15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİNİN PERDE ARKASI!
NACİ YENGİN
Türkiye'de darbe denildiğinde Türk tarihinin ilk devirlerinden itibaren devam edegelen bir süreçten bahsetmek mümkündür. Asya Hun Hükümdarı Mete Han(Oğuz Kağan)’ın Kurultayın kararıyla babasını öldürmesi, II. Mehmet’e karşı Yeniçerilerin Buçuk Tepe İsyanı, Şehzade Selim’in Trabzon’dan İstanbul’a gelerek babası II. Beyazıt’ı tahtan indirmesi… Tarihimizde örülen bazı darbe girişimleridir.
Ancak özellikle modern anlamda darbe geleneği; Türk-İslam dünyasını Batı'nın kuşatması, çevrelemesi anlamında 1909 tarihinden başlamak daha doğru bir tespit olacaktır!
13 Nisan1909 tarihinde 31 Mart Vaka’sı olarak tarihe geçen ve şüphe götürmeyecek şekilde II. Abdülhamit'i tahtan indirip Osmanlı’yı dize getirmeyi amaçlayan Batı ve onların yerli taşeronları tarafından gerçekleştirilen ilk modern darbe girişiminden bu yana asker, Batı ve onların yerli işbirlikçileri tarafından gerçekleştirilen 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997 darbeleri ve 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin karakterleri birbirine çok benzemektedir!
31 Mart Vaka’sıyla başlayan ve 15 Temmuz 2016 tarihine kadar devam eden Türkiye'deki başarılı olmuş ya da olmamış darbelerin hepsinde Batı, ABD, NATO ve yerli işbirlikçilerinin; ordu, medya, bazı sivil toplum örgütleri, ekonomi çevreleri, ideolojik, dini ve dini olmayan terör odaklarını desteklemeleri tesadüf sayılmamalıdır!
Türkiye’nin Türk-İslam dünyasındaki dini, siyasi, askeri ve milli güç algısının yanı sıra jeopolitik ve jeostratejik önemine paralel olarak gerçekleştirilen darbeler ve darbe girişimi düşünceleri 15 Temmuz 2016 tarihiyle birlikte askeri olarak sona erecektir diye düşünüyoruz.
Her ne kadar askeri olarak sona erecek gibi görünse de Türkiye’nin bağımsız, milli iradeye dayanan dik duruşunun Türk-İslam dünyasında rol model olarak görülmesi oranında Batı-ABD, NATO, Siyonizm, Katolik Kilisesi ve Rusya’nın iç ve dış desteği ile palazlandırılan terörist faaliyetler(İslamcı terörist olarak lanse edilen ancak Batı, ABD… Finanse ettiği) Ortadoğu, Kafkaslar, Baklanlar, Afrika ve Türkiye üzerinde daha da yoğunluğunu arttıracağından endişe duyduğumuz gizli darbe girişimleri ekonomik, siyasi, ideolojik, mezhepsel ve etnik terör faaliyetleri üzerinde etkilerini arttırarak devam edecek gibi görünmektedir!
Türkiye’nin elinde bulundurduğu milli güç hiçbir darbe döneminde görülmemiştir. “Milletiyle devletinin bölünmez bir bütün olduğu” mesajı 15 Temmuz 2016 tarihinde darbeci ve onların destekçilerine karşı gür bir sesle dillendirilmiş; dillendirilmekle kalmamış Türkiye topraklarının geleceğini ancak milletin bağımsız iradesinin belirleyeceği mesajı tüm dünyaya Malazgirt, Miryakefelon, İstanbul’un Fethi… Çanakkale, Milli Mücadele destanlarında olduğu gibi bir kez daha haykırılmıştır!
Türklerin devlet millet, millet devlet anlayışının en güzel ve son örneği 15 Temmuz akşamı gösterilmiş ve millet devletleşmiş, devlet millet haline gelmiştir!
Devletin milletin maddi-manevi ruhu haline geldiğini görmek herkese, her millete nasip olmaz! Türk tarihinin devlet millet geleneğinin son örneğinin sergilendiği 15 Temmuz Milli Duruşu, Dünyaya örnek olacak denli devletin milletleştiği, milletin devletleştiği Milli Egemenlik direnci başta Türkiye olmak üzere Türk-İslam dünyasına örneklik teşkil edecek tarihi bir milli duruş ve tavır olarak önümüzdeki dönemde çok önemli dersler çıkarılacak milli ve asil bir duruştur!
Türkiye’ye karşı NATO, ABD, FETÖ, bazı istihbarat örgütleriyle birlikte yerli askeri, adli, sivil bazı taşeronları tarafından tezgâhladığını düşündüğümüz 15 Temmuz 2016 darbe kalkışmasından güçlenerek çıktığı, çıkacağı aşikârdır.
Siyasi, askeri ve moral olarak güçlenerek çıkan ve yeniden millet olmanın ne anlama geldiğini kavrama ve milletleşmeyi içselleştirme yolunda çok önemli bir adım atan Türkiye’nin bundan sonra atacağı milli, askeri, teknolojik, ekonomik ulusal ve uluslararası adımlar çok yakından takip edilecek, engeller, tökezletme çabaları daha da yoğunlaşarak gibi görünmektedir.
15 Temmuz darbe girişimi bizce sadece FETÖ terör örgütüne mal edilemeyecek denli geniş boyutlu uluslararası denklemi olan Türkiye’yi milletiyle devletinin bütünlüğünü bozmayı amaçlayan, Türkiye’yi yeniden Batı, ABD, Siyonizm eksenli haline getirmeyi amaçlayan; Türkiye üzerinde Sevr planını yeniden dayatma ameliyatı yapmayı tasarlayan bir darbe girişimidir!
Türkiye’ye karşı girişilen darbe girişiminin zaman içerisinde FETÖ, PKK, CIA, MOSSAD, Almanya, İngiltere, ABD, YPG, NATO… Bağlantılarının ortaya çıkmasıyla Türkiye’nin Batıdan kopuşunu hızlandıracak bir amaç ve çabayla karşı karşıya bulunup bulunmadığımızı zaman içinde daha net bir şekilde görebileceğiz!
Acaba birileri Türkiye’yi Rusya’ya mecbur bırakmak mı istiyor? Bunun da cevabını sonra verelim!