Prof. Dr. Hakkı UYAR

Prof. Dr. Hakkı UYAR

[email protected]

CHP'nin kuruluş tarihi

20 Eylül 2020 - 19:43 - Güncelleme: 17 Eylül 2021 - 08:33

Tarihimizde Eylül ayının önemli bir yeri var. Sivas Kongresi’nin, İzmir’in kurtuluşunun, Sakarya Savaşı’nın kazanılmasının yıl dönümleri de Eylül ayına rastlıyor. Son birkaç yıldır CHP’nin kuruluşunun Sivas Kongresi (1919) mi, yoksa 1923 mü olduğu tartışılmaktadır. Bu konu, hem CHP seçmeni nezdinde ve hem de CHP içerisinde de tartışma konusu olabilmektedir. Evet nedir doğrusu?
 
Türkiye’deki siyasal partiler Avrupa’daki siyasal partilerden farklı temeller üzerine kuruldular. Batı’daki genel olarak partiler parlamento içinde ve legal olarak kuruldular. Bir toplumsal kesimin/sınıfsal yapının temsilcisi durumundaydılar. Batı’nın sınıflı toplumsal yapısını yansıtmaktaydılar. Örneğin İngiltere’de muhafazakârları oluşturan Tory’ler aristokratların, liberalleri oluşturan Whig’ler de burjuvazinin çıkarlarını savunmaktaydı. Daha sonra bunu emekçi sınıfların temsilcisi İşçi Partisi izleyecekti. Türkiye’de ise Batı’daki anlamda sınıfsal bir yapı ve kapitalistleşme/sanayileşme yoktu. Bunun neticesinde modernleşme ve akabinde demokrasi gelişmemişti. Dolayısıyla değişimin öncüsü sınıfsal yapılar değil bürokrasi oldu. 
 
Türkiye’de modern anlamdaki ilk siyasal muhalefet hareketi Tanzimat sonrasına rastlamaktadır. Nitekim Tarık Zafer Tunaya, başlangıç noktası olarak Fedailer Cemiyeti’ni ve Kuleli Vakası’nı (1859) almaktadır. Türkiye’deki ilk modern siyasal muhalefet hareketleri illegaldir yani gizli cemiyet temeline dayanmaktadır. Sınıfsal değil, kurtuluşçudur. Geleneksel toplum yapısına sahip ülkeyi modernleştirerek kurtarmak amacındadırlar. Yeni Osmanlılar Cemiyeti ile İttihat ve Terakki Cemiyeti de, siyasal iktidara karşı yer altı örgütlenmesi şeklinde ortaya çıktılar ve iktidara muhalefet ettiler. İttihat ve Terakki, 1908 sonrasında Cemiyet’ten Fırka’ya dönüştü. Buna benzer bir şekilde Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919) sırasında kurulan ve ülkedeki dağınık tüm direniş odaklarını birleştiren Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti (A-RMHC) de, Birinci Meclis’te Birinci Grup adıyla örgütlendi (Cemiyetin bir de İkinci Grup’u vardı!) ve ardından ülkenin kurtarılmasından sonra Halk Fırkası’na dönüştü. Halk Fırkası kurulduğunda il ve ilçelerdeki A-RMHC şubeleri tabelalarını indirerek Halk Fırkası tabelası asıldı. Dolayısıyla 1919’da kurulan Cemiyet (Dernek), 1923’de kurulan Fırka’dır (Parti). 
 
Atatürk ve CHP, 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında toplanan Sivas Kongresi’ni ilk kongresi olarak kabul eder. Ancak gerçek anlamda partinin kuruluş tarihi 1923 yılında gerçekleşti. 9 Eylül, parti tüzüğünün kabul edildiği tarihtir. 11 Eylül ise, Atatürk’ün Halk Fırkası Genel Başkanı seçildiği tarihtir. 23 Ekim’de ise, partinin kuruluş dilekçesi İçişleri Bakanlığı’na verildi. Bu bağlamda, CHP’nin kuruluş tarihi olarak kabul ettiği 9 Eylül 1923 tarihi son derece yerinde bir tarihtir. Partinin resmi söyleminde ilk kongre Sivas Kongresi, kuruluş tarihi de 9 Eylül 1923’tür. İlk kongre bağlamında Sivas Kongresi’ne yapılan gönderme ve kuruluş tarihi olarak İzmir’in kurtuluşunun birinci yılının seçilmesi, partinin Milli Mücadele ile bağlarını ortaya çıkarmaya ve pekiştirmeye yöneliktir. 
 
