Lafaramızda, Z Kuşağı 'nın şeker falanyediğini hiç zannetmiyorum; onlar chips ve çikolata çocukları. Şeker diye yedikleri de plastik gibi birşey. Nerdeee bizim zamanımızın akide şekerleri, nane şekerleri?!...
Tabiimeselemiz Z Kuşağı 'nın hangi şekeriyediği veya yemediği değil, başlıkta Samsun türküsünden alıntılama yapınca, işşekere döndü.
Bizde sadede gelelim.
Özellikle son 10 yılda bir " Z Kuşağı " lafıdırgidiyor. Bütün dünyada var böyle bir konu. Burada ayrıntıya girmeyeyim. Merak eden internetten bakar. Artık bilgiavucunuzdaki akıllı telefonda bir tık ötenizde. Fakat genel olarak 1995-2012civarında doğanların bu kuşağa mensup olduğunu söyleyerek esas konumuzagirelim.
Pekçok kuşak var maşallah. Eskiden sadece yaşlıların bellerine sardıkları kuşakvardı; şimdi ortalık kuşak kaynıyor; yani "nesil". X Kuşağı, Y Kuşağı Alfa Kuşağı arasında en çok konuşulan kuşak, Z Kuşağı oldu.
Öncekikuşaklar bu kadar konuşulmadı. Z Kuşağı niçin çok konuşuluyor. Lafa dünya turu attırmayalım; tek sebep internet vesosyal medyadır; sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla, görünürlükleri artmıştır.
İnsanlarınsosyalleşmeleri eskiden (Milattan önce falan değil, daha 2010'lara kadar) çokdar imkânlarla gerçekleşiyordu. 2004'te hayata geçen facebook'un2007-2008'lerde bir patlama yaşaması; benzer şekilde 2006'da kurulan twitter'ın2010'larda gündelik hayatın bir parçası olması ve buna daha sonra instagram vewhatsapp'ın eklenmesi 1990'ların ortasında doğan gençlerin hayatı tanımayabaşladığı bir dönemde yaşandı. Yani bu gençlik baş döndürücü bir sosyalleşmeteknolojisinin etki alanına girdiler. Kapitalizmin istediği de buydu zaten:gönüllü ihtiyaç karşılama ve gönüllü kölelik.
Z Kuşağı , birden genişve sınırları olmayan bir dünyaya adım attılar ve bu adımı atarken henüzbireysel ve toplumsal kişilikleri oluşmamıştı. Henüz şahsiyet bulmamış birkuşak, birden bire kapitalizmin gönüllü kölesi olunca, şahsiyet bulmanın ipikoptu. Daha önceki kuşaklar, televizyonkuşağı bile, büyük bir saldırıya maruz kaldıkları halde, aile ve muhitinsağladığı imkânlarla şahsiyetini geliştirebilmişti.
Z Kuşağı neredeysegözlerini AVM'lerde açtı. Yani tüketimin kutsallaştırıldığı mekânlarda. Önceki kuşaklarıngörüp gördüceği iş yeri, mahallesindeki bakkal, kahvehane, berber, terzi, fırınve kasap gibi yerel sermaye ile dönen yerlerdi. Z Kuşağı , uluslararası sermayenin ışıltılı mekânlarında buldukendini. Tabii ki, bir yandan akıllı telefonların sağladığı dünyaya açılma, biryandan da AVM'lerin gösterdiği ışıltılı dünya, gençlerin aklını başından aldı.Zaten oluşmamış "akıl kullanma bilinci", onları önceki kuşaklarınanlayamayacağı ve çoğu zaman gerçekten akıl dışı tavırlar geliştirmelerine yolaçtı ve önceki kuşaklar Z Kuşağı ilemuhatap oldukça, kafayı Z harfine taktılar ve davranış farklılıklarını da z'likelimelerle ifade ettiler: zıpır,zirzop, zırtapoz, zübük, zevzek, zibidi, zıpçıktı, zırıltıcı, zevk düşkünü .Ne yazık ki bu tanımlamaların hiç biri de olumlu değil. En olumlu gibi duran"zevk düşkünü" bile hızlı tüketime dayalı bir zevk tüketimini gösterdiği içinolumsuzlaşıyor.
Öncekikuşaklarla Z Kuşağı arasında bir"kuşak çatışması" yok; zihniyet farklılığından kaynaklanan bir çelişki ve buçelişkiye dayanan bir çatışma var. Yani ZKuşağı 'nın formatı ile önceki kuşakların formatı çok farklı.
Fakatşurası bir gerçek ki, Z Kuşağı , birara dönem ve geçiş dönemi kuşağıdır. Bunlar da bu z'li sıfatlardan kurtulupsükûnete erecekler. İnşallah toplumsal tahribat olmadan biter bu geçiş süreci.
Not: Yazı ilk olarak 19 Nis 2022 tarihinde hamlegeazetesi.com.tr sitesinde yayınlanmıştır.
FACEBOOK YORUMLAR