Kemal Sunal nasıl aktör oldu?
Sami Yaşar Ölçer’i yeni tanıdım. 1945 doğumlu olup ortaokulu Karaman’da, Liseyi İstanbul Vefa Lisesinde okudu. Orman Fakültesini bitirdi. Orman Bakanlığında tam 7 ayrı bakanın özel kalem müdürlüğünü yaptı. Ayrıca Bakanlıkta üst düzey görevlerde bulundu. “Karaman ve Ankara’dan Anılar” adlı kitabında anlattığına göre Vefa Lisesi’nde Kemal Sunal arkadaşıdır. Sami Bey şunları anlatır:
Belkıs Hanım adında bir hocaları vardır. Hiç boyanmamış bembeyaz saçlı, yumuşacık tam bir anne yüzüne sahiptir. Sonrasını, liseyi altı yılda bitirdiği için hepimizin arkadaşı olmuş rahmetli Kemal Sunal anlatsın, der ve Kemal Sunal’ın sözlerini nakleder:
“Son dersin çıkışında Belkıs Hanım beni çağırıp arabasına bindirdi. Hiç konuşmadan Beyoğlu’na çıkıp arka sokaklardan birisine park ettik. Gene hiç konuşmadanyürüyüp karanlık girişi olan bir iş hanına geldik. Bir odanın kapısını açıp içeri girdiğinde, orta yaşlı, kır saçlı bir adam hürmetle ayağa kalktı, “Buyurun Belkıs Hocam” dedi.
Belkıs Hoca, “Müşfik bu çocuğu sana getirdim, bundan öğrenci olmaz, ben bu çocukta müthiş bir rol kabiliyeti seziyorum. Onu sana emanet ediyorum.” “Karşımdaki kişi Müşfik Kenter’di. İşte benim hayatım o gün değişti. Ben Belkıs Hanım’ın eseriyim.”
ÖĞRENCİ ANNESİ
Sami Ölçer devam eder:
Şimdi bunu yapabilecek, öğrencisini bu kadar iyi tanıyan bir hoca tanıyor musunuz? Belkıs Hocamı bir de ben anlatayım: Okul Çatalağzı Termik santraline bir gezi düzenlemiş. Belkıs Hanım “katılacaklar şu kadar parayı getirip bana versinler” dedi. Bir ara gözü bana takıldı. “Sami sen gel benimle” deyip beni öğretmenler odasına götürdü. “Bana kızmazsan sana bir şey söylemek istiyorum” dedi ve devam etti “eğer iznin olursa ben seni bu geziye davet etmek istiyorum.” Benim bu geziye çok katılmak istediğimi, ama buna yetecek kadar param olmadığını anlamıştı. Hoca böyle bir şey işte.( Sami yaşar Ölçer, Karaman ve Ankara’dan Anılar, Anın yayını, 2014)
HIZIR YETİŞİR
Sami Yaşar Ölçer “Toprak Damlı Evlerin Çocukları” adlı kitapta şunu anlatır: 1960, yokluk yıllarıdır. Liseyi bitirmiştir. Yüksek tahsilini ancak burslu okuma imkanına sahiptir. Orman Fakültesi burs sınavını kazanır. Burs işlemleri için bir kefil gerekir.
Onu Vefa Lisesi’ne kaydettiren ağabeyi “İbrahim Demircioğlu sana kefil olacak, ona git” der. Müracaatın son günüdür, gider, İbrahim Ağabeyin dükkânı o gün hiç açılmamış, kapalı. Dükkânın önüne oturur, başlar ağlamaya! Derken İbrahim ağabeyin bir dükkân komşusu gelir yanına, “Hayırdır delikanlı niye ağlıyorsun” der.
Sami durumu anlatır, adam eğilir elindeki kağıtları alır, o zamana göre bir hayli yüksek olan kefalet tutarına bile bakmadan “neresi imzalanacak bunun?” der. Gösterir, basar imzayı. Genç Sami mutludur, hala kendine sorar: “Kimdi bu hayırsever kimse, Hızır mıydı hiç bilmiyorum” ve “Saniyeler içinde hayatım tekrar değişmişti” der.
NOT: Okuyucularımdan bir hafta (2 yazı günü) izin istiyorum.
Prof. Dr. Mehmet DEMİRCİ
http://www.mehmetdemirci.org/
FACEBOOK YORUMLAR