Dün Azerbaycan Savunma Bakanlığı Karabağ savaşındaki kayıpları açıkladı. Savaş süresince 2 bin 783 asker şehit olurken, 1245 askerin de yaralandığı belirtildi. Bu rakamlar yaşanan çatışmanın boyutlarını ve ciddiyetini net bir şekilde ortaya koyuyor. Üstelik unutmamak gerekir ki; işgalin gerçekleştiği 1993 yılında sadece Fuzuli ve Zengilan illerinde bine yakın şehit verilmişti. Hiç şüphesiz Azerbaycan’ın bu haklı mücadelesi onların son nefesinde tecelli etmiştir. Ruhları şad olsun! Bugün o toprakların önemli bir kısmı yeniden alındı...
Diğer yandan Karabağ’daki anlaşmanın ardından Azerbaycan ordusunun işgalden kurtardığı illerin yeniden inşası ve evlerinden edilen insanların kendi topraklarına dönmeleri için farklı sahalarda çalışmalar başlatıldı. Tarihi Şuşa şehrinin ve Hudaferin köprüsünün UNESCO Dünya Miras Listesine alınması da bu çalışmaları bir parçası. Zira Ermenilerin yakıp, yıktığı yerler onlar tarafından da tespit edilecek.
Bu tarihi süreçte ülkede yaşanan zafer havasının resmi olarak da geleceğe taşınması gerekiyordu. Öyle de oldu. Çarşamba günü Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in buyruğu ile Karabağ’daki savaşı bitiren anlaşmanın imzalandığı tarih olan 10 Kasım’ın “Zafer Günü” şeklinde kutlanması kararlaştırıldı.
Ancak bu kararın Türkiye kamuoyuna yansımasıyla birlikte özellikle sosyal medyada tepkiler yükselmeye başladı. Onbinlerce paylaşım yapıldı. Küçük nüanslar olsa da yükselen bu tepki ve paylaşımların sebebi aynıydı: 10 Kasım aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümüydü…
Elbette eleştiriler ve öneriler her zaman mümkündür. Ancak kimi paylaşımlar inciticiydi ve iki kardeşin ilişkilerine yakışmayan bir görünüm arz ettiğini belirtmekte fayda var. Ne olursa olsun böyle bir karar Azerbaycan devletinin hür ve özgül kararıdır. Meselelerin detaylarını ve nihai sonucunu tümüyle kavramak doğru olanıdır.
Yoğunlaşan tepkileri ve ayrışmayı görünce akşam saatlerinde yetkililerle bazı görüşmeler yaptım ve düşüncelerimi aktardım. Doğrusu bu kararın değişebileceğini biliyordum. Ancak resmi açıklamayı beklemek gerekiyordu. Sabah saatlerinde de değişikliğin gerçekleşeceği bilgisini aldım. Buna göre Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, detaylı bilginin ve Türkiye’deki durumun kendisine arz edilmesinden hemen sonra “Zafer Günü” ile Atatürk’ün ölüm yıldönümünün aynı güne rastlamasına izin vermemiş ve 10 Kasım tarihini, 8 Kasım olarak değiştirmiş...
Kanaatimce bu karar şimdiden tarihe geçti. Çünkü her yıl kökleşmiş bir algıyla halklar arasında ayrışma tetiklenecek ve kimi provokatörler de bu iklimi kullanacaklardı. Oysa bugün her geçen günden daha fazla Türkiye-Azerbaycan yakınlaşmasına ve hatta bütünleşmesine ihtiyaç vardır. İlham Aliyev öncelikle bu ayrışmaya son vermiştir.
İkincisi de Cumhurbaşkanlığı açıklamasındaki şu ifadede saklıdır:
“10 Kasım Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, adı Türk dünyasının tarihine altın harflerle kazınmış büyük şahsiyet Mustafa Kemal Atatürk’ün anma günüdür. Azerbaycan halkının lideri Haydar Aliyev demiştir: 'Mustafa Kemal Atatürk sizin için ne kadar aziz ve hürmetli olursa, o kadar da Azerbaycanlılar için aziz ve hürmetlidir'. Azerbaycan’ı yürekten seven, 'Azerbaycan’ın sevinci bizim sevincimiz, kederi bizim kederimizdir' diyen Mustafa Kemal Atatürk her bir Azerbaycanlının kalbinde yer etmiştir, onun hatırası ülkemiz de büyük hassasiyetle yad olunur.”
İşte bu iki gün içerisinde yaşananlar ve alınan kararla, Karabağ zaferi ile Mustafa Kemal Atatürk ismi bir bütün haline gelmiştir desek sanırım yerinde olacaktır. Artık 8 Kasım’da bu önemli zaferi hep birlikte kutlarken iki gün sonrasında da Atatürk’ü ve Türk Dünyası hedefini daha güçlü bir şekilde hatırlayacağız; bu hedefe yenilerini katacağız.
Teşekkürler Sayın Cumhurbaşkanı! Gönüllerde bir köprü daha kurdunuz...
Kaynak: 4.12.2020 tarihli https://www.haberturk.com/yazarlar/prof-dr-kursad-zorlu/2891362-sehitlerimiz-karabag-zaferi-ve-ataturk
FACEBOOK YORUMLAR