Büyük şair Sezai Karakoç’un ‘Hâtıralar’ı vefat yıldönümüne iki ay kala Diriliş Yayınları tarafından iki cilt halinde okura sunuldu. İlk kez 1988- 1992 yılları arasında Diriliş dergisinde yayımlanan hâtıralar, şairin çocukluğundan Diriliş düşüncesine uzanan yaşamının yanı sıra dönemin edebiyat dünyasına da ışık tutuyor.
SALİHA SULTAN
Kasım 2021’de Hakk’a yürüyen büyük Türk şairi Sezai Karakoç’un yıllardır kitaplaşması beklenen hâtıraları Diriliş Yayınları tarafından iki cilt halinde yayımlandı. Karakoç’un ilk kez, Diriliş dergisinin son döneminde, 1988- 1992 yılları arasında ‘Hâtıralar’ başlıklı köşesinde kaleme aldığı hatıralarının sonuncusu, derginin 5 Şubat 1992 tarihli sayısında neşredilmişti. Şairin bütün eserleri Diriliş Yayınları’ndan çıktığı halde hâtıraları sağlığında yayımlanamamıştı. Karakoç’un hâtıralarını yazmaktan duyduğu pişmanlığı ise, 3 Ağustos 1990 tarihinde Diriliş dergisindeki köşesindeki şu ifadelerle dile getirmişti: “Bütün bunları yazmaktan bir zevk duyduğumu sanmayınız. Aksine, çok büyük ıstırap duyuyorum. (…) Bu Hâtıralar’ı yazmalı mıydım, yazmamalı mıydım? Bunda hâlâ bir tereddüdüm var. Ama madem ki yazmaya başladım, hakikatleri yazmalıyım. Bunları gizlersem okura ve camiaya, gençlere karşı görevimi yapmamış olurum.” Karakoç hâtıralarında, anılarını doğum yeri olan Diyarbakır-Ergani’nin tarihçesinden başlayarak anlatıyor, ailesinin portresini çizdikten sonra, hayatın kronolojik bir sırayla okuruna aktarıyor. Taşrada geçen çocukluk ve ergenlik yıllarını, eğitim hayatı boyunca kurduğu dostlukları, edebiyat dünyası ile tanışmasını, Diriliş düşüncesinin filizleniş sürecini detaylı bir şekilde okurlara anlatan şair, Necip Fazıl Kısakürek, Cemal Süreya, Mehmet Şevket Eygi, Fethi Gemuhluoğlu, Muzaffer Erdost, Ahmet Oktay gibi şair, yazar ve düşünürlerle olan ilişkilerini de kaleme alıyor. Şairin 1974 yılına kadarki yaşamını kapsayan hâtıraları, dönemin edebiyat atmosferinin yanı sıra toplumsal meselelerine de ışık tutan bir kaynak niteliğinde.
FACEBOOK YORUMLAR