Prof. Dr. Ahmet Bican ERCİLASUN

Prof. Dr. Ahmet Bican ERCİLASUN

[email protected]

Kazakistan

16 Ocak 2022 - 11:43 - Güncelleme: 16 Ocak 2022 - 12:21

2020 sayımına göre Kazakistan'ın nüfusu 18.631.779'dur. 01 Ocak 2021 itibarıyla nüfus 18.877.100 olarak tespit edilmiştir. Aradan bir yıl geçti; bugün Kazakistan nüfusunun 19 milyonu aştığını tahmin edebiliriz.

Kazakistan nüfusunun %68,5'i Kazak, %18,9'u Rus'tur. 19 milyon üzerinden hesap edilirse bugün Kazakistan'da 13.015.000 Kazak, 3.591.000 Rus yaşadığı ortaya çıkar. Ülkedeki diğer Türkler de (Özbek, Uygur, Tatar, Ahıska, Azerbaycan) %7,1'lik oranla 1.349.000 kişidir.

Kazakistan'daki bütün Türkler nüfusun %75,6'sıdır yani ülkede toplam 14.364.000 Türk yaşamaktadır. Ayrıca 266.000 Ukraynalı, 171.000 Alman, 114.000 Koreli bulunmaktadır.

Sonuç olarak Kazakistan tarih bakımından bir Türk ülkesi olduğu gibi nüfus bakımından da bir Türk ülkesidir. Kazakistan toprakları, Sakalardan, Hunlardan, Köktürkler, Karahanlılar,  Çengizliler, Altın Ordu, Temürlüler ve Kazak hanlıklarından mirastır. Köktürk yazısıyla ilk Türkçe yazıtın bulunduğu Altın Elbiseli Adam kurganı Kazakistan topraklarındadır.

Türk Dünyasının herhangi bir yerindeki olumlu gelişme bütün Türkleri sevindirir; olumsuz bir hadise ise bütün Türkleri üzer. Kazakistan'daki olaylar da hepimizi üzmüştür.

Kazak halkının bir bölümünün yönetimden memnun olmadığı anlaşılmaktadır. Bunun sebepleri basında yazılıp çizilmektedir. Ancak işin içine durumdan yararlanmak isteyen kışkırtıcı ve serserilerin de karıştığı açıktır. Özellikle IŞİD, El-Kaide gibi radikal örgüt elemanlarının halkı kışkırttığı görüntülerden belli olmuştur.

Devlet Başkanı Tokayev'in Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü'nden dolayısıyla Rusya'dan askerî yardım istemesi doğru olmamıştır. Putin, Gürcistan'dan ve Ukrayna'dan toprak ilhak etmiştir yani bu konuda sabıkalıdır. Bazı Rus yetkililerinin Kazakistan'la ilgili olumsuz beyanları da ortadadır.

ABD'den, Rusya'dan ve Çin'den Türklere fayda gelmez. Bütün ülkeler millî çıkarlarını düşündüğü gibi bu ülkeler de kendi çıkarlarını düşünürler. Ülkeler büyüdükçe emperyalist amaçlara da yönelirler.

Türk devletlerinin eşitlik ilkesinden ayrılmadan kendi aralarında birlikler oluşturması en sağlıklı ve doğru yoldur. Türk Devletleri Teşkilatı olumlu bir girişimdir ve devam etmelidir. Ancak 5-10 yıllık bir girişimden, Kazakistan'daki veya herhangi bir devletteki olaylara müdahale etmesini beklemek doğru değildir. Bir kere Türk Devletleri Teşkilatı, askerî iş birliği teşkilatı değildir; amaçları arasında askerî yardım veya müdahale yoktur.

Türk Devletleri Teşkilatı, Kazakistan olaylarından ders alarak askerî iş birliğini de gündemine taşımalıdır. Kültürel ve ekonomik açılardan olduğu gibi siyasi ve askerî açılardan da birbirlerine en yakın olması gereken devletler, Türk devletleridir. Türkler tarihte birlik oldukları zaman güçlü olmuşlar, parçalara bölündükleri zaman ise düşman saldırılarına açık hâle gelmişlerdir. Tük devletleri bugünün şartlarında her türlü iş birliğini düşünmelidirler.

Olaylara uzun bir zaman penceresinden bakmayı öğrenmeliyiz. Türk birliği konusunda hiçbir şey düşünmemiş insanların "İşte bak, gördünüz mü?" demeye hakları yoktur. Türk birliğini düşünenlerin de bu işin hemen olmayacağını idrak etmeleri gerekir. Sosyal ve siyasi olaylar inişli çıkışlıdır. Önemli olan genel gidişin yönüdür. Beş bağımsız Türk devletinin ortaya çıkışı, son günlerdeki Kazakistan olaylarından çok daha önemlidir. O tarihten beri Türkiye'de de diğer Türk devletlerinde de Türk birliğini düşünenlerin sayısı ve iş birliklerinin miktarı artmaktadır. Bu sayı belli bir orana ve bu düşüncede olan Türklerin kalitesi belli bir seviyeye yükselmeden tam bir Türk birliği gerçekleşemez. Zaman zaman ortaya çıkan olumsuz hadiseler vardır ve bundan sonra da olacaktır. Ancak genel gidişin yönü olumludur.  

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum