ÇEŞNİGİR KÖPRÜSÜ VE KADİFE BALIĞI
Anadolu seyahatlerimizde birçok kez geçtiğimiz bölgelerden birisi de Ankara’dan Kayseri istikametine giderken kullandığım Ankara’nın Bala ilçesini takip ederek devam ettiğimiz Kırıkkale’nin Karakeçili ilçesinden geçerek ilerleyen ve Kırşehir Kaman ilçesine çıkan yol üzerinde bulunan tarihi Çeşnigir Köprüsü.
Kırıkkale ziyaretlerimiz çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz tarihi Çeşnigir Köprüsü gezimizde keşfettiğimiz bu köprü hakkında ve hemen aynı noktada bulunan Köprüköy balık lokantası hakkında bilgiler vermeye gayret edeceğim.
Çeşnigir Köprüsü, Karakeçili ile Köprüköy arasında Kızılırmak üzerinde yapılmış tarihi bir köprüdür. Köprü hakkında çok fazla bilgiye sahip değiliz. Köprü hakkında izahatta bulunmadan Çeşnigir ne demek ona bir bakalım.
Çeşnigir; Osmanlı döneminde Darphane-i Amire’ de (Darphane) çalışan ve basılan gümüş ve altın paraların ayarını kontrol eden kişi demektir. Bu açıklamadan sonra tekrar köprüye dönelim. Çeşnigir Köprüsü ve hemen yakınında bulunan han bilinen kaynaklara göre yapılan araştırmalarda Selçuklu Dönemi'ne ait olduğu anlaşılmaktadır. Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 13'üncü yüzyıla ait bir eser olduğu tahmin edilmektedir. 1402 yılında Ankara Savaşı’nın yapılacağı alana ilerleyen Timur'un ordusuyla bu köprüyü kullandığı rivayet edilmektedir. Çeşnigir Köprüsü, Mısır Seferi esnasında Yavuz Sultan Selim Han’ın talimatıyla Mimar Sinan tarafından yeniden yapıldığı anlaşılmaktadır. 1989 yılına kadar araç trafiğine açık olan Çeşnigir Köprüsü Kapulukaya Barajı’nın faaliyete geçmesi ile birlikte su seviyesinin yükselmesi ve köprünün ayak kısımlarının baraj suyu içinde kalması nedeniyle araç trafiğine kapatılmıştır. 2010 yılında yapılan son restorasyon çalışması sonrasında halkın ziyaretine açılmış olan Çeşnigir Köprüsü, 110 metre uzunluğunda 6 metre genişliğinde kayalık arazide sağlam temeller üzerine oturtulmuş vaziyettedir. Kızılırmak içinde sağlam bir zemine oturabilmesi içinde orta bölümde belirgin bir eğim mevcuttur.
Çeşnigir Köprüsü ve Kanyonu yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanları arasında yer almaktadır. Eşsiz doğası ile asırlara meydan okuyan taş köprü, Kırıkkale Valiliği tarafından turizme kazandırılmasının ardından kısa sürede ziyaretçilerin ilgisini çekmeye başlamıştır. Tarihi mekanda kır kahvehaneleri, köylülerin yöresel ürünlerini satabileceği alanlar, bisiklet gezisi, kano etkinlikleri, elektrikli tekneyle baraj ve tarihi köprü gezisi, seyir terasları ve kanyon boyunca yürüme alanları bulunmaktadır. Köprünün hemen yanı başında bulunan Büklükale mevkisinde de Hitit dönemine ait sur duvarları, Frