YUNUS EMRE’DE ESTETİK KÜLTÜREL DEĞERLER
Bildiri Özeti: Yunus Emre, üzerinde çalışma ve inceleme yapıldıkça derinleşen bir bilge ozandır. Çağının problemlerini, bu problemlere bulunabilecek hal çarelerini ve kendi döneminde yaşayan fertlerin manevȋ ve ruhȋ donanımlarını şiirlerinde işleyen Yunus Emre, bazı dizelerinde son derece incelikli özgün, estetik söylemler geliştirmiştir. Estetik, genel olarak “güzel, iyi, hoş olan” anlamlarıyla ele alınmaktadır. Bildiride, Yunus Emre’nin; olumsuzlukları, eksiklikleri, hataları ve yanlışlıkları söylerken çok ince ve duyarlı bir üslup geliştirmesi üzerinde durularak, örnekler üzerinden “estetik kültürel değerler” ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
Anahtar kelimeler:
Yunus Emre, estetik, kültür, değer
Bu bildiride ilk defa kullanılan “estetik kültürel değer” kavramı, estetik olanın ve böyle kabul edilmiş bulunanların, kültürel olarak da bir değer ifade etmesiyle, toplum hayatında taşınması anlamında kullanılmıştır. Uzun yıllardan beri vermekte olduğum Eski Anadolu Türkçesi derslerinde, Yunus Emre’nin şiirlerini, döneminin özgün yönlerini çok iyi yansıttığı için, dil incelemesi yapmak üzere sürekli olarak seçiyorum. Her dönem onun, işlediğimiz farklı şiirlerinde bir yandan ses ve biçim özelliklerini anlatırken, bir yandan da Yunus yüzyılından günümüze taşınmış söz kalıplarını, deyimleri ve Yunus’un özgün buluşlarını göstermeye çalışıyorum. İşte, “estetik kültürel değerler” kavramını Yunus için kullanmamın arkasında bu sebep yatmaktadır. Şöyle ki: Yunus, hem çok zeki hem çok şaşırtıcı bir şairdir. Hayatında, sözlü kültür vasıtasıyla ve kendisinin tecrübe ederek öğrendiği her şeyi, ince bir elekten geçirerek yazılı bir verime dönüştürmüştür. Bunu yaparken hem özünün estetik algılarını hem de o dönem Türk toplumunun algılarını birleştirmiş, kendisini dinleyen ve okuyanların göğüslerine birer iğnelik olarak takmak istemiştir. Yunus, bıkmak usanmak bilmeyen bir eğitimcidir. Hem kendi iç eğitimini ısrarla sürdürmüş, hem de yaşadığı toplumdaki çağdaşlarını söz ve yazıyla eğitmek için büyük bir çaba harcamıştır. Özelikle, toplumunun fertlerini eğitirken, onları incitmemek için farklı söz ustalıklarından faydalanmıştır. Kendisi güzele aşık olduğu için, sözünü de “güzel”ler arasından seçmiştir. Seçtiği güzel sözleri, ona intikal eden tecrübe ve bilgi ile de karıp harmanlayınca, ortaya Yunus’un “estetik kültürel değerler”i çıkmıştır. Bu konuda, Yunus Emre uzmanı ve ustası olan Tatcı, “Yunus’un üslubu, kendine has bir edebîlik, estetik ve eda taşımaktadır” cümlelerine “ Türkçe, Yunus’un dilinde edebî ve estetik bir hüviyet kazanmış, canlanıp yayılmıştır hükmünü de ekleyerek Yunus’un estetiğinden söz eden ilk kişilerden olmuştur (Tatcı, 2008-1: 96,97).
Yunus, rast gele söz söylemez. Sözünü düşünür, keser, biçer hesaplar ve dilindeki sıradan sözleri ayıklar. Kelimelerini öylesine emek çekerek bir araya getirir ki gündelik hayatta basit-sıradan olanlar, onun duyuşu ve dizimi içinde başka bir hüviyete bürünür.
