“Şol gökleri kaldıranın… Donatarak dolduranın… Ol! deyince olduranın, doksan dokuz adı ile…” şair duasınca duam vardır Var Edene öncelikle…
Var etmeseydi olamazdım… Konuşturmasaydı, konuşamazdım… Hz. Adem’den en son Kutlu Peygamber’e gelinceye kadar görevlendirilmiş sevgilileri olmasaydı ondan haberdar olamazdım.
Anam babam olmasaydı vücut bulamazdım. “Ağzımda annemin sütü” olan güzel Türkçem olmasaydı Türkçe konuşamaz, Türkçe yazamazdım.
Vatanım canım Türkiye’m, kutlu devletim Türkiye Cumhuriyetim, nazlı bayrağım ay yıldızım olmasaydı Türk Milletinin bir ferdi olarak aziz milletimle birlikte özgür olamazdım. Anamın babamın kabri bu topraklarda olamazdı.
Kalbime incelik vermeseydi Var Eden, şiir vadisinde yaşayamazdım…
Bunca verilenlere ve verilmeyenlere minnetim vardır sonsuz kere…
ANADOLU ERENLERİ
Kitabın kapağını açtım, “Sunuş” yazısı yukarıdaki cümlelerle başlıyor. Adeta çarpıldım. “Şol gökleri kaldıranın…” Bir yerlerden hatırlıyorum bu sözü. Evet, evet değerli destan şairimiz Niyazı Yıldırım Gencosmanoğlu’nun (1929-1992) Dede Korkut üslubuyla yazılmış meşhur şiirinin ilk dörtlüğü.
Söz konusu kitap Denizlili edebiyat öğretmeni, şair Şeref Kutludağ imzasını taşıyor. Şairane bir ismi var: Güneş Ektim Gönlüme.
Kutludağ bu toprağı vatan yapanları iyi bilen biridir. Bunlardan Anadolu Erenleri’ne şöyle seslenir:
Kimi abdal kimi derviş
Kimi gazi kimi ermiş
Baciyanı kardeş bilmiş
Kayadan gül derenleri
Anadalu Erenleri.
Elazığ’dan Denizli’ye
Erzurum’dan Edirne’ye
Bucak bucak Türkiye’ye
Gönülleri serenleri
Anadolu Erenleri.
Alpaslan’la Orhan Gazi
Erenlerden almış hızı
Yetiştirmiş nice yıldız
Anadolu Erenleri
Anadolu Erenleri
DENİZLİ SEVGİSİ
Şairimiz doğup büyüdüğü toprakları, Denizli’yi şuurla seven biridir:
Can horozlar vardı bir zamanlar bu şehirde
Adına türküler yakılan
Gül ibikler, çil horozlar vardı mesela
Şafak onlarla söker, sabah ezanı onlarla okunurdu
Çalar saatler henüz girmemişken evlere
Saltanatı vardı bu şehirde can horozların
Denizli deyince Özay Gönlüm’ü hatırlamamak olur mu:
Denizli’miz onun ile ünlendi
Yaren’iyle mızrabıyla ünlendi
Türküsüyle horozuyla ünlendi
Şimdi artık gönüllerde Gönlüm var
POETİKA
Şerif Kutludağ şiir anlayışını (poetika) şöyle ifade etmiş:
“Şiir, hayatı ve insanlığı güzelleştirmek için bir vesiledir benim için.
Hissedip söyleyemeyen, yazıya dökemeyenler adınadır şiir.
Şiir tarlaya buğday ekmek misali acıkan ruhları doyurmak adına ruhlara umut ekmektir, sevgi ekmektir. Şiir kara taşta gül bitirmek misali çorak gönülleri çiçeklendirmektir. Şiir insan inşa etmektir gönül coğrafyasında.”
Kutludağ, oğlanları kızları evlendirin diyor:
Evlendirin yaşı gelmiş gençleri
Duman tütsün hanesinde ocağı
Tarla toprak yurtla yuva evleri
Gönendirsin dört bir yanı bucağı
Ş. Kutludağ’ın yurdumuzun her köşesine sevgisi vardır. Oğlunun askerlik yaptığı Tunceli, Munzur Baba adlı güzel bir şiire ilham kaynağı olmuş:
Munzur Baba selam olsun yurduna
Tavşanına, kartalına, kurduna
Dört bucaktan nice yiğit yolladık
Tunceli’de talim eden orduna
Kaynak:http://www.mehmetdemirci.org/gunes-ektim-gonlume/