1991 yılında SSCB dağıldığında Türk Dünyası ideali ve iş birliğine yönelik çalışmalar için Türkiye’den beklentiler büyüktü. Sadece ekonomik açıdan değil doğru bir planlama ve somut projeler üretilebilme noktasında da Türkiye’den vizyon beklentisi vardı.
O ilk yıllarda devletin yanı sıra bu hedefe İnanmış, gönül vermiş ve ömrünü adeta vakfetmiş az sayıdaki insanın çabaları unutulamaz. Zaman zaman bu geçmişi bilmeyenlerin unutkanlığı (!) ve dahi vefasızlığı bir başka yazı konusu olmakla birlikte günümüz koşullarına nasıl gelindiğini hatırlamak gerekiyor. Yeri geldikçe ben de bu köşede sizlerle paylaşıyorum.
Bunlardan biri de şüphesiz rahmetli Prof.Dr.Turan Yazgan ismidir. 2017 yılında Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş şöyle demişti: “Türk dünyasında Sovyetlerin özellikle dağılmaya başladığı dönemde FETÖ tehlikesini ilk anlayan birisinin de Turan Yazgan Hoca olduğunun altını çizmek isterim. O zamanlar çok açık bir şekilde bu tehdidi söyler. Bunun sadece Türkiye için değil, Türk dünyası için de bir tehdit olduğunu bütün çevresine açık bir şekilde ifade ederdi. Zaten hem Bakü'de hem Kırgızistan'da onlarla mücadele ettiğini biliyoruz.”
İşte 1992’de Azerbaycan Bakanlar Kurulu kararıyla açılan Türk Dünyası Bakü Atatürk Lisesi bu mücadelenin sembol merkezlerinden biridir.
Ve eğitim kalitesinin yanında bence en önemlisi hem markanın hem de mezunların Türkiye ve Azerbaycan arasında bir köprü haline geliyor olmaları…
Bir süredir Bakü’deyim. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresinde bir sunum yaparak Azerbaycan Şuşa şehrindeki yıkımla olası tazminat haklarını irdeledim.
Birkaç gün sonra Atatürk Lisesinin 30. yıldönümü kutlamalarının yapılacağını öğrendiğimde bir kez daha ziyaret etmek istedim.
İki ülke müfredatıyla uyumlu biçimde ve Türkiye Türkçesi ile Azerbaycan Türkçesi bir arada eğitim veriyor.
İlk yıllarındaki zorluklar, imkansızlıklar bir yana bugün 30.yıldönümünü kutlayan Atatürk Lisesi büyük bir kampüse dönüşmüş durumda. İlk, orta ve lise düzeyinde 1300 öğrenciye ulaştı. Mezunları Türkiye’deki üniversiteleri tercih ediyorlar ve yerleşiyorlar.
Okulda öğrencilerle sohbet ederken gördüğüm çeken şey Türkiye’yi ve Atatürk’ü çok iyi tanımaları ve azimleriydi.
Hafta başında gerçekleşen Teknofest’te projesiyle dereceye giren 8.Sınır öğrencisi Leman Bagırlı da Atatürk Lisesinde… Su arıtma ve meskenlere tasarruf etmeye yönelik projesiyle ödül almış. Okulların genel müdürü Eylem Gültekin “Biz Atatürk ve bilimin ışığında eğitim veriyoruz, öğrencilerimizi teşvik ediyoruz. Ve tabi iki ülkemizin Cumhurbaşkanlarının katılımıyla gerçekleşen Teknofest'te bu başarıyı elde etmemiz önemli bizim için. 30.yılımızda da anlamlı bir ödül oldu.” Şeklinde konuştu.
Leman Türkiye’de Tıp okumak istiyor ama “Tıp alanında mühendisliği entegre etmek hedefim” diyor. Şimdi İngiltere’de de böyle bir yarışmaya katılacakmış.
Bu sırada okula kayıt yaptırmak için annesiyle gelen Hikmet dikkatimi çekti. Türkiye sevgisi ve Atatürk halkındaki bilgisine hayran kaldım. “Atatürk bizlere seslendi ki her Cumhurbaşkanının muallimi olur” deyince çok duygulandım.
Turan hocanın taşıdığı bayrağı şimdilerde oğlu Közhan Yazgan taşıyor. Bu yükü ve sorumluluğu götürmek kolay değil. Közhan beyin bir süredir uğraştığı Bakü'ye bir üniversite kurma projesi inşallah gerçekleşir. Azerbaycan halkı bu dokuyu seviyor. Eğer kurulursa tüm Türk Dünyasından gelen öğrencilerin çekim merkezi olacaktır.
Böylesi çalışmalar ve neticeleri bugün yeni avantajlar yakalayan Türk Dünyası için örnek teşkil ediyor. Aklın, bilimin ve Atatürk'ün geliştirdiği çağdaş yönelimle günün sonunda başarının yakalayabileceğinin işareti...
FACEBOOK YORUMLAR