Yunus Emre, üzerinde çalışma ve inceleme yapıldıkça derinleşen bir bilge ozandır. Çağının problemlerini, bu problemlere bulunabilecek hal çarelerini ve kendi döneminde yaşayan fertlerin manevȋ ve ruhȋ donanımlarını; bu donanımların oluşma ve hazırlanma sürecini şiirlerinde işler. Yunus Emre, pek çok dizesinde son derece incelikli, özgün, estetik söylemler geliştirmiştir.
Bu girişten sonra, estetik, kültür ve değer kavramlarının tanım ve anlam alanları üzerinde biraz durmak gerekir. Estetik, genel olarak “güzel, iyi, hoş olan” anlamlarıyla ele alınmaktadır. Estetik kelimesi, Türk Dil Kurumunun 1998 basımı Türkçe Sözlük’ünde” 1. Sanatsal yaratının genel yasalarıyla sanatta ve hayatta güzelliğin kuramsal bilimi, güzel duygu, bediiyat 2.s. Güzellik duygusu ile ilgili olan veya güzellik duygusuna uygun olan 3. is. fel. Güzelliği ve güzelliğin insan belleğindeki ve duygularındaki etkilerini konu olarak ele alan felsefe kolu, güzel duyu 4.s. tıp Kusurlu bir organı düzeltmek veya güzelleştirmek amacıyla uygulanan yöntemler” biçiminde dört madde tanımlanmış; Kubbealtı Akademi sözlüğünde ise 1. fels. Güzelliği ve güzelliğin insan üzerindeki etkilerini konu olarak alan felsefe kolu, bedȋiyat. sıf.2. Güzellik duygusuyla ilgili, insanda güzellik duygusu uyandıran, bedȋȋ: “Estetik ifade.” “Estetik görünüş.” 3. İnsanı güzelleştirmeyi, kusurlu görünen taraflarını düzeltmeyi hedef alan (metotlar) ve bunları uygulayan (tıp kolu): “Estetik ameliyet.” Estetik cerrahȋ” olarak üç madde halinde tanımlanmıştır. Kültür, Ötüken Türkçe Sözlükte “Toplumun insan hayatı ile ilgili olarak tarihî ve sosyal süreç içinde geliştirdiği ve gelenek halinde sürdürdüğü; insanın doğal ve toplumsal çevresine kabul ettirdiği egemenliğinin ölçüsünü belirten her türlü duygu, düşünce, dil, edebiyat, sanat ve yaşayış alanındaki maddî ve manevî değerler bütünü biçiminde tanımlanmıştır (Çağbayır, 2007:2891) Değer ise yine aynı sözlükte “Nitelik bakımından ahlakî ve estetik yatgıya uygunluk ve taşınan önem; kişisel veya ortak yargıda iyi ve doğru olan”biçiminde tanımlanmıştır ( Çağbayır, 2007: 1128).
Kültür, Ötüken Türkçe Sözlükte “Toplumun insan hayatı ile ilgili olarak tarihî ve sosyal süreç içinde geliştirdiği ve gelenek halinde sürdürdüğü; insanın doğal ve toplumsal çevresine kabul ettirdiği egemenliğinin ölçüsünü belirten her türlü duygu, düşünce, dil, edebiyat, sanat ve yaşayış alanındaki maddî ve manevî değerler bütünü biçiminde tanımlanmıştır (Çağbayır, 2007:2891).
Değer ise yine aynı sözlükte “Nitelik bakımından ahlakî ve estetik yargıya uygunluk ve taşınan önem; kişisel veya ortak yargıda iyi ve doğru olan” biçiminde ifade edilmiştir ( Çağbayır, 2007: 1128).
Değerler; kişilerin davranış biçimine rehberlik eden, insanları ve olayları değerlendirmemizi sağlayan ve onların davranışları ile değerlendirmelerini açıklayan kavramlardır. Kültürel değerler, önem derecelerine göre, bir kişinin veya bir grubun hayatına rehberlik eden ilkeler olarak tanımlanmaktadır (Morsümbül, 2014: 137-160).
