Ukrayna savaşı başladığından bu yana her yönüyle Türkiye'yi etkilemeye devam ediyor. Gelişmeler gösterdi ki, Karadeniz'deki Türk varlığına yönelik tehditler savaşın meydana getirebileceği kimi neticelerle de ilişkili...
Tüm transit yolların/imkanların kısıtlanması, Rusya'nın Karadeniz'e tümüyle inmesi, sıcak çatışma vb.
Bu endişeleri asgariye indirme konusunda en etkili çerçeve şüphesiz Montrö Boğazlar Sözleşmesi oldu.
Geçtiğimiz günlerde tahıl ürünleri başta olmak üzere "Ukrayna'dan çıkma imkanı bulunmayan ürünlerin nakilleri için neler yapılabilir?" tartışmasında da Montrö gündeme geldi.
Çünkü bu sözleşme ve Türkiye'nin buradaki egemenlik hakları olmasaydı, bırakın bölgeyi, savaş çoktan dünyayı kuşatmıştı!
Montrö'nün, Cumhuriyetin o ilk yıllarında nasıl bir siyasi/diplomasi süreciyle oluşturulduğuna yönelik bir bilgiyi paylaşmak ve hatırlatmak faydalı olacaktır.
"Kayıt Dışı Anılar; 20 Diplomat Anlatıyor" adlı kitap büyükelçi Ender Arat'ın koordinatörlüğünde hazırlanmış. Ender Bey güzel işlere imza atıyor.
Kitapta Büyükelçi Murat Ersavcı’nın Montrö Boğazlar Sözleşmesinin nasıl imzalandığına ve Atatürk’ün bu ortamı hazırlarken nasıl bir diplomasi kullandığına yönelik anısı dikkatimi çekti.
Montrö’nun tıpkı bugünlerde olduğu gibi çokça konuşulduğu bir dönemde Avustralya’da ilk parlamento binasında bir serginin açılışı yapılacaktı. Ersavcı da Türkiye’nin Büyükelçisi olarak davet edilmişti.
Törende bu parlamentoda 1923-1929 arasındaki görev yapan ilk Başbakan Stanley Melbourne Bruce’nin teşhis edilen eşyaları da vardı. Bunlar arasında Mustafa Kemal Atatürk’ün imzalı bir fotoğrafı ve bir sigara tabakası bulunuyordu. İlginç olansa Bruce’nin Atatürk’ün o fotoğrafını ölene dek masasında eşinin fotoğrafının yanında tutması ve o tabakayı ölene dek kullanmış olmasıydı.
Daha da önemlisi bu eşyaların Bruce’ye verilme sebebiydi.
Çünkü Avustralya eski başbakanı Bruce, Montrö konusunda tıkanan görüşmelere Türkiye lehine önemli müdahalelerde bulunmuştu. Hatta 1936’da Montrö’nün imzalanması ile birlikte İngiltere Kralı 8.Edward’ın Türkiye’yi ziyaret etmesinde de Bruce’nin çabaları etkili olmuştu.
İşte Atatürk Montrö’nün imzalanmasına giden süreçte Uluslararası konferansta başarılı çalışmasını takdir ettiği Başbakan Bruce’a söz konusu hediye eşyaları vermişti.
Oysa Atatürk ve Bruce Çanakkale Savaşları sırasında hasım olarak karşı karşıya gelmişlerdi.
Yıllar sonra ise (1924’te) Bruce, İngiliz Devletler Topluluğu Genel Sekreteri olarak Atatürk’ün izniyle Çanakkale’deki Anzak mezarlarını ziyaret eder. Bu dostluğun gelişmesinde Atatürk’ün hayatını kaybeden askerlerin anneleri içim yazdığı mektup da etkili olmuştur.
Ayrıca Türkiye 1932’de Milletler Cemiyeti’ne kabul edilirken Bruce 1936 yılında Milletler Cemiyeti Genel Sekteteri olarak görev yapmaktadır.
İşte bu ilişki, Türkiye’nin Lozan’a bağlı kaygı ve taleplerinin masaya getirilerek Boğazlardaki egemenlik haklarının elde edilmesinde büyük rol oynamıştır.
Ve Atatürk'ün o dönemde inşa ettiği Sadabat Paktı ve Balkan Antantı ne kadar geniş bir sahada Türkiye'nin aktif/rasyonel dış politika uyguladığının göstergesidir.
FACEBOOK YORUMLAR