DÜNYA KADINLAR GÜN(LERİ)Ü
Dünya kadınlar gününü bir kavram olarak düşünürsek, bu kavramın varlığını ve bu güne dikkat çekilmesini mecbur kılan sebepleri bilmez idik.
Saygılı ve hoşgörüyü bilmeden ama tabii bir şekilde yaşayan bir ortamın çocukları olarak yaşayıp giderdik.
Büyüdük, medya denen bilinmezlik iklimlerini herkese duyuran sistemler geliştikçe sevinçler kadar üzüntüleri de toplum hâlinde paylaşır olduk.
Zalimce meyveler veren zulüm ağacının varlığına şahit olduk.
Kadın ve çocukların narin yapılarından faydalanıp azgın benliklerinin doyumsuzluğunu gün yüzüne çıkaran iğrenç bireylerin yok olası davranışlarına şahit olduk.
Acaba bunları yok saydığımız devirlerde, bunlar gerçekten yok muydu, yoksa örfi ve dini vecibeleri yaşayan kesimler mi bunlardan bihaberdi.
Yok saymak bilinci, var olanı yok etmiyor.
Saygı ve sevginin şiddeti yok ettiği, cinsiyet farkı gözetilmeden yaşamanın hak olduğu toplum bilinci artık yadsınamayacak bir gerçek olarak toplum bilincinde ve devlet tedbirlerinde yerini alıyor.
İslamiyet’in özünü anlayarak yaşamak ve Türk Örfü toplumda gereken dengeyi kendiliğinden kuracaktır.
Peygamberimiz Veda Hutbesin de buyuruyorlar ki;
“ Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim.”
“Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onlarında sizin üzerinizde hakları vardır.”
Sevgi ve saygı ile bezenmiş bir dünyanın inşası, harcını ancak ve ancak kadın ve erkeğin el birliği ile kardığı bir ortamda yıkılmaz bir yapı olarak varlığını sürdürebilecektir.
Maddi ve manevi bütün konu ve duygularda hakça paylaşım herkes için mutluluk kapılarını açacaktır.
Emre Hanzade
