~~Mekân-ı Sâlih
O derin ve uhrevî manâda iç temizliğine ulaşan ve onu hayat prensibi yapan nice gönüller, derdin dermanının yine derdin içinde saklı olduğunu hissederek, görerek ne lezzetli dakikalar geçirmişlerdir.
O ne lezzetli ve lâtif mekândır ki, orada huzur ve sükûn bir arada kardeşçe yaşarlar. Talip olana, önce o mekânın dışında dahi o gönül üzre tutarlar.
Ey gönül ehli! Aşkım, aşkının nişanesi ise seni akıl tokmağım ile haberleyip, kapıyı açtırmaya gelen o gönül erini geriye çevirme. O gönül eri seninle büyümeye ve seninle laik olduğu yere ulaşmaya ve her şeyin hakiki manâsını seninle bulmaya talepkârdır.
O aşk denizinde yüzmenin sebebi, hep iyi niyet, halis gönül ve hizmet için gayret kuşağını kuşanmaksa eğer, al şu kuşağı dola beline be o mekânda gönüllerden çıkmış yazıları Allah’ın yüce emri ile oku ve sindir içine.
İşte o zaman sen, sen değil o olursun ve vakit geldiğinde hizmet erbabı bulursun kendini.
Koş ey deli gönül, koş! Hedef bellidir. Merhamet ve vicdan azığını yanından ayırma, acıktıkça onlardan ye, gıybetten değil. Heybene doldurduğun çakıl taşlarını, o güzide beldeye gelmeden boşalt yerine aşkı koy, kıyafetinin ceplerini hoşgörü ile doldur ve sen o eşsiz manâda bu lezzeti tattığın anda kalbim senin değildir artık.
Emanetin kutlu olsun ve gönlün rahmetle dolsun.
İşte bu mekân senin ve onun ulvi duygularının buluştuğu bir yer olarak manâ tarihindeki yerini aldı ve yürüdü.
Emre Hanzade
[email protected]