Tamer BÜKÜLEN

Tamer BÜKÜLEN

[email protected]

TESLİMİYET

23 Ekim 2017 - 16:00

TESLİMİYET

Bir bardak sudan sarhoş olmuşta, sanki bu sarhoşluğundan belli bir vakit sonra geçecek olan mest halimi, yine büyük bir hasret ve pervasızlıkla arıyorum.Sorduğum ve haykırdığım bütün illerde can kaftanını giymiş, bu kıyafeti sarhoşluğun cilve nazları ile bezemiş nice canlar şeksiz ve şüphesiz hep yol gösterdi.


Ey canlar!
Zaten sarhoş olmuş bu garibe sadece yolu göstermek kafi gelir mi? O ne yaptığını biliyormu ki sizin uzaktan gösterdiğiniz işaretlerisalim kafalı biri gibi bulabilsin. Siz onu tutun, icap ettiği yere götürün, teslim edin ki o da bunu belki o vakit idrak edebilmenin zevkine varabilsin. İşte o zamandır ki, götürüp de, teslimiyetine inşallah vesile olduğunuz bu adem, vesile olduğunuz hal içinde: “Bir çerağdan uyanmış şem’i gören, muhakkak ki şem’in kendisini görmüş demektir” diyen Hz. Mevlana’nın haline hiç olmazsa aşina olsun.


Karanlığın gündüzün gölgesi olduğunu bilmek, güneşe dünyanın perde olduğunu görmek ve şem’in aydınlığından mahrum olduğumuzu hissetmemek için yine bu akşam yıldızları seyredip de deryadan bir zerre misali, şemsten bir meneviş görmeye gayretleniyoruz.


“Aşk, doğruluk ve teslimiyet” sermayesinin hakiki manasını anlayıp da O’na, bendeliğin tam manası ile hizmet edebilen her kişiye verilen işaretlerden bir danesi gibi, gecenin yıldızlarla sunduğu ferahlık, gündüzün ise kabirleriyle ikramkar olduğu yine aynı ferahlığa olan soyunmuşluğu biz ne zaman gönlümüze nakşedeceğiz. Bu nakşetme vaktinin ne zaman geleceğini bilmek, bilmeye çalışmak, tahmin etmek zandan başka bir şey değildir. O hal de bize düşen vuslat için gösterileni hal etmektir, vesselam.

Emre Hanzade

Reklam