İrevan Eyaletinin İcmal Defteri ve Makü sancağı
Mehmet Akif Erdoğru
Azerbaycan coğrafyasının tarihi kaynaklarından olan Osmanlı tahrir defterleri, Türkiye’de Osmanlı Arşivinde korunmaktadır. Azerbaycanlı tarihçiler bu defterlerin Azerbaycan tarihi açısından önemini fark etmişler ve bir kısmını Azerbaycan Türkçesine çevirerek yayınlamışlardır. Revan eyaletinin 1728 tarihli İcmal defteri de Azerbaycan’ın yetiştirdiği değerli tarihçilerden merhum Ziya Bunyadov (1923-1997) ile Hüsameddin Memmedov tarafından, Bakü İlimler Akademisi Şarkşünaslık Enstitüsü yayınları arasından 1996 yılında yayınlanmıştı. 184 sayfalık bu eser, bugünkü Ermenistan coğrafyasında Müslümanların (Türk) varlığını kanıtlayan muasır bir delil olması hasebiyle önemliydi. Nitekim bu yayın, değerli meslektaşım Prof. Dr. Tuncer Baykara tarafından Türkiye’de ilim âlemine tanıtılmıştı (Ege Üniversitesi Tarih İncelemeleri Dergisi, XIII/1, s. 267-268). Defteri yayınlayan Bünyadov ve Memmedov, bu yayını, Türkiye’den merhum Prof. Refet Yinanç (1939-2019) ile Prof. Bahaeddin Yediyıldız’ın kendilerine gönderdikleri ‘fotokopilerden’ yararlanarak yaptıklarını belirtmişlerdi. Malumdur ki, 1980’li ve 1990’lı yıllarda bu defterlerin aslını görmek sıkı izne tabiydi. Çoğu tarihçiye bu izin verilmiyor, verilse bile defterin fotokopisi veya mikrofilmi verilmiyordu. Dolayısıyla arşivde rahat çalışma imkânı yoktu. Bu kısıtlamalardan dolayı defter çalışmaları yeterince yapılamamıştı. Bu kısıtlamalar sonradan kaldırıldı. Dolayısıyla, Ziya Bünyadov, kendisine gönderilen ‘fotokopi metni ve bilgileri’ esas aldı. Defterin orjinalini görmedi. Eserinde ‘yayınladığımız icmal defter İstanbul’da Başbakanlık Osmanlı Arşivindedir (No.895)’ olarak belirtiyor (s.24). Ancak burada bir noktayı tashih edeyim ki, Bünyadov’un yayınladığı defterin katalog numarası 895 değil, TT 898’dir. TT 898 numaralı bu defter, Osmanlı Arşiv kataloğunda ‘Revan eyaletinin havi olduğu livalardaki has, tımar ve zeametleri havi icmal defteri’ ibaresiyle kayıtlıdır. TT 895 numaralı defter ise katalokta’ Revan eyaletine mülhak Makü (Maku) sancağının tahrir defteri’ başlığıyla geçer. Dolayısıyla araştırmacılar arşivde 895 numara ile bir defter ararlarsa karşılarına 13 Zilkade 1138 (1726) tarihli Makü sancağının defteri çıkar. Bünyadov’un yayınladığı TT 898 numaralı defter, 1728 yılında, Defter-i Hakani Kâtiplerinden Mustafa Ruhi tarafından hazırlanmıştır. Bu deftere göre, 1728 yılında, Revan eyaletinde 1173’ü mamur; 307’si de hali anirreaya (mukim nüfusu olmayan) olmak üzere 1480 köyün tahriri yapılmıştır (s. 170).
