Prof. Dr. Mehmet DEMİRCİ

Prof. Dr. Mehmet DEMİRCİ

[email protected]

‘Tarihte ve Günümüzde Bektaşilik’

10 Şubat 2020 - 18:27 - Güncelleme: 10 Şubat 2020 - 18:31

‘Tarihte ve Günümüzde Bektaşilik’

Sosyoloji (toplum bilimi) insanların toplumdaki davranışlarını gözlemleme yoluyla araştıran ve objektif sonuçlara ulaşmaya çalışan sosyal olaylar ilmi demektir. 19. yüzyılda ortaya çıkan sosyoloji, çağımızın en önemli sosyal bilimlerinden biridir. Bunun bir dalı olan ve daha yeni olan Din Sosyolojisi ise din ile toplumun karşılıklı ilişkilerini, sosyolojik bir bakışla araştırma konusu yapar.

Türkiye’de Din Sosyolojisi, Din Felsefesi, Din Psikolojisi ve İslam Felsefesi dalları daha çok ilahiyat fakültelerinde gelişme imkanı buldu. Günümüzde bu alanlarda söz sahibi olanların pek çoğu bu fakültelerde yetişti.

İşte bunlardan biri de Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde görevli Doç. Dr. Yılmaz Soyyer‘dir. 34 yıldır Bektaşilik konusu üzerinde çalışmaktadır.

Bu konuda bilimsel eserleri yanında roman türü kitapları da çıkmıştır. 19. Yüzyılda Bektaşilik, Şu Bizim Bektaşiler, Çerağlar Uyanırken, Semah Aşka Doğrudur ve Mevlevi adlı kitapları bunlardandır.

Yılmaz Soyyer İzmir’e geliyor. Türk Kültür ve Sanat Derneği’nin verimli konferanslarından birini sunacak. Yarından sonraki cumartesi, 11 Ocak günü saat 15.00’te Fuar Gençlik Tiyatrosu salonunda konuşacak. Konu başlığı: Tarihte ve Günümüzde Bektaşilik. Yılmaz Bey rahat konuşan, kolay dinlenen biridir.

KONUNUN ÖZETİ

Bektaşilik Hacı Bektaş Veli’nin çevresinde toplanan dervişlerce, onun manevi halkasında başlatılan ve insanın manen olgunlaşmasını hedefleyen tasavvufi bir yoldur. Sistemleşerek tarikatlaşması 13. yüzyıla kadar dayansa da etkili dönemlerini Balım Sultan’ın posta oturmasından sonra yaşamıştır. 1826’da kapatılan bu tarikat hakkında o yıllar, elimizde en bol vesikanın bulunduğu bir dönemdir. II. Mahmut, yeniçeriliği haklı sebeplerle kaldırdı. Onlarla yakın ilişkide olduklarından dolayı bu tarikat da onun hışmına uğramıştır.

Bektaşilik, başında bir mürşidin bulunduğu, bir dergahta faaliyet gösteren, meydan evi denilen mekanda ayin yapan, bu ayinlerde özel elbiseler giyen; yani diğer tarikatlarla pek çok hususta ayni olan bir yoldur. İnanç esaslarının merkezinde “vahdet- i vücut” inanışı bulunur. 19. yüzyıla ait tekke kütüphanesi listelerine dayanarak İbn Arabi’nin eserlerini de okudukları görülür. Bektaşilik, yol zincirlerinin Hz. Ali’ye dayanması dolayısıyla Alevi bir tarikattır.

Bektaşilik yaklaşık 200 senelik yasaklı bir dönem geçirdi. Hızlı şehirleşme sonucunda, kendilerine benzemekte olan Alevi (Kızılbaş) topluluklarla aynı çizgide hareket etme zorunda kaldıklarından hep beraber Alevi-Bektaşi geleneğini oluşturdular. Ancak hala klasik dönem Bektaşiliğini yaşatan Bektaşi ocakları da vardır.

Prof. Dr. Mehmet DEMİRCİ

Kaynak: http://www.mehmetdemirci.org/?p=2536