Gence-Karabağ Eyaletinin İcmal Defteri
Mehmet Akif Erdoğru
Osmanlı Arşivinde muhafaza edilen Gence-Karabağ Eyaletinin İcmal Defteri (TT 699), Azerbaycan Milli İlmler Akademiyası A.A. Bakıhanov Adına Tarih Enstitüsü tarafından Bakü’de 2010 yılında Tofik Necefli tarafından kısa bir değerlendirme ile faksimile olarak yayınlanmıştı. Ancak 508 sayfalık bu yayından Türkiye’de çoğu akademisyenin haberi olmadı. Bu yayına bir önsöz yazan Yakup Mahmudov, bu defterde ismi geçen Türk aşiretlerine dayanarak ‘Ermenilerin Karabağ’ın yerli ahalisi olmadığını’ ileri sürdü ki, bu tez büyük ölçüde doğrudur. Eseri faksimile olarak yayımlayan Tofik Necefli, defteri 1593 yılına tarihliyor (tarihleme yanlış gibi görünüyor) ve Yirmidörtlü aşiretine bağlı oymakların isimlerini belirtiyor. Bu defter bölgedeki Kızılbaş Türk aşiretleri açısından önemli değil, aynı zamanda Osmanlı idaresinin Gence-Karabağ’da nasıl teşkilatlandığını göstermesi açısından da fevkalade önemlidir. Osmanlıların Gence bölgesi içim kullanmış oldukları terminoloji ilgi çekicidir. Örneğin, Gence bölgesindeki her bir nahiyenin hem bir Arran’ı (Bu sözcük, Orta Çağlarda Kür ve Aras nehirleri arasında kalan bölgeyi tanımlamak için kullanılıyordu. Beylekan ve Berda, bu bölgenin başkentiydi. Osmanlılar farklı şekilde kullandılar) hem de bir Dağıstan’ı vardır. Fakat bu yönü ne yazık ki ihmal edilmiştir. Kitaba bir dizin de yapılmamıştır.
Bilindiği gibi, Gence ve çevresi, 1 Eylül 1588’de Ferhat Paşa tarafından ele geçirildi. 1004 Nevruz’unda (1595) Gence vilayet defterdarı olan İmamzade Mehemmed’e Gence icmal defterinin tahriri ve temyizi emredildi. Bu durumda, bu defter, Azerbaycanlı akademisyenin belirttiği gibi 1593 tarihli olmayıp 1595 tarihli olmalıdır. Söz konusu defterde Osmanlı Sultanı III. Mehmed şu elkabla anılır: es-Sultan ibni’s-Sultan Sultan Muhammed Han ibn Sultan Murad Han ibn sultan Selim Han, padşah-ı alem-penah, şehinlah-ı felek-destgah, zıllullah-i kaza-tüvan ü kadr-ferman, halifeü’z-zaman, melaz-ı selatinü’l-Arap ve’l-Acem, melaz-ı sanadid-i mülukü’l-alem. Defterin başında şu cümleler yer alır: ‘Vilayet-i Şirvan ve Gürcistan ve cümle-i memalik-i Azerbaycan feth ü teshir ve ednas-ı rafz ü küfrden temiz ü tathir etleyüp…bakıyyetü’s-süyuf olan Gence ve Karabağı feth eyleyüp ve vilayet-i mezburede Kızılbaş-ı evbaşın kadimden mecma-i müfsidleri olan Gence nam kasabasında bir kale ,icad ve ihya eyleyüp…’. Gence, Osmanlı katibi tarafından Kızılbaşların, müfsitlerin eskiden beri toplandığı bir kasaba olarak tanımlanıyor. Defter, Gence, Şemkur, Sonkurabad, Kürek-basan, Şütür-basan, Zakem, Hasan Suyu ve Berda bölgelerini kapsıyor. Gence’nin en değerli vergi kaynakları padişah hassı için ayrılmıştır. Gence o yıllarda ipek üretimiyle