Tamer BÜKÜLEN

Tamer BÜKÜLEN

[email protected]

GÜL KOKAN KÂİNATIN İÇİNDE AHMED-İ MUHTAR'I ÖZLEYEN DERVİŞİN MİRACI GÖREBİLEN GÖZLERDE HAKİKATE YOL OLUR

10 Mart 2021 - 15:19 - Güncelleme: 11 Mart 2021 - 16:23

GÜL KOKAN KÂİNATIN İÇİNDE AHMED-İ MUHTAR’I ÖZLEYEN DERVİŞİN MİRACI
GÖREBİLEN GÖZLERDE HAKİKATE YOL OLUR


Her dem miraçta olan derviş, tabiatın yeşil koynunda tefekküre dalınca gönlü miracı özler oldu. O tefekkür hâli güzellerden güzel bir hâl olup dervişe şöyle bir zuhuratı hak gördü ve dile geldi eşyanın hakikati…

Ruhum seherde aşk ile uyanır
Gözümü açarım binbir sebebe
Yusuf’u kuyudan kurtarır
Kurtarırım ruhumu sere serpe
Sûr’u duyar toprağı uyandırırım
       Hücremde dünyaya kapanır
       Derviş hâlimin teslimiyet edasıyla
       Kapanır karanlığın kapıları
       Yürürüm sırtımda miracın kapısıyla
       Dört duvar semaya açılır

Sonra hasreti düşündü derviş. Onun hasreti dahi ve hasret içinde onunla olmak, onu hissetmek dahi ne hoş. Kavuşunca duyacağım o vuslat anına dayanabilecek miyim acaba. Ama bilirim özlemeyen ulaşamaz, dilerim bu iştiyak hiç eksik olmasın hâlimden. Sonra şu dizeler döküldü gönlünden semaya…

Uzaklığı dert ederken, yakin iken heybetinden bitkin düştüm,
Uzaklıkta vuslat ümidi var, yakınlıkta ya kaybedersem korkusu.

Durup dinlenmeyi bir kenara bırakıp yoluna revan oldu. Az gitti uz gitti dere tepe bazen düz bazen yokuş gitti. Yorgun düştü. Uyuyup kalmış bir servinin gölgesinde. Güneş dervişin uyku hâlinde gördüğü ve dudaklarından dökülenleri duyunca sıcaklığıyla rahatsız etmemek için gölgeli hâlini uzattıkça uzattı. Güneş rüzgârla bir olup dervişin dile getirdiklerini evrende nasibi olanlara ulaştırmak için geceyi gündüze katıp ve dahi yıldızları kendilerine şahit kılıp kalplere ılık ılık nakşedip dervişin hâlini hakikate yol ettiler. Bunu anlayıp aldım kabûl ettim diyenler,  gönüllerine aşk yolunu mihman eden her insana, duyup hissettiklerini bir rızık sofrası gibi önlerine bıraktılar. Derviş uyanınca o hâlinden içine doğan o mestliğin etkisi ile söylediklerini hatırlayıp etrafında hiçbir şey yokmuş da yapayalnızmış gibi haykıra haykıra yoluna devam ederken yer gök şunları birde onun gönlünden duyuyordu…

Sen ki güneşe hasret gözlerin sahibi derviş
Onun varlığıdır hikmet-i sebebimiz
Ezeli ebedi güneşimiz
Ahmed-i Muhtar es-Selâm
       Sen ki yokluğun varlığı aczini bilen derviş
       Onun kokusudur hikmet-i sebebimiz
       Ezeli ebedi güneşimiz
       Ahmed-i Muhtar es-Selâm
Sen ki hâli demlemeye destur isteyen derviş
Onun nazarıdır hikmet-i sebebimiz
Ezeli ebedi güneşimiz
Ahmed-i Muhtar es-Selâm
       Sen ki helâl lokma adaleti hak bilen derviş
       Onun merhameti hikmet-i sebebimiz
       Ezeli ebedi güneşimiz
       Ahmed-i Muhtar es-Selâm
Sen ki senden geçen ona vuslatı seçen derviş
Onun davetidir hikmet-i sebebimiz
Ezeli ebedi güneşimiz
Ahmed-i Muhtar es-Selâm

…ve derviş menziline ulaştı. Dergâha adımını atar atmaz tatlı bir rehavet çöktü üstüne. Kapıyı sessizce açıp içeriye girdi. Tam hücresine girecekti ki “hoş geldin ey gül kokulu derviş” diyen sesi işitti. O ses dervişin içinde bulunduğu hâlini daha da yücelere taşıdı. “Eyvallah sultanım” geldim dedi. “İçinde bulunduğun hâl mübarek olsun, haydi dinlen, zira agâh olanlara uyku ziyan vermez.”
…gönüller sultanı dervişin hâlinden hissettiklerini şöylece paylaştı kendinle…

Ortalık gül kokuyor
Her yer o kokuyor Muhammed kokuyor...
       Kâinata yaymak için kokusunu
       Rüzgâr durmak istemiyor,
Her şey gül kokuyor eşya şerefleniyor
Hamuşan için için kaynıyor,
       Her yer o kokuyor o...
       Ahmedim kokuyor ruhlar coşuyor,
Taşıyor âlemlere o ilâhi zuhur,
Her yerden her şeyden sızıyor.

Haydi, vakit varken çek doya doya içine kokusunu ve vakit varken sızanları dahi olsa doldur aşk sarmaşıklarından ördüğün sepetinin içine.

O kokunun ulvi dokunuşuyla kalplere
Fethediliyor ruhlar,
       Eriyor aşk kazanında ruh
       Pişiyor canlar,
“Neredesin Mehmedim gönlümün eri”
Kokusunun esrarıyla haykırıyor canlar,
       O’nun kokusuyla mest olan canlar Ya Allah
       Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Rasulallah
       ...ve ruhlar onun aşkından emin
       Vel Hamdü Lillahi Rabbil Âlemin.

Niyazımız odur ki herkesin miracı hakikate yol olur ve her dem miraçta olan aşk erlerinin varlığı bizlerinde aşk ile miracına vesile olur ve miraçta aşk ile O’na kavuşmayı gerçek kılar…
Bil vesile aşk ile aşkı bulan erler hürmetine dervişe selâm olsun. Miracımız vakitlerin ötesinde dahi her dem O’na olsun.

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum