Birkaç gündür Macar-Turan Vakfı’nın davetlisi olarak Macaristan’dayım. Bu yıl yedincisi düzenlenen Hun-Türk Kurultayı çerçevesinde önce Budapeşte’ye oradan da Bugac bölgesine geldik. Kurultay Bugac’ta gerçekleşirken hemen yanındaki Keşkemet’te delegeler konaklıyordu..
Daha Budapeşte Havalimanına indiğimizde vakıf başkanı Andras Biro karşıladı. Akşam tanışma yemeğinde ülke ve topluluk bayrakları yerleştirilmişti. Türk Dünyasının hemen her yerinden gelen delegasyon kaynaşmaya başladı.
Macar-Turan Vakfı başkanı Andras Biro ile…
Akşam duygulu anlar da yaşandı. Azerbaycan’dan gelen heyet Çırpınırdı Karadeniz’i söylemeden önce Karabağ Zaferi'nden söz etti ve Andras’ın savaş sırasında “gerekirse ben de gelip savaşacağım sizlerle birlikte” dediğini hatırlattı.
Karpat havzası için kritik öneme sahip bir organizasyon Hun-Türk Kurultayı...
Macaristan 2014 yılında ilk kez TÜRKPA’da gözlemci statüsü almıştı. Ardından 2017’de Türk Devletler Teşkilatı’na gözlemci üye oldular. Türkiye’nin terörle mücadelesinde, Karabağ Savaşı’nda açıktan Türk tezlerine sahip çıktılar.
Varışımızdan sonraki gün Tuna Nehri’nin kıyısında delegasyon bir araya geldi. Zira tekne turu Budapeşte’ye gelince ilk yapılması gerekenlerden. Sadece bir nehir değil bir tarih yatıyor bu derinliklerde…
Ziya Gökalp’ın “Türk Oğullarına” diyerek yazdığı o mısralar geliyor aklıma: “Attilâ'nın oğlusun sen unutma!” diyordu!
Kurultay'ın zaman içerisinde devlet himayesine girmesi Türk Dünyası için çok kıymetli. Şimdi de Macaristan Parlamentosu himayesinde yapılıyor.
Tören kapsamında Parlamento binasına gittiğimizde Macar bayrağının yanında bir bayrak daha dalgalanıyordu. Sekeller’in ay güneşli bayrağı… Karpatların en eski halklarından biri olduğu belirtilen Sekellerin, Atilla’nın soyundan geldiğine inanılıyor Macaristan’da... Bugün ise Macar asıllı Sekeller Romanya’nın bir parçası olarak yaşıyor. İki ülke arasında zaman zaman krize sebep olan bu konu Macaristan için çok hassas.
Parlamento binasında Macar bayrağı yanında Sekeller’e ait olan bayrak da yer alıyor…
Macar Parlamentosu’ndaki meşhur taç ise görülmeye değerdi.
Parlamentoda sergilenen Kral tacı cam fanus içinde korunuyor, fotoğraf çekilmesine bile izin verilmiyor. Bildiğiniz gibi Macarlar, Bizans tarafından Türk boyları olarak tanımlanıyordu. Bizans kaynakları Macaristan’ı Turkia, Kral Árpád’ı ise “Turkia’nın büyük prensi” olarak adlandırıyordu. Macar Kraliyet Tacının iç yüzünde yer alan bir yazıda “Türklerin inançlı sadık kralı Geza’ya” (Geobitzas Pistos Krales Tourkias ) ibaresi olduğu belirtilmektedir.
Macar Bilimler Akademisi Üyesi Türkolog Dr. Balazs Sudar’a göre Macarcada yaklaşık 350-400 civarında Türk asıllı kelime var. Sudar'a göre Macarlar bugünkü Macaristan'ı yurt edinmeden önce bu kelimeleri kullanmaya başlamışlardı.