Osmanlı idaresinde Makü (Maku) kalesi ve civarı
Gelelim TT 895 numaralı deftere; bu defter Hicri 1138 (1726) yılında Makü kalesi ve ona bağlı yetmiş civarındaki köyle ilgilidir. Bilindiği gibi, Makü, zamanımızda İran’a aittir. Türkiye’den Doğu Bayezid gümrük kapısından geçildiğinde doğrudan Makü şehrine ulaşılır. III. Ahmed dönemindeki Osmanlı-Safevi harplerinden dolayı Makü kalesi tamamen askeri bir yerdi ve burada 79 adet Osmanlı askeri konuşlanmıştı. Kale içinde, zemberek, tüfek ve barut gibi askeri malzeme ve mühimmat yerleştirilmişti. Etrafındaki tarla ve bağlar da sıkı sıkıya deftere kaydedildi. Makü ve civarının konar-göçer cemaatler için bir kışlak yeri olduğu, hububat ve esir ticareti açısından önemli olduğu vergi kalemlerinden anlaşılıyor. Yirmiden fazla Müslüman (Türk) köyü de boş durumdaydı. Revan eyaleti mutasarrıfı vezir Mustafa Paşa, Makü’nün, Erzurum’a bağlı Bayezid’in sancağının mülhakatından olduğunu söylemiştir. Van’a da yakın olan Makü kalesi, Safeviler döneminde (Acem vaktinde), Revan Hanlarına bağlıydı. Eski Revan muhafızı Recep Paşa, burayı, Bayezid sancağı mutasarrıfı Mahmud Paşa oğlu Abdülfettah Bey’e, yurtluk ve ocaklık üzere vermişti. Ancak 1140 (1728) yılında bu statüsü kaldırıldı ve padişah hassına dâhil edildi. Zira Safeviler döneminde olduğu gibi, Makü, Revan eyaleti mülhakatından sayıldı. Adı geçen defterdeki nüfus verileri (şahıs ve köy isimleri) incelendiği zaman, Makü ve çevresinin nüfusunun Müslümanlar ve Ermenilerden oluştuğu görülür. Fars nüfus yoktur. Köy isimlerinin çoğunluğu Türkçedir ve köylerin bir kısmı Dümbülü cemaati tarafından kurulmuştur. Bu bölgede Türkçenin Ermeniler arasındaki tesiri çok büyüktür. Örneğin köy isimleri Türkçe (Kara Kilise, Bağçecik ve Kutlu Düz gibi) olmasına rağmen, köyün sakinleri Ermeni’dir. Zaten Makü’ye bağlı toplam beş adet Ermeni köyü (Kalecik, Bağçecik, Zir, Kutlu Düz, Kara Kilise ve Bardenler) varken, 60’dan fazla Müslüman (Türk) köyü vardır. Dümbülü Yörüklerinin kurduğu köyler ise Meydan, Yörük, Kara Hasan, Muradverdi isimlerini taşır. Diğer köy isimlerinin hepsi Türkçe’dir: Hacı-ı Kebir, Hacı-ı Sağir, Dik, Yumrutaş, Rüstem, Bayıtmış, Uzunköy, Kara Sivri, Babalı, Akbulak, Şahin Ağa Kışlağı, Acı Göl, Döşeme, Başbulak, Çiğitli, Bayur, Karabağ, Yolageldi, Kırbasan, Tatarlı, Kızıldağlı, Karagölgüne, Keşiş Harkı, Kara Sur, Dikme, Keşmir Depe, Geçüd, Kara Kışlak, Tuğlu Ağıl Kışlağı, İbrahim, Bölücek, Çıkrık, Andelib, Şut, Hacı Makü, Develü, Muradlı, Büyük Koyuncu, Kargulu, Köseler, Hatun Gerzi, Devle Beğ, Söğüdlü, Sefer Kulu, Göllüce, Hacı Ustan, Bazirgan ve Üç Taş. Kızıl Sivri ve Hacı Dağı isimli yaylaklar da Makü’dedir. Ferah Hüseynindir tarafından yayınlanan 1727 tarihli Revan Mufassal Tahrir defterinde (Bakü 2021), Makü’ye bağlı köy isimlerinin bazıları farklı okunmuştur.
FACEBOOK YORUMLAR