ünlüdür. Ticaret yolu üzerindedir ve birçok tacir buradan geçmektedir. Kür nehri üzerine sefinelerle taşımacılık yapılmaktadır. Burada bir darphane (darüldarb) bulunmaktadır. Gayrimüslimlerin ödemek zorunda olduğu cizye vergisi ile koyun ve tamga vergileri önemli bir tutara ulaşmaktadır. Bu bölgelerde bulunan gelirler Azerbaycan’ın fethine katılan askerlere has, zeamet ve tımar olarak dağıtılmıştır. Gence vilayeti beylerbeyi olarak Mahmut Paşanın ismi geçer. Berda kazası ise, Kasaba, Sir, İncerud ve Yirmidörtlü Ulusunun taifelerini içerir. Azerbaycan’ın fethine katılmış olan Birader-i Kul Bölükleri, Tüfenkçiyan-ı Süvari Bölükleri, Gönüllüyan Bölüklerine, Gılman-ı Yemin ve Yesar Bölükleri, Gılman-ı Çerakise Bölükleri gibi askeri bölüklerin mensuplarına bu bölgeden dirlikler verilmiştir. Yine, bölgenin önemli bir aşireti olan Kızıl Hacılı cemaatinin reisi de Osmanlılar tarafından yer aldığı için dirlik almıştır. Gence klasik bir Osmanlı eyaleti gibi teşkilatlandırıldı. Defter kethüdası, tımar defterdarı atandı. Dergâh-ı ali çavuşlarına ve müteferrikalarına buradan tımarlar verildi. Eski Gence beylerbeyi Mustafa Paşanın Allahkulu ve Ahmed isimli iki oğluna, Gence valisinin miralay ve miralemine ve Şemseddinli aşiretinin beyine de buradan dirlikler verildi. Yine, Tomanis beylerbeyi Ali Paşa oğlu Hasan Bey ile Haydar Mirza ile Mirza Hüseyin Beyin askerlerine dirlikler verildi. Tımar sahiplerinin isimlerinden anlaşılıyor ki, bu bölgeden tımar sahibi olanlar arasında Üsküp, Belgrad ve Bosna gibi Balkan kökenli Osmanlı askerleri olduğu gibi, Safevileri bırakarak Osmanlılar tarafına geçen Mürşit Kulu, İsmail Kulu, İmamkulu Murat ve Mehdi Kulu gibi yerel beyler de vardı.
Osmanlılar, Gence bölgesinde, Selçuklular döneminde kullanılan eski idari terminolojiyi yeniden canlandırdılar. Gence civarında Kür nehri etrafında kalan dağlık bölgeler için dağlık bölge anlamında ‘Dağıstan’ tanımlamasını (Zamanımızdaki Rusya Federasyonuna bağlı Dağıstan Cumhuriyeti değil) yaparken, söz konusu nehrin etrafında kalan ovalık alanları da ‘Arran’ olarak tanımladılar. Gence, Şemkür, Kürekbasan, Zakem ve Hasan Nehri bölgelerinin her birinin birer ‘Arran’ı vardı. Bununla beraber, Gence, Sonkurabad, Kürek ve Şemkür gibi bölgelerin de birer ‘Dağıstan’ı vardı. Defterde geçen aşiretler sözkonusu kitapta değerlendirildiği için burada onlar üzerine bir değerlendirme yapmak gereksizdir. Ancak, son olarak belirtmek gerekir ki, Azerbaycanlı tarihçilerin iyi bildiği bu defter, dizinli ve ayrıntılı bir değerlendirme ile ya transkribe ya da transliterasyon yapılarak yeniden yayınlanmalıdır. Çünkü Osmanlı Azerbaycan’ı için şimdiye kadar yüzeysel olarak kullanılmış, yani yeterince iyi kullanılmamış değerli bir kaynaktır.
FACEBOOK YORUMLAR