İyilik, güzellik, doğruluk ve dürüstlük; insanın yazılı ürünleri işleyip bunları edebî, sanatsal ve kültürel bir çerçeveye oturtmaya başladığı milattan önceki yıllardan bu yana, işlenmiş ve insanı etkilemiş değerlerdir.
Kültür, hem eş zamanlı hem de art zamanlı taşınmaktadır. Bunda, dilin kültür taşıyıcısı olma özelliği bulunmaktadır. Evrensel ve yerel olarak üretilen hemen bütün kültür değerleri, dilin içinde mayalanır. Fertlerin, kendi duygu, düşünce dünyalarına bağlı olarak ürettikleri estetik değerler, dile ve dolayısıyla kültüre aktarılır.
Estetik değer, uyum, bütünlük ve güzellik taşıyandır. Estetik kültürel değer, bireysel olmanın yanında toplumsaldır. Çünkü kültür, toplum içinde gelişen bir unsurdur. Toplumsal değerler, estetik değerlerden önce üretilmektedir.Bir toplumdaki fertlerin, şerbetteki gülsuyundan hoşlanmaları tamamen estetik bir algıya dayanır. Bunda şerbetin rengi ve kokusunun etkisi vardır.
Günümüzde hem “estetik değer” hem de “kültür değerleri” üzerine pek çok çalışma yapılmıştır. Estetik değer taşıyan nesnenin, belli bir düzeni olmalıdır. Bu düzen, göze ve duyguya hoşluk veren bir düzendir. Hayatta bir şeyleri sürekli olarak düzene koymaya çalışan insan, güzellik arayışı içinde de sıradan olanı olmayandan ayırıp, farklı olanı bulmaya çalışır. Dildeki güzellik ve estetik anlayışı elbette edebȋ alanlarda da “estetik” in seçilip tespit edilmesini ve yorumlanmasını gerektirmiştir. Anlam analizi konusunda ayrıntılı bir çalışma yapmış olan Filizok, “Bildirişimin Temel Elementlerine Bağlı Fonksiyonlar” başlığıyla işlediği bölümde bildirişimin temel altı elementinin, altı fonksiyon yerine getirdiğini belirtir ve bunlar içinde estetik foksiyon’u (fonction poѐtique) da sayar (Filizok 2002:70). Estetik foksiyon’un mesaj merkezli olduğunu, aynı mesajın dilin çeşitli imkanlarının kullanılarak verilebileceğini ve bunlardan birisinin estetik amaçlarla seçildiğini, böylece hem mesaj verilmiş hem mesajı verenin de estetik tercihlerinin ifade edilmiş olduğunu belirtir (Filizok 2002:72).
Bu anlatımlardan sonra, “estetik kültürel değerler” için, şöyle bir anlam çerçevesi çizebiliriz: İnsanı dil, edebiyat ve sanat yoluyla etkileyen, ruhunda güzellik ve hayranlık duygusu uyandıran ve toplumsal yaşayışta, toplumun fertlerinin çoğunluğunda da benzeri duygulara yol açan, dilin imkanlarıyla bir mesaj ileten; ortak yargıda da kabul görmüş ve üzerinde uzlaşılmış, güzellik ve hayranlık uyandıran değerlerdir, diyebiliriz.
Yunus’un şiirlerine çizilen bu anlam çerçevesinden bakılacaktır.
Burada başka bir noktaya da değinmek gerekecektir: Estetik nitelikli kültürel değerleri tespit ederken, öznel bakış açısından kaçmak ve kendi/öz’den uzaklaşmak mümkün değildir.
Roland Barthes buna benzer bir yaklaşımla şöyle bir cümle kuruyor Ara Olaylar'da: «Şimdi şöyle denecektir bana: Siz yalnızca havanın nasıl olduğundan, belli belirsiz estetik nitelikli, ne olursa olsun tümüyle öznel izlenimlerden söz ediyorsunuz» (Barthes, 1999:16).
Demem odur ki, ne kadar «nesnel» davranmaya çalışsam da Yunus’un şiirlerindeki estetik kültürel değerleri tespit ederken, özümden/kendimden kaçamadığımı belirtmem gerekecek.
