Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü... Her ne kadar bir anma ve kutlama günü olsa da ağır ekonomik kriz öğretmenlerimizi de doğrudan etkiliyor.
Dün Türk Eğitim Sen’in 3-13 Kasım tarihlerinde 13261 öğretmenle yaptığı anketin sonuçlarını gördüm. Gerçekten düşündürücü. Zira Araştırmaya katılan öğretmenlerin %88’i mesleğinin değer görmediğini ve saygınlığını yitirdiğini düşünüyor. Burada %70,3 ile en çok siyasiler sorumlu tutuluyor. %82,6’sı borcu olduğunu ifade ederken %79,6’sı en çok gıda fiyatlarındaki artıştan şikayetçi. %20’si ise ek iş yapıyor. Aynı şekilde %81,6’sı market/pazar fiyatlarının çok pahalı olduğu görüşünde.
Öğretmenlerin büyük çoğunluğu (%72,2) fiyat artışlarının nedenini Türk Lirasının değer kaybetmesine bağlıyor. Yine bir başka kaygı verici kanaat, öğretmenlerin %32’si kurumunda sendikal ayrımcılığa veya siyasi, ideolojik baskıya maruz kaldığını ifade ediyor.
Katılımcıların Hükümetten beklentisi mesleğin saygınlığının geri kazandırılması (%71,7), öğretmenlerin ücret sorunlarının çözülmesi (%,58,1) 3600 ek gösterge sözünün yerine getirilmesi (%55,4) ve Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılması (%40) olarak belirtiyor.
Bu veriler farklı sorularla daha da genişletilebilir. Ancak bir gerçek var ki Öğretmenlerimiz ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya. Yoksulluk sınırının altına maaş alıyorlar. Eylül ayında bu rakam dört kişilik bir aile için 10.075 TL idi. Göreve yeni başlayan bir öğretmen 5 Bin TL civarında bir maaş alıyor. Yani bugün için düşünülen asgari ücretten biraz fazla. Satın alma gücü açısından Türkiye OECD ülkeler arasında 33 ülkeden 27.sırada yer alıyor. Özel eğitim kurumlarında çalışanların sıkıntıları da daha farklı. Emekli öğretmenler açısından da hayat pahalılığının en büyük sıkıntı olduğunu verilerle dahi anlatmaya gerek yok.
Artan döviz fiyatları ile yaşanacak zamlar bu kaygıları daha da güçlendirecektir. Bir de atanamayan öğretmenler var! Onlar da bu sorunun bir parçası.
Elbette geçici bir çözüm olacaktır ancak hiç değilse enflasyonun üzerinde bir zam yapılmalı ve öğretmen maaşları yoksulluk sınırı kabul edilen rakama ulaşması hedeflenmelidir. Onların asgari yaşam koşullarına sahip olmadığı veya böyle hissetmediği bir ülkede eğitim nasıl hak ettiği yere taşınabilir?
FACEBOOK YORUMLAR