BAHARI BEKLEYEN KIŞ
Ormanın bittiği noktada dağda bitti. Gökyüzüne baş vermiş bir kayanın üzerinde ormanının derinliklerine dalmış gözlerim. Yükseklerdeyim ve bir film şeridi gibi önümden geçen düşüncelerden yakalayabildiklerimi dağcı çantamın içine doldurarak kulübeme doğru yola revan oldum. Geldim, ısındım ve yazıyorum:
Ayılar kış uykusuna yatmayıp bütün kış yazı takip etti.
Kurtlar inlerine girmeden ailecek vadide dolaşmayı bırakmadılar, tilki kurnazlığını unutturan kara kışta tir tir titriyor.
Kuşlar büzüşmüş dallarda çaresiz, sincaplar bir cevizin peşinde karda izlerini bırakarak yaz duasına çıktılar.
Tavşan zıplamayı unuttu bir heykel gibi avcıyı bekliyor, yaban eşekleri inatları uğruna bataklıkta kala kaldılar, ortalıkta bir sinek dahi görünmüyor.
Hepsi de düşman kardeşler gibi inlerine çekildiler.
Kar eridi, hayatın ışığı hayvanların üzerinden elini çekmeden bahar geldi, bütün çekememezlikleri serbest bıraktı.
Hepsini hırlamaları ayyuka çıktı.
Ah bahar sen buna lâyık değilsin ama savaş başladı.
Senin varlığını sabırla bekleyen çiçeklerin tomurcukları kuşları davet için duaya başladılar.
Arılar meydana daldı.
Bal gözlü dünya güzellikleri balları toplamak için gecenin ayını kendilerine şahit kıldılar.
…ve bilge doğa, insanlığa sunacağı ulvi fazilet olgularını bir bir ortaya saçtı.
Tüm canlılar ilâhi emri duydu ve beklemeksizin o sesin efsunlu davetine koştular.
Ellerinde keşküller, herkes nasibi kadar aldı.
…ve ortalık toz duman oldu.
Hâl ’in demlendiği o anda, sükût ehli yalnız kaldı.
…ve kar erimemek için direniyor.
Güneş pek nazlı,
…ve cemreler vakitlerini beklerken,
Zaman durdu.
Emre Hanzade