Ama aynı zamanda, özümün algılarını geliştiren ve biçimlendiren şeyin de, beslendiğim kültürel kaynaklar olduğunu söylemeliyim.
Yunus, bilinçli olarak şiirlerinde güzel ve estetik olanı vücuda getirmiştir. Bu onun, görünen ve somut güzelliği, estetiğidir. Bunun dışında Yunus, insanların içinde özellikle müminlerin içinde bir iç güzellik, bir iç tutarlılık vücuda getirmek istemektedir. Aslına bakılırsa, bütün çabası da budur. Böylece, çabası onun şiirlerinin dış yapı ve biçimine de güzellik olarak yansımıştır. Yani Yunus, özünü ve özgeleri asıl güzele, güzelliğin sahibine yöneltmek isterken, kendisinin güzelleştiğini, sözünün güzelleştiğinin farkında olmamıştır.
Aslında, estetik söyleyiş ve davranış, salt eğitimle oluşturabilecek bir sonuç değildir. Kanaatimce, fıtrat ve tabiat bunun için temel teşkil ediyor. Yunus, söylediklerinin estetik değer taşıyıp taşımadığını düşünmedi bile. Onun için mühim olan, anlatmaktı. Anlatırken, yaradılışına uygun olan anlatma yollarını seçti. Onun yaradılışına uygun olan yollar, letafet, zeka, kıvrak bir kavrayış, incitmeme duyarlılığı, inandığını söylerken kaba olmama duyarlılığı…
Yunus şiiriyle, sözüyle, şiirinin biçimiyle bir estetik değer üretmiştir. Çünkü onun sözünü işitenler, bazen hayrete düşmekte, hayran kalmakta, şaşırmakta; bazen de bal ve şeker yemiş gibi olmaktadır. Yunus kendisi hayrette ve hayran iken, sözleriyle özgeleri hayrette bırakmş ve hayran kalmalarını sağlamıştır. Yunus, bu sebeple estetik değer üretmiş ve bunların kültür kodlarıyla taşınmasını sağlamıştır.
Burada; Yunus’un şiirleri, estetik kültürel değerler bakımından incelenirken, hem güzelliğin somut olarak oluştuğu hem de oluşan bu kavramın sonraki nesillere taşındığı ve Yunus’un da kendisine intikal edenleri taşıdığı örnekler işlenmiş, sonra bunlar kendi aralarında tasnif edilmiştir. Buna göre, evrensel ölçülerde estetik algılamanın nasıl değerlendirildiğinden yararlanılarak şu alanlar belirlenmiştir:
1) Görmeye dayalı /görsel/ estetik ifadeler
2) Koku ve tat almaya dayalı estetik ifadeler
3) Duymaya, sese ve ahenge dayalı estetik ifadeler
4) Duygu ve izlenime dayalı estetik ifadeler
5) Davranış kalıplarına, selamlaşmaya, diğergâmlığa dayalı estetik ifadeler
6) Tarihsel kalıpların; klasik rumuz ve sembollerin devam ettirildiği estetik ifadeler
Görmeye dayalı /görsel/ estetik ifadeler
Salkım Salkım Bulut
Karlu taglarun başında salkım salkım olan bulut
Saçun çözüp benüm için yaşın yaşın ağlar mısın (Tatçı YED, 2008: 290)
Güneş Tutulur /Ay doğmaya Utanır
Yüzünden gün tutılur ay togmaya utanur
Gören heybete kalur Yusuf-ı Ken’an mısın (Tatçı YED, 2008: 279)
Gazel Yaprağı Gibi Sararmak
Gazel yapraklayın benzüm sarardı