Atatürk, partinin kurulmasına ilişkin ilk açıklamasını 6 Aralık 1922 tarihinde yaptı ve “Halk Fırkası” adını kullandı. Ardından 1923 seçimlerinin Birinci Meclis’teki Atatürk’ün liderliğindeki Birinci Grup’un başarısıyla sonuçlanması (Bunda Atatürk’ün Milli Mücadele’yi kazanmış olan lider olmasının verdiği karizmanın katkısına dikkat çekmek gerekir!), Halk Fırkası’nın kurulmasına olanak sağladı. Seçimlerden sonra, milletvekilleri Ankara’da toplanarak Halk Fırkası’nın tüzüğünü hazırlamaya başladılar. İlk toplantı 7 Ağustos 1923 tarihinde yapıldı. Toplantılar 11 Eylül 1923 tarihine kadar devam etti. Ağustos’taki ilk toplantıya o sırada seçim bölgelerinden Ankara’ya gelebilmiş 123 milletvekilinden 113’ü katılmış ve 10 milletvekili de mazeretlerinden ötürü katılamamıştı. Burada bir konuşma yapan Atatürk, Milli Mücadele’nin başlamasını, Birinci Meclis’in açılışını ve o tarihten 1923 yılına kadar geçen süreci anlattı ve sonuç olarak Müdafaa-i Hukuk’un Halk Fırkası’na dönüşeceğini belirtti. Bu toplantı, Halk Fırkası adı altında yapılan ilk toplantıdır. İkinci toplantı, 9 Ağustos tarihinde yapıldı ve önceki toplantıda üyelere dağıtılmış olan Halk Fırkası tüzüğünün incelenmesine başlandı. Tüzüğün incelenmesi 9 Eylül 1923 tarihine kadar devam etti. 9 Eylül’de yapılan genel bir toplantıda Halk Fırkası Nizamnamesi kabul edildi. 11 Eylül 1923 tarihinde yapılan Halk Fırkası toplantısında, genel başkanlık ve yönetim kurulu seçimleri yapıldı. Halk Fırkası reisliğine TBMM reisi Atatürk seçildi. Partinin kuruluş dilekçesi, 23 Ekim 1923 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na M. Kemal imzasıyla sunuldu.
 
Halk Fırkası, kurulduğu tarihten bir yıl kadar sonra adının başına Cumhuriyet kelimesini ekledi (10 Kasım 1924). Bu tarihten bir hafta sonra Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası kurulacaktı. Cumhuriyet Halk Fırkası’nın adındaki fırka kelimesi, Dil Devrimi’nin yaşandığı 1935 yılında parti’ye dönüştü.   
 
23 Ekim 1923 tarihinde İçişleri Bakanlığı’na sunulan dilekçede Halk Fırkası adıyla tüzüğü sunulan bir partinin kurulduğu ve idare heyetinin isimleri belirtilmektedir. Bu isimler şunlardır: Erzincan mebusu Sabit (Sağıroğlu), İstanbul mebusu Dr. Refik (Saydam), İzmir mebusu Celal (Bayar), Erzurum mebusu Münür Hüsrev (Göle), Tekfurdağ mebusu Cemil (Uybadın), Konya mebusu Kazım Hüsnü, İzmit mebusu Saffet (Arıkan), Diyarbakır mebusu Zülfü. Partinin katib-i umumisi (genel sekreteri) Recep (Peker) ve parti genel başkanı Mustafa Kemal. Bu dilekçenin verilmesinden kısa bir süre sonra, 29 Ekim 1923 tarihinde M. Kemal’in Cumhurbaşkanı seçilmesi üzerine, M. Kemal, Başbakan İsmet Paşa’ya gönderdiği 19 Kasım 1923 tarihli yazıda Halk Fırkası genel başkanlığına vekalet etmesini istiyor ve bunun gerekçesi olarak Cumhurbaşkanı olmasının bu görevi yürütmesine engel olduğunu söylüyordu.
İsmet Paşa, parti genel başkan vekilliğine atanmasının ertesi günü A-RMHC şubelerine bir genelge gönderdi. Genelgede önce Halk Fırkası’nın kuruluşuna kısaca değinilmekte ve artık A-RMHC şube yönetim kurullarının Halk Fırkası yönetim kurulları adı altında çalışmaya devam edeceği bildirilmekteydi.
 
Böylece Halk Fırkası, A-RMHC’den devraldığı güçlü bir örgüte,‘Dokuz Umde’lik (Dokuz Maddelik) bir programa ve bir tüzüğe sahip olarak kuruluşunda karşılaştığı ilk sorunları çözdü.
 
Partinin kurulmasına ilişkin Atatürk ilk açıklamasını 6 Aralık 1922 tarihinde yaptı ve “Halk Fırkası” adını kullandı. Ülkenin geri kalmışlığını ve çöküş tehlikesini ortadan kaldırmak, çağdaş ve ileri bir toplum yaratmak amacıyla devrimler yapmayı planlıyordu. Bu da ancak bir siyasal parti ile mümkün olabilirdi. M. Kemal, milletin tüm kesimlerinden ve hatta İslam dünyasının en uzak yerlerinden bile kendisine gösterilen sevgi ve güvene layık olabilmek için milletin en sade bir bireyi olarak vatanın yararına çalışmak amacıyla barışın sağlanmasından sonra Halkçılık ilkesin dayanan ve Halk Fırkası adıyla bir siyasal parti kurmak niyetinde olduğunu söyledi. Yeni bir döneme girildiğini belirten Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nda olduğu gibi milletin yardımını ve aydınların da katkısını istiyordu. Ayrıca kuracağı parti için 7 Şubat 1923 tarihinde şu değerlendirmeyi yapmıştı: “Halk Fırkası, halkımıza siyasi eğitim vermek için bir okul olacaktır”. 
 
1923’te Atatürk, Türk milletinin önüne 3 temel hedef koymuştu (CHP Tüzüğünün 1. Maddesi):
-Demokrasi
-Türkiye’yi çağdaş bir ülke haline getirmek
-Hukuk devleti
Bu üç hedef, bugün hâlâ gerçekleştirilmeyi bekliyor.


Fotoğraf açıklaması yok.

 

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum