Dünkü yazımda Rus dışişlerinin sert açıklamalarını ve bunun ne anlama geldiğini izah etmeye çalışmıştım. Özellikle Kırım’daki koşullar ve yaşam biçimine yönelik Rus tarafının iddiaları dikkatimi çekmişti. Zira bu iddiaların gerçekliği üzerinden Türkiye’nin söylem ve politikalarının geçersiz olduğu da ileri sürülüyordu. Şu ana kadar Türk dışişlerinden herhangi bir açıklama yapılmadı. Ancak madem bu aşamaya gelindi Kırım’da olan bitenlerin ne olduğu, üzerinde durulması gereken bir meseledir. Elbette gitme imkanımız olsa gider ve yerinde de görürüz olan bitenleri...
Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zaharova’ya göre Kırım Tatarlar için her şeyin yolunda olduğu, kendi dillerini/kültürlerini rahatça yaşayabildikleri, her türlü imkana sahip oldukları ve halkın kamuoyu yoklamalarında %96 destek verdiği belirtiliyordu.
Ben de merak ettiklerimi Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Emine Cabbar’a sordum. Bu arada bugün Kırım Hanlığı'nın Ruslara karşı kazandığı son büyük zaferin (1571) yıldönümü...
“Potemkin Köyü” terimini hatırlatarak başladı. Genel olarak “göz boyama” ya da “aldatmaca” anlamında kullanılan bu terim faklı alanlarda da tercih ediliyor. 18. yüzyılda Rus İmparatoriçesi II. Katerina’nın Karadeniz ve Kırım’a ziyareti sırasında Grigori Potemkin tarafından köylerin tamamı süsleniyor, evlerin cepheleri değiştiriliyordu. Olumlu izlenim bırakmak ve bölgede huzurun hüküm sürdüğünü göstermek için sahte evler konuluyordu.
Emine Cabbar bu hatırlatmadan sonra şöyle dedi: “Tüm dünyaya işgal altındaki yaşam şartlarının ne kadar 'mükemmel' olduğu anlatıldığında bunu unutmayınız.”
Yine bu kapsamda fiilen Ukrayna dilinin öğrenilmesi 54 kat azalmış ve Kırım tatar dilini öğreten okulların çoğu Rus okul müfredatına geçmişler. Ve bu okullarda neredeyse sadece her gün Rus Dili ve edebiyatını öğrenen öğrenciler kalmış. Hatta okullarda kimi öğretmenler tarafından 1944 Soykırımı “Tatarların ihaneti ve faşistlerle işbirliği” olarak anlatılıyormuş. Bir tarih kitabında sürgünün aklandığı fark edilmiş. Bakan Yardımcısı Cabbar bugünkü siyasi tutsakların çoğunun Kırım Tatarları olduğunu söylüyor ve şunları ekliyor: “Sovyet zamanlarında bizlere ‘vatan ihaneti’ damgasını vuruyorlardı. Şimdi ise ‘aşırılıkçı ve teröristler’ diyorlar. Rusya Federasyonu Yüksek Mahkemesi Kırım Tatar Milli Meclisi’ni aşırılıkçı kuruluş olarak nitelendirip faaliyetlerini yasakladı. Rusya, BM’nin temsilci organ olan Kırım Tatar Milli Meclisi’nin faaliyetlerinin yeniden başlamasının ve eğitim sürecinde Ukrayna diline erişiminin sağlanmasının gerektiğine ilişkin kararını göz ardı ediyor. Fakat fiilen 2014 yılına kadar Kırım’da hiçbir aşırılıkçı veya terör eylemi olmadı. Şimdi ise Müslüman olan Kırım Tatarları arasında aşırılıkçı eylemlerle suçlanan onlarca insanı bulup onlara 20,19 ve 15 yıl hapis cezasını çarpıtıyorlar. Çok ağır suç işleyenler bile bu kadar uzun süren hapis cezası almıyor.”
Emine hanıma anketlerde olumlama oranının çok yüksek çıktığını da sordum. İnsanların korku ikliminde yaşadığını söyledi. Örneğin evinde dalgalanan Ukrayna bayrağı için ya da “Kırım Ukrayna’dır” dediğinde bir kişi hapse girebiliyormuş; işini kaybedebiliyormuş. Bazı aktivistlerin kaybolduğunu ve hala bulunamadığını ekledi. Putin’in Mart 2021’de imzaladığı 201 nolu kararı ile yabancılar toprak alamıyorlarmış ki Ukraynalılar da buna dahil. Bunun anlamı şu: mutlaka Rus pasaportunuz olmalı. Aksi taktirde mevcut toprağınız da gidebilir. Bu tür haberlerin Rus medyasında 8 yıldır görmenin mümkün olmadığını söyleyen Cabbar’a göre “hayatınızdan memnun musunuz?” sorusuna verilen cevaplar da "tartışmalı olacaktır" diyor.
Diğer yandan bu sene sürgüne ithafen Kırım'da bir anıtın açılışını yapılmış. Ancak Cabbar’ın belirttiğine göre bu anıttaki durum, az kalsın Kırım Tatarlarının hayvan vagonlarına kendi isteği ile gittiklerini söyleyecekleri türden! Oysa ki 1944’deki o günlerde binlerce asker eşlik ediyor, yaşına ve sağlık durumuna bakılmaksızın bunu yapmayı reddedenler kurşuna diziliyormuş. Anıt bunların hiçbirini yansıtmıyor. Bir bilgi daha bu anıtı yapan kişi aslında işgal sonrasındaki “Kibar İnsanlar” anıtını da tasarlamış. O anıttaki askerler daha Kırım’da referandum gerçekleşmeden önce armasız biçimde orada görülen askerleri anlatıyordu. Putin daha sonra anıttaki askerlerin Rus askerleri olduğunu açıklamıştı. Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Cabbar son olarak Kırım’daki faaliyetlerle ilgili “Orası şuan bir askeri üstür. Bu askeri üssü binlerce asker ve FSB görevlisi vardır. O yüzden Rusya, Ukraynalıların ve Kırım Tatarlarının yarımadayı terk etmesini istiyor." diyerek tamamlıyor.
Not: Bu konuyla ilgili farklı görüş ve değerlendirmeler olursa (resmi makamlarca) köşemde irdelemeye hazırım.
FACEBOOK YORUMLAR