Pakistan artık Türk Akademisi yolunda…
Pakistan şüphesiz Türkiye için çok önemli bir ülke. Kurtuluş savaşına verdikleri destek ve resmi olarak 1947’de başlayan diplomatik ilişkiler bugün Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği’ne taşınmış durumda. Fakat bu öneminin yanı sıra Pakistan artık Türk Dünyasının işbirliğinde de etkisini hissettirmeye başladı. Uzağa gitmeye gerek yok. Karabağ Savaşı’nda ortaya koydukları net duruş bunun açık bir göstergesi. Şuşa’nın alınışından hemen önce gittiğim Azerbaycan’da Türkiye ve Azerbaycan bayraklarının yanında bir de Pakistan bayrağı görünüyordu. Türkiye’nin terörle mücadelesinde de benzer bir tavır sergilemişlerdi. Şubat ayında Pakistan Başbakanı İmran Han, "Şu anda Suriye'de size (Türkiye'ye) saldırılar yapılmaktadır, bu konuda Pakistan her zaman yanınızda olacaktır." demişti.
Ankara’nın meşhur caddesi Cinnah caddesinin adı Pakistanlı bir Türk dostu olan Muhammed Ali Cinnah’tan gelmektedir. “Kaid-i Azam” (büyük önder) da denilen Cinnah’ın dün doğumunun 144. yıldönümüydü. Cinnah, Atatürk'ün büyük bir hayranıydı. Yıllar sonra onun için “Türkiye'yi kurmakla bütün dünya uluslarına Müslümanların seslerini duyuracak kudrette olduğunu ispat etti.” demişti.
Bu arada geçtiğimiz hafta Pakistan’ın başkenti İslamabad’ta önemli etkinlikler gerçekleşti. Bunlardan biri de Farabî Küresel Forumu idi. Açılış töreninde konuşma yapan Pakistan İslam Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Arif Alvi merkezi Kazakistan’da yer alan Uluslararası Türk Akademisi’nin faaliyetlerini takdir ettiğini ve bundan dolayı müteşekkir olduğunu belirtti. Pakistan aynı zamanda İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ve Kazakistan’da 2011 yılında bu teşkilatın dönem başkanlığını yapmıştı.
Uluslararası Türk Akademisi ile İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Bilim ve Teknolojik İşbirliği Komitesi (COMSTECH), arasında bir anlaşma imzalandı. Bu kapsamda İslamabad'da uluslararası bir kütüphane kurulacak. El-Farabi, Muhammed İkbal ve Uluğ Bey’i tanıtmak için panel ve sempozyumlar düzenlenecek. Bunların yanı sıra Ahmet Yesevi ve Maturidi düşüncesi mutlaka bu sürecin bir parçası olmalı. Yine işbirliği kapsamında Pakistan'ın önde gelen üniversiteleri Uluslararası Türk Akademisi üniversiteleri ağına dahil edilecek. İlk olarak Pakistan’ın en büyük iki üniversitesi olan Kaid-i Azam Üniversitesi ve Karaçi Üniversiteleri ile birer işbirliği memorandumu yapıldı. Böylelikle öğrenciler, araştırmacılar ve öğretim üyeleri arasında değişim programları başlayacak. Bu gelişmeler yaşanırken Akademi Başkanı Prof.Dr. Darhan Hıdırali’nin Türk Konseyi üyesi devletlerin İslamabad Büyükelçileriyle de görüşmesi oldukça anlamlıydı.
Dün konu hakkında Darhan beyle görüştük. “Pakistan’ın Türk Dünyasıyla tarihsel, kültürel bağları var. Bunu eğitim, bilim ve akademi sahasında ortaya çıkarıp güç birliği yapmak gerek. Burada bir şey fark ettim k; Türk dizisi izlemeyen yok. Konuştuğum kişiler Diriliş adlı film oynarken hayat adeta duruyormuş…” dedi.
Şimdi Pakistan resmi olarak Türk Akademisi yolunda. Bunun daha başka gelişmeler için bir önemli bir adım olacağını unutmamak gerek. Zira geçmişte Moğolistan ve Macaristan da Türk Dünyasında böyle ilerlemişlerdi…
Koronavirüsle mücadele sürecinde sahada gece gündüz çalışan basın emekçilerinin, aşıda riskli grupta yer almadığı görüldü. oysa Salgın sürecinde ülke genelinde binden fazla basın mensubu görevini icra ederken korona virüse yakalandı ve yaklaşık 20 basın mensubunun salgına yenik düştüğü bildirildi.
Bunun üzerine Basın Yayın Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Yavuz Kaya, korona virüs aşısının uygulanmasında öncelikli olan riskli gruba basın mensuplarının da dahil edilmesi için Sağlık Bakanlığı’na yazılı başvuru gerçekleştirdi.
Bakanlığın bu başvuruyu ivedilikle dikkate alması ve sahadaki basın mensuplarını da öncelikli aşı grubuna dahil etmesi gerektiğini düşünüyorum.
Prof. Dr. Kürşad Zorlu
FACEBOOK YORUMLAR