SANAL DÜNYA ve BİZ
Sanal dünyada binlerce hatta on binlerce arkadaşımız var.
Ama gerçek arkadaşlarımız nerede.
Yazılar yazılıyor ve binler on binlerle ifade edilen takipçileri var yazıların.
Ama kim bunlar, kaçını gerçekten tanıyoruz.
Paranın sözde mutluluk getirdiği gibi, nefsimiz ha bire tatmin ediliyor.
Gerçek dostlar nerede.
Ne nefeslerini hissedebiliyorum, ne tebessümleriyle tatlı dokunuşlarını.
Ama varlar biliyor ve hissedebiliyorum.
Yazılarını bir tıkla beğeniveriyoruz, bu yeter der gibiyiz.
Duygularımızı tatile göndermiş gibi bir yorum yazamıyoruz.
Hâlbuki ki ne güzel olurdu kelimelerle de dokunuverseydik yazılarda ki o sımsıcak duygulara.
Haydi dostum, o güzelim yazıların ulvi dokunuşlarını isteyene ulaştıran rüzgâr oluverelim, yağmur olup yağalım güzelliklerin dağıtıldığı verimli topraklara.
Sanal dünyada ki niceliğin yoğunluğunu, nitelik sarayının merhametli hükümdarı ile elele insanlığın hüzünlü ülkesinde mutluluk pınarlarının suları gibi insanlığın susuzluğuna sunalım.
Sanal dünyanın sanal insanları olarak kalmamak için o tarihi ve ulvi zaman gelmedi mi?
Emre Hanzade