Ve Delegasyonumuzu tarihi parlamento binasında ağırlayan Parlamento Başkan Yardımcısı Lezsak’tan konuşmasında tarihe geçecek bir ifade geldi:
“Hun-Türk halkları arasındaki dostluk çok değerlidir. Dolar ve Avro’dan çok daha değerlidir!”
Macaristan Parlamentosu Başkan Vekili Lezsak ile…
Bu sırada sol ardındaki Bozkurt arması da dikkatimi çekti.
Hun-Türk Kurultayı Altaylar’dan Tuna nehrine kadar Türkler buluştular. Balkanlar, Kafkaslar, Orta Asya, Anadolu… 30'a yakın Türk halk ve topluluğundan katılım sağlanıyor.
İlki 2007 yılında Kazakistan’da düzenlenmişti. 2008’de itibaren de iki yılda bir Macaristan’da gerçekleşiyor.
Resmî açılıştan önceki akşam Bugac Belediye Başkanı sıcak bir ortamda ağırladı misafirleri. Meşhur Gulaş yemeğinden ikram etti. İkramlar hazırlanırken yöre halkı bizzat katılmış.
Oradan Kurultay alanına geçerek ilk ateşi yaktık. Alanın büyüklüğü ve ihtişamı heyecana vericiydi. Binlerce insan vardı o saatte…”Hedef Turan” sloganları atılıyordu. Elektrik olmasa da meşalelerle bir miktar aydınlanan alanda atlıların kırbaçla gösterisi vardı. Atilla'dan dolayı kırbaç çok önemli bu etkinlikte.
Kurultay alanına girişte Hükümdar Atilla’nın dev posteri…
Ve ertesi gün Kurultay resmen açıldı. Sabah saatlerinden itibaren alan çevresinde uzun kuyruklar oluştu, trafik kilitlendi. Bu etkinlikle ilgili en faydalı gördüğüm husus, ülke dışından gelen binlerce kişinin yanında özellikle yöre halkının katılımı ve bizzat içinde oluşuydu. Bir de Türk Devletler Teşkilatı bayraklarının alandaki belirgin görünümüydü. Macaristan bir AB üyesi olarak bu birliğin ayrılmaz parçası artık...
Macar yetkililer etkinliği ülke sathına da duyurmaya çalışıyor. Tabii Avrupa Birliği nezdinde “Turancı”, “Irkçı” yaftasıyla hazırlanan haberlerin varlığını da not düşmek lazım.
Kurultay alanı oldukça geniş. Eşzamanlı olarak farklı programlar düzenleniyor. Konuşmalar, konserler, geleneksel sporlar, at üstünde gösteriler, yarışmalar ve tanıtım standları...
Resmi programda olmazsa olmaz gösteriler Macar Göçünü anlatan ve binlerce kişinin katıldığı o muazzam geçit töreni... Her bir Macar boyunun yer aldığı yürüyüşte kullanılan kıyafetler o dönemli giyimlerin birebir kopyası. Gerçekten o göçü hissettiriyorlar.
Göçün ardından tüm Macar boylarının bayraklarıyla bir araya toplandığı bir görüntüye ulaşılıyor. Bu da tarihteki Macar-Hun birliğinin sağlanmasına yönelik bir mesaj içeriyor.
Ve hep merak ettiğim Türk Dünyası ülkelerin bayraklarıyla atlıların geçişi...Türkiye, KKTC, Doğu Türkistan ve Kırım bayraklarının da buna dahil olması gurur vericiydi.
Macar dostlarımız çok başarılı bir organizasyona imza attılar, umarım gelecek yıllarda büyüyerek devam eder. Hun-Türk birliği her alanda gelişir ve Türk Dünyasında işbirliğini pekiştirir.
O halde Atatürk'ün "Hakikat Nerede?" adlı şiiriyle bitirmek yerinde olur sanırım bu yazıyı...
"Gafil, hangi üç asır, hangi on asır
Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarihler söylememiş bunu (...) Asya’nın ortasında Oğuz oğulları, Avrupa’nın Alplerinde Oğuz torunları Doğudan çıkan biz... Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz."
FACEBOOK YORUMLAR