Kararuban düşdüm bu ‘ışk elinden (Tatçı YED, 2008: 283)
Sular Gibi Seyreylemek
Sular gibi seyreyle bir yirde karar itme
Alçaklara ak yüri ‘ummana irişince (Tatçı YED, 2008: 329)
2) Koku ve tat almaya dayalı estetik ifadeler
Senin Kokunu Duyayım /Sevgilinin Kokusu)
Benligüm benden koyayın senün kohunı duyayın
Bunca zaman ben kul iken sultan olayın bir zaman (Tatçı YED, 2008: 273)
Senün kokun tuydı canum terkin urdum bu cihanun
Aceb kandadur mekanun ya ben kanda isteyeyin (Tatçı YED, 2008: 287)
Şekeristan Olsun
Ol dost yüzin gördi gözüm erenlere toprak yüzüm
Söz bilene iş bu sözüm gerek şekeristân ola (Tatçı YED, 2008: 26)
Kördür münâfıkun gözi yarın kara koyar yüzi
Halkun bana acı sözi gerek şekeristân ola (Tatçı YED, 2008: 26)
3) Duymaya, sese ve ahenge dayalı estetik ifadeler
Kulağı Sak
Dervȋşün kulağı sak Hak’dan işidür sebak
Deprenmedin dil-dudak sözi işiden gelsün
Bülbüller Ötmek
Kur’agacı n’iderler kesüp oda yakarlar
Bülbüller öticegiz nevbet değmez dürraca (Tatçı YED, 2008: 361)
Ördek Kaz Hoş İner Göle
Bu bir genç-i nihandur n’ister sofilar bunda
Niçe ördek niçe kaz hoş iner gölümüze (Tatçı YED, 2008: 342)
Tesbih Okur Ağaçlar
Agar pervaze kuşlar / Tesbih okur ağaçlar
Himmet alan kardaşlar / Tur irte namazına (Tatçı YED, 2008: 336)
4) Duygu ve izlenime dayalı estetik ifadeler
Bin Bin İbret
Akıllar mat olur niteligünden
Ki bir zerrede bin bin ‘ibretün var (Tatçı YED, 2008: 72)
Böyle Latif Böyle Şirin
Gideridüm ben yol sıra yavlak uzamış bir agaç
gönlüm eydür bir kaç sır aç (Tatçı YED, 2008: 43)
Gönüllerde Bitmeyince Dile Keleci Gelmez
Çün bülbül ‘aşıkdur güle nazar Hak’dan olur kula
Bir keleci gelmez dile gönüllerde bitmeyince (Tatçı YED, 2008: 347)
Kaşın Yay Kurmadan Ok Atar Sürekli
Senün kaşun turmadın ok atar yay kurmadın
İsrafil sur urmadın niçe canlar uyana
Ay Yüze Tutaşmak (Ay yüzlüye yakınlaşmak)
Kim ne bile ne kuşam ben şol ay yüze tutaşam ben
Ezeliden serhoşam ben içmişem ayagum anda (Tatçı YED, 2008: 331)
5) Davranış kalıplarına, selamlaşmaya, diğergâmlığa dayalı estetik ifadeler
Hak Yoluna Er Gibi Durmak
‘Işk kadehinden içüp nefs dileğinden geçüp
Hak yolına er gibi turmayan ‘âşık mıdur (Tatçı YED, 2008: 57)
Baki Yoldaş Olmak
Aldanma mâla davara kulluk eyle Hakk’a yara
Seviyile bile vara baki yoldaş olanı gör (Tatçı YED, 2008: 44)
El, elden üstündür/ Nükte etme
Sözler eyitdüm diyü Yunus nükte itmegil
Dahı yigrek eydür var el vardur el üstine(Tatçı YED, 2008: 354)
Sözü Uzatmak
Ya bildügüni eyit ya bir bilürden işit
Teslimlik ucını tut sözi uzatmayalar (Tatçı YED, 2008: 82)
6) Tarihsel kalıpların; klasik rumuz ve sembollerin devam ettirildiği estetik ifadeler
Âb-ı Hayât
Yüz bin Ferhâd külüng almış kazar taglar bünyâdını
