Toprağınuyandığı, tabiatın bereket bereket her yerden fışkırdığı günlere alıştın bahardiye. Kışın ağır kasvetli havasından kurtulmanın ilk işaretlerini Martbaşlarında görmeye başlardık. İlk çiçekler ve mesela sümbüller baharın gelişinimüjdelemek için, Bâkî'nin deyişiyle göm gök tere batarak gelirlerdi. Dağbaşlarında nevruz çiçekleri baş gösterir, 21 Mart günü, "tabiatın uyanması" ve"iklim yeni yılı" demek olan Nevruz kutlanırdı. Takip eden günlerde hertaraftan tabiate çiçekler boca edilirdi sanki...
Arkasından Nisanyağmurları.
Toprak kıpırkıpır olurdu altındaki tohumları yeryüzüne çıkarmak için.
Dağ başlarındakarlar erimeye başlar, dereler coşardı.
Sonra lâleler vegelincikler kaplardı her yeri. Dünya kırmızı bir halıya dönerdi.
Çiçek açanağaçlar. Bademler, şeftaliler, erikler, kirazlar.
Meyve vermese debütün ihtişamıyla erguvanlar. Arkasından akasyalar, mimozalar, manolyalar.
Ardından Mayısayı ve meyve bereketinin ilk günleri; yani Hıdırlellez.
Ve ilkmeyveler.. Erikler, kirazlar.
Hep böyleliğinealışmıştık baharın.
Hayat vardıbaharda, bereket vardı, bolluk vardı. Yeşillikler, rengarenk çiçekler vardıhep.
Biz baharın hepböylesini biliyorduk!
Bu sene öyleolmadı!...
Martın başındacovid-19 derdi sardı bütün dünyayı ve Türkiye'yi. Herkes hayat şeklinideğiştirmek zorunda kaldı ve sokağa çıkma sınırlaması yüzünden milletimizinbüyük bir kısmı mecburî olarak evlerimizden çıkmadık. Bütün gündemimizi buhastalık doldurduğu için hayatı ve baharı ıskaladık bu yıl.
20 yaş altı ve65 yaş üstü evlerde kalınca, hayat "evde kalma"ya kilitlendi ve çoğumuz bedenendışarı çıksak da bilinç olarak evlerde kaldık ve baharı fark edemedik.
Suyun köklere,gövdelere ve dallara yürüdüğünü ve güneşin de domurcukları uyandırdığını farkedemedik. Tabiatte her tarafta hayatın fışkırdığı günlerde, televizyonlarda,hayatı terk edenlerin haberlerini dinler olduk. Her gün covid-19'dankaybettiğimiz insan sayısı, baharın en acı haberi oldu bütün dünyada. Bahargüzelliği ölüm hüznüyle örtülmüştü; bu tabiat güzelliğinin gece örtüsü ileörtülmesi gibiydi. Gecelerin bari kokusu olurdu; covid-19 herkesi ölümekilitlediği için kokuyu da alama olmuştuk.
Kış günlerindebaharı karşılamaya hazırlanan yüzlerdeki ümit gülümsemesi Mart başında, tam dabaharın ilk günlerinde yüzlerde dondu kaldı. Sevinçle çarpmaya hazırlananyüreklerde atışlar tereddütü terennüm eder oldu.
Mübarek Ramazanda böyle günlerde yaşandı. Hüzünlü Ramazan. Cuma namazlarının cemaatlekılınamamasından başka, teravih namazları ve eş-dostla iftarlar da yaşanamadıbu sene.
Bahar 2 aydageldi ve meyve mevsimine dönüldü. Çiçekleri, ağaçların bayramını, yabaniotların cümbüşünü göremeden meyve mevsimine geldik.
Baharınböylesini hiç görmemiştik dostlar!...
Şeyhülislam Yahya , taa 1622 yılının Mayıs ayındaböyle bir baharı yaşamış ve şiire dökmüş. 20 Mayıs 1622 günü Genç Osman'ınkatli, her tarafı hüzne boğmuş ve Şeyhülislam Yahya, bülbüllerin öttüğü,güllerin açmasına rağmen gönüllerin mutlu olmadığını şu beytiyle acı acı dilegetirmiş:
Bülbüller öter güler açar şâd gönül yok
Hiç böyleliğin görmemişi fasl-ı baharın
Not: Yazı ilk olarak 19 May 2020 tarihinde hamlegazetesi.com.tr sitesinde yayınlanmıştır.
FACEBOOK YORUMLAR