgiyi kabul etme yoluna gittikleri görülmektedir.

Her milletin kendine özgü bir eğitim sistemi vardır. Olmalıdır. Milletimize ait eğitim sistemi incelendiğinde görülecektir ki verilen ilk eğitimin karakter eğitimi, öz benliği güçlendirme ve milli şuur eğitimi olması dikkat çekicidir. Bunun için karakter eğitimin ilk sırada yer alması kaçınılmazdır.  Binlerce yıllık süreçte milli hafızamıza yerleşen değerler manzumesi içerisinde “millilik” her zaman üst kabul olarak benimsenmiş görünmektedir. 

(…)

Türkiye’de Anaokulu ve İlkokul gibi temel eğitiminde karakter eğitimi gelişimini tamamlamamış bir çocuğun ortaokul ve lise yıllarında da heba olması kaçınılmazdır!

Mesele ilkokuldur. İlkokullarında kendi sistemlerini oturtmuş ülke çocuklarının daha sonraki eğitim öğretim dönemleri de başarılı olmakta ve hayata karşı daha mücadeleci insanlar yetişmektedir.

Özgüveni sağlam olan çocukların hayata bakışları da değişmektedir.  bunun ilk adımı da ilkokullardır.

Bizce ülkede eğitimin temel sıkıntısı fiziki yetersizlik, ekonomik sorunlar, sınıfların kalabalık oluşu, 4+4+4 sistemi falan değildir.  Asıl mesele Batının teknik ve gelişimini örnek alırken düştüğümüz tuzağın yıllardır görülmemiş olmasıdır! Japon örneği kimseyi kandırmamalıdır. Japonya’nın dünyaya söyleyebileceği orijinal bir medeniyet refleksi kalmamıştır.

Meselenin düğümlendiği asıl nokta Batıya ram olurken Batının teknik, medeniyet, ekonomik güç, demokrasi, liberal yaşamının gözlerimizi boyaması ve bunların eğitim sisteminden kaynaklandığı yanılsamasının zihinlerimize doğruymuş gibi işlenmesi meselesidir!

Cumhuriyetin ilk yıllarında uygulanan eğitim sisteminin bu günkü sistemden daha iyi olduğunu; öz güveni yüksek bireylerin yetişmesinde o günkü yetersizlikler içerisindeki eğitim sisteminin büyük rol oynadığını kabul ediyorsak çokça Batıcılaşmış, milliliği elinden, özünden koparılmış mevcut eğitim sistemini köklü olarak bir kez daha gözden geçirmekte yarar vardır.

Naci YENGİN

Reklam