Kayalar kesüp yol eyler Âb ı Hayât akıtmağa (Tatçı YED, 2008: 22)
Âb-ı Hayât’un çeşmesi âşıklarun visâlidür
Kadehi tolı yüridür susamışları yakmağa (Tatçı YED, 2008: 22)
Aşk Şarabı / Aşk Şerbeti / Aşk Sözü /Aşk Eseri/ Aşk Kadehi
Bildük gelenler geçdiler gördük konanlar göçdiler
‘Işk şarâbın içen cânlar uymaz göçmeğe konmaga (Tatçı YED, 2008:22)
‘Işk makamı alidür ‘ışk kadim ezelidür
‘Işk sözini söyleyen cümle kudret dilidür (Tatçı YED, 2008: 46)
Bu bizüm ‘işretümüz oldur bu lezzetümüz
İçüp esridügümüz ‘ışk şerbeti gülidür (Tatçı YED, 2008: 47)
Bir kişiden sorgıl haber kim ma’niden haberi var
Bir kişiye virgil gönül canında ‘ışk eseri var (Tatçı YED, 2008: 49)
Kim ki ‘ışk kadehinden bir zerre içdiyise
Ana ne ‘akl u ne us ne esrük ü ne humar var (Tatçı YED, 2008: 49)
Leyla ve Mecnun Benim
Leylî-i Mecnun benem şeyda-yı Rahman benem
Leylî yüzin görmeğe Mecnun olasım gelir(Tatçı YED, 2008: 69)
Dost Yüzünü Görmek / Dost Yüzü
İy ‘âşıkân iy ‘âşıkân ‘ışk mezhebi dindür bana
Gördi gözüm dost yüzini yas kamu düğündür bana (Tatçı YED, 2008: 29)
‘Işk ȋmâmdur bize gönül cemâ’at
Kıblemüz dost yüzi dâimdür salât (Tatçı YED, 2008: 41)
Dili Handan Olmak
Mahabbet derdine düşeli bülbül
Dili handan olupdur ‘ışk elinden (Tatçı YED, 2008: 267)
Örneklerden de görüldüğü üzere Yunus, evreni sürekli seyreylemekte, olup bitenlere hayranlıkla bakmakta ve hayret nidalarıyla bunları söze dökmektedir. Ona göre, bulutlar salkım salkım’dır; sözün kaynağı şekeristan’dır; kaşlar sürekli ok atmaktadır yay kurmaksızın; aşkın şarabını içenin, aşkın sözünü söyleyenin, muhabbet derdine düşenin dili handan olmuştur. Onun çizdiği bu tablolar, onlarca beyitle çoğaltılabilir. Burada şunu ifade etmek gerekir ki Yunus, mesajlarını estetik bir söyleyişle sarmış, dinleyeni ve okuyanı bazı hallerde coşan ruh hallerine sürüklemiştir. Hiçbir tasnif yapmadan aşağıdaki şiirin tamamının estetik olduğunu da belirtmek gerekir.
Her kime kim dervişlik bağışlana / Kalbı gide pak ola gümüşlene
Nefesinden müşkile ‘anber düte / Budagından il ü şar yimişlene
Yapragı dertlüyiçün dermen ola / Gölgesinde çok kademler işlene
‘Aşıkun gözi yaşı hem göl ola /Ayagından saz bitüp kamışlana
Cümle şa’ir dost bahçesi bülbüli / Yunus Emre arada dürraclana (Tatçı YED, 2008: 346-347)
Kur’agacı n’iderler kesüp oda yakarlar /Bülbüller öticegiz nevbet değmez dürraca (Tatçı YED, 2008: 361)
Yunus, bu kadar etkili söylediği halde, kendisini bülbül gibi şakıyan diğer şairlerle birlikte görmez; o kendisini turaç (dürrac) gibi görür. Bülbül, sürekli şakır; turaç ise arada bir kesik kesik öter (Makalenin sonundaki fotoğraflar ).Yunus’un kendisini turaç gibi görmesi elbette onun ben duygusunu ne kadar kontrol altına aldığını göstermektedir.
