ÇINAR AĞACINA AĞIT
Namık Açıkgöz
O dehâ öyle toplamış ki bizi
Yedi yüz yıl süren hikâyemizi
Dinlemiş ihtiyar çınarlardan.
Yahya Kemal
O dehâ öyle toplamış ki bizi
Yedi yüz yıl süren hikâyemizi
Dinlemiş ihtiyar çınarlardan.
Yahya Kemal
Hatırlar mısın Süheylâ o koca çınarı? Arkadaşlarla altında oturup sohbet ettiğimiz o koca çınarı?...
İşte o koca çınar yıkıldı…
Yaklaşık 20 yıldır kış günleri hariç, dostlarla buluşup “ÇINAR6” sohbeti yaptığımız 110 yıllık çınar gitti.
Dost ve arkadaşlar için altı bir sohbet mekânı olan o güzelim çınar gitti.
Muğla-Menteşe Yağcılar hanının girişindeydi.
Eskiden yağ getirenlerin yağ yüklerini indirip toptan veya perakende sattıkları bu mekan, 1992 yılında zamanın belediyesi tarafından elden geçirilip ahşap ağırlıklı ve 2 katlı bir bedesten hâline getirilmiş. Ahşap işçiliği ve revak ve kemer stiliyle tam bir geleneksel yapı ama fonksiyonları modernleştirilmiş. Girişte çınar ağacı olduğu için de kapalı bedesten değil, önü açık bedesten şeklinde yapılmış.
Ortada kiremit kaplı çay ocağı…
Çay ocağının arkasında bir küçük çınar…
Zemin taş döşeme… Dere taşı… Kayrak veya kesme taş değil… Bildiğin dere taşı… Arnavut kaldırımı şeklinde döşenmiş.
İşte o koca çınar, bu güzel mekânın girişindeydi ve yola bakan cephesini bütün haşmetiyle dolduruyordu.
Mekânı geldiğim günlerde, 1994 Nisan başında fark ettim. Zaman zaman yek başıma veya birkaç arkadaşla tesadüfî sohbetlerimiz oldu. Cumartesileri gitmeyi severdim ama Perşembe günleri, tekstil pazarı kurulduğu için, akşamüzeri gidip oradaki canlılığı içime çeke çeke çay içerdim.
Bir süre sonra, Cumartesi öğleden sonraları orada oturmayı mutad hale getirdi. Haberleştiğimiz dostlar varsa onlarla; yoksa oradan gelip geçen arkadaşlarla çınarın dibinde sohbetler ettik. Üniversiteden ve şehirden arkadaşlarla sistematik sohbetlerimiz daha sonra başladı ve o çınarın altı bizim için “ÇINAR6” olmuştu…
Daha çok kültür konuştuk orada. Başta Muğla kültürü olmak üzere her seviyeden kültür konuştuk. Oturduğumuzda hiçbir proje yoksa dağılırken birkaç proje ile kalkmışızdır ve bunların çoğu değişik boyutlarda gerçekleştirilmiştir.
Sıcak yaz günlerinde yapraklarıyla üzerimize kol kanat geren o çınar, yıllarca sadece tenimizi değil, ruhumuzu da serinletti. Gelip geçen, bir grup insanın masaya oturup sohbet ettiğini gördü sadece; oysa o fotoğrafın esas tamamlayıcı yönü o koca çınardı. Hatta bir gün bir arkadaşımızla biraz sohbet ettik. Arkadaş; “Hadi pastaneye gidelim… Burada çaydan başka bir şey yok.” dedi. Ben de “Var!...” dedim; “çınar var ve pastanede çınar yok!...” Arkadaşım yüzüme tuhaf tuhaf bakınca izah ettim. Hak verdi ve pastaneye gitmedik; hava kararıncaya kadar o çınarın altında sohbet ettik.
Hiç unutmam; bir yaz günü sohbete o kadar dalmışız ki, çay ocağı kapanmış ve sevgili ustalarımız bizim sohbeti bölmemek için haber vermeden gitmişler. Üstümüzdeki çınar yaprakları bize gülmüştür.
***
Bilenlere sordum… Gövdesinin bir kısmı da toprak altında kaldığı için, oralardan çürümüş ve 14 Ocak 2023 günü sabah saat 08:45 civarında göçüp gitmiş arkasında bizleri mahzun bırakarak.
O gün öğleden sonra, akşama kadar birkaç grup arkadaşla oturup sohbet ettik gene aynı yerde. Ocak ortası olmasına rağmen hava güzeldi ve sanki akşama kadar taziyeleri kabul ettik.
Şehrin ağaçlandırılması konusunda biz kadar heyecanlı olan ve bu koca çınara biz kadar değer veren sevgili Başkanımız Bahattin Gümüş, en kısa zamanda oraya gelişkin bir çınar dikecektir. Aman sevgili Başkanım; lütfen gövdesi toprak altında kalmasın ve yüzyıllarca yaşasın.
FACEBOOK YORUMLAR