Başka dil öğretilir ama başka dille öğretim yapılamaz
Geçen ay Paris sokaklarında yine Fransa’daki azınlık dillerine uygulanan sınırlamaları protesto edenler vardı. Yine diyorum, çünkü bu dil çekişmesi, bu ülkede, 18. asrın başından beri sürüp geliyor.
Fransızca %15’ten %100’e
18. asırda, yani henüz krallık ve feodalite devam ederken bugünkü Fransızcaya yakın bir dili konuşanlar Paris çevresindeki bir azınlıktan ibaretti ve nüfusları, ülke nüfusunun %15’i civarındaydı. Asırlar süren yasaklama, baskılama ve aşağılamadan sonra Fransa’nın eski dilleri can çekişen müzelik kalıntılar hâline dönüştü. Mesela Fransızca dışındaki en çok konuşulan dili, Brötönce’yi, 20. asrın başında milyonlar konuşurken bu sayı 1950’de bir milyona, 2000 yılında da 200 bin kişiye inmişti. O zaman, yani 21 yıl önce bu 200 bin kişinin yarıdan fazlası 60 yaşın üzerindeydi. Bugün sayı ve yaş dağılımı nasıldır bilmiyorum. Bu 200 bin içinde her ölen Brötönce konuştuğuna, her doğan da sadece Fransızca tekellüm ettiğine göre sayı 100 binin altına düşmüş olmalı.
En büyük dil grubu, Brötönce böyle iken, Fransızca dışındaki diğer lisanlar, Bask, Oksitan, atalan, Korsika dili ve diğerlerinin hâli de bundan farksız. 1930 yılında her dört Fransız vatandaşından biri Fransızca dışında bir dil konuşurken bugünün ülkede başka dillerin varlığından değil, yok oluşlarından ve bu yok oluşun önlenmesinden söz ediliyor.
Diğer dillerin yok edilişi
Fransa’nın Fransızcayı %15’ten %100 civarına nasıl çıkardığı ilgi çekici bir hikâyedir. Bu hikâyeyi, Bilim, Din ve Türkçülük kitabımda özetlemiştim (Panama Yayınları 2018, sayfa 294-295 ve orada verilen atıflar). Kitaptan bir paragraf alayım:
“‘Ve unutmayın beyler, bu mevkie Breton dilini öldürmek maksadıyla getirildiniz.’ Bu cümle, Fransız Finistere (Batı Brittany) eyaletinde bir Fransız görevlinin öğretmenlere verdiği talimattan alınmıştır. Fransız Bask Bölgesinde, Basses-Pyrénées yöneticisi 1846’da şunları yazıyordu: ‘Basque Bölgesindeki okullarımız, özellikle Basque dilinin yerine Fransızcayı geçirmek için açılmıştır. Öğrenciler, soylarından gelen dillerin aşağılık olduğunu ve ondan utanmaları gerektiğini öğreniyorlardı. Bu sürece ‘Vergonha’ deniyordu.'”
Kendimizi 21. asırdaki hikâyelerle sınırlarsak, 2008’de Fransızca dışındaki dilleri anayasada tanınması teklifine L’Académie française, bunun “Fransız millî kimliğine saldırı” olduğu gerekçesiyle karşı çıkmıştı. Akademi bizim Türk Dil Kurumu’na benzetilebilir, fakat bizimki gibi bir sözlük yayınevinden ibaret değildir; bütün yayın organlarında, eğitimin her kademesinde Fransızca’nın korunmasıyla da görevlidir.
Morac kanununun reddi
Geçtiğimiz Mayıs ayında kopan gürültü, Brötönya’dan seçilen milletvekili Paul Morac’ın, Fransa’nın 3 asırlık yasaklamalarına karşı parlamentodan geçirdiği kanun teklifiydi. Bu kanunla, Fransa’da azınlık dilleri, Fransızca’nın yanında okullarda ikinci bir dil olarak öğretilebilecekti. Fakat Fransız Millî Eğitim Bakanlığı kanun teklifine direndi. Temel itiraz gerekçesi, kanunun gömme (immersive) öğretim diye tercüme edebileceğimiz bir metoda yeşil ışık yakmasıyla ilgiliydi. Azınlık dillerinin yeterli talep bulunursa ve okulun imkânı varsa ek ders olarak öğretilmesinin ötesinde gömme öğretim, müfredatın birçok dersinin de bu azınlık diliyle öğretilmesine izin veriyordu. Bakanlığa göre, gömme öğretim, öğrencilerin Fransızca dil yeteneklerinin gereken düzeye ulaşmasını engellerdi. Konu, bir dilin öğretiminden, o dille öğretime dönüşüyordu ve bu kabul edilemezdi.
Fransız Cumhuriyeti’nin dili Fransızcadır
Bakanlık kanunu Anayasa Konseyi’ne götürdü ve Konsey, teklifin bu maddesini reddetti. Reuters’in 21 Mayıs tarihli haberinden alıyorum:
“Fransa Anayasa Konseyi okulların günün büyük kısmında Bask, Brötön ve Korsikaca gibi dillerle eğitim yapmalarına izin veren kanun maddesini, planın anayasaya aykırılığı gerekçesiyle iptal etti.
“Fransa’nın en yüksek anayasa otoritesi olan ve bütün yeni yasaları onaylaması gereken Konsey, kanun teklifinin, Fransız Cumhuriyeti’nin dili Fransızca’dır diyen ikinci maddesine aykırı olduğuna karar verdi.
“Aynı gerekçeyle Konsey, Fransızca’da bulunmayan tilde (~)gibi yazım işaretlerinin resmî yazışmalarda kullanılamayacağına hükmetti.”
Gömme (immersive) denilen dil öğretme metodu, bizim yabancı dille eğitim yapan her kademe okullarımızda ve yabancı dille öğretim yapan üniversitelerimizde uygulanan eğitimden başkası değildir. Öğrencilerin yabancı dile gömülmesini kast eden terim, yabancı dilin sadece bir dil olarak öğretilmesinin dışında, eğitimin tamamının veya önemli bir kısmının da yabancı dille yapılması demektir. Fransız Millî Eğitim Bakanlığı’na ve Fransız Anayasa Konseyi’ne göre, bu, Fransız Anayasası’nın, “Fransa Cumhuriyeti’nin dili Fransızcadır” diyen ikinci maddesine aykırıdır ve öğrencilerin Cumhuriyet’in diline hâkimiyetlerine engeldir.
Prof. Dr. İskender Öksüz
https://millidusunce.com/baska-dil-ogretilir-ama-baska-dille-ogretim-yapilamaz/
FACEBOOK YORUMLAR