Latif, tatlı, şirin sözler dökülen Yunus’un dilinden, “od, kaynar kazan, kızgın saç, yılan, çiyan“ da dökülür. Bu onun, müminleri gerçekçi /realist olmaya yönlendiren bir tavrıdır:
Bir gün sana zevâl ire yüce kaddün ine yire
Budaklarun oda gire kaynaya kazan kıza saç (Tatçı YED, 2008: 43)
Niçe yatur düşübeni ılan çıyan üşübeni
Sünükleri çagşabanı çüriyüben ulanı gör (Tatçı YED, 2008: 44)
Sonuç
Yunus, bilinçli bir çaba ve gayretle şiirlerinde güzel ve estetik olanı vücuda getirmiştir. Bu onun, görünen ve somut güzelliği, estetiğidir. Bunun dışında Yunus; insanların içinde, özellikle müminlerin içinde bir iç güzellik, bir iç tutarlılık vücuda getirmek istemektedir. Aslına bakılırsa, bütün çabası da budur. Böylece, çabası onun şiirlerinin dış yapı ve biçimine de güzellik olarak yansımıştır. Yani Yunus, özünü ve özgeleri asıl güzele, güzelliğin sahibine yöneltmek isterken, kendisinin güzelleştiğinin, sözünün güzelleştiğinin farkında olmamıştır belki de. Aslında, estetik söyleyiş ve davranış, salt eğitimle oluşturulabilecek bir sonuç değildir. Kanaatimce, fıtrat ve tabiat, bunun için temel teşkil ediyor. Yunus, söylediklerinin estetik değer taşıyıp taşımadığını düşünmedi bile.
Onun için mühim olan, anlatmaktı. Anlatırken, yaradılışına uygun olan anlatma yollarını seçti. Onun yaradılışına uygun olan yollar, letafet, zeka, kıvrak bir kavrayış, incitmeme duyarlılığı, inandığını söylerken kaba olmama duyarlılığ idi.
Yunus; şiiriyle, sözüyle, şiirinin biçimiyle bir estetik değer üretmiştir. Çünkü onun sözünü işitenler, bazen hayrete düşmekte, hayran kalmakta, şaşırmakta; bazen de bal ve şeker yemiş gibi olmaktadır.
Yunus kendisi hayrette ve hayran iken, sözleriyle özgeleri hayrette bırakmış ve varlık dünyasına hayran kalmalarını sağlamıştır. İşte bu sebeple Yunus, estetik değer üretmiş ve bunların kültür kodlarıyla taşınmasını sağlamıştır.
l
Bülbül Turaç (dürrac)
KAYNAKLAR
BARTHES, Roland (1999); Ara Olaylar,( çeviren: Sema Rıfat), Kaf yayıncılık, İstanbul
BAYRAKTAR, Levent (Tarihsiz); Yunus’un Değer Metafiziğine Bir Giriş Denemesi, Gelenekten Geleceğe Kültür Sanat Dergisi, http://www.gelenektengelecege.com/yunusun-deger-metafizigine-bir-giris-denemesi-levent-bayraktar/
ÇAĞBAYIR, Yaşar (2007); Ötüken Türkçe Sözlük Ötüken Yayınları, İstanbul
FİLİZOK, Rıza (2001); Anlama Analizine Giriş, Ege Üniversitesi Edebiayat Fakültesi, İzmir
İLKER, Ayşe (2014); Birleşik Fiillerin Oluşmasına Yunus Emre’nin Özgün Katkıları, Eskişehir Bilgeler Zirvesi
MORSÜMBÜL, Şebnem (2014); Kültürel Değerlerin Üç Kuşak Arasındaki Değişimi Üzerine Bir İnceleme: Ankara Örneği, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, Güz (21), s.137-160
NERİMANOĞLU VELİ, Kamil (2011); Yunus Emre’nin Poetikası, H Yayınları,
TATÇI, Mustafa (2008); Yunus Emre Divanı, İnceleme ,H. Yayınları, İstanbul
TATÇI, Mustafa (2008); Yunus Emre Divanı, Tenkitli Metin, H. Yayınları, İstanbul
Türkçe Sözlük (1998); Türk Dil Kurumu, Ankara
Not: Makalenin aslı için kaynak:
https://www.academia.edu/32748303/YUNUS_EMREDE_ESTET%C4%B0K_K%C3%9CLT%C3%9CREL_DE%C4%9EERLER
FACEBOOK YORUMLAR