DOST YOLUNDA
Allah'ın dostunun dostu olan Allah'ın dostudur.
Mirasını iyi belleyesin.
Hak olan mirası hak edebilmek için, sendeki dostluk tezahürlerini toprakta yeşertip meyvelerini her talep edene vermedikçe dostun dostu olman zor ender zordur.
Ey ilahi namzet! Sen ki kutlu insan olma yolundaki yolcu,
amellerinin dizginleri senin elinde mi?
O ilâhi emir ile sana ulaşan doğru, dürüst, düzgün ve aslına uygun davranmak için nice kapıları açacak olan gayretin seni tatmin ediyor mu, etmiyorsa hâlin nicedir.
Rastgele bir hâl içinde misin, yoksa hâlin hilâlli bir gecede önünde raks eden yıldızın teslimiyeti ile semaya rahmet salmakta mıdır?
Ya da kâmil insanların halka sunduğu yüksek karakter özelliklerini su yüzüne çıkartan içsel deneyimlerin güzellikleri, senin de tüm benliğini sarmış mıdır, bir dinleyiver kendini bakalım.
Sen bir dost masumiyetiyle hak kapısında misafir gibi değil de o saadetin hizmetçisi olmanın zevkine ulaştın mı?
Sana sunulan bütün bilgi makamlarının gerçekte içine sindirmen gereken yükünü hafifletecek unsurlara sahip misin? Yoksa o kapı çok uzakta mıdır?
Sen gerçek dostun hissettiği gibi, eşyanın tabiatına hâkim halinin idrakini hissettiğin ve onun doğruları merkezinde sabit kaldığın sürece o dostun dostu olarak hak dostu olmanın yolundasın demektir.
İşte o zaman teslimiyetin ve istikrarın sana yoldaş olsun demek can dostunun hakkıdır.
Dünyada Karun kadar zengin olmak, hakiki dostun kapısında eşik olmanın zevkinin yanında bir hiçtir.
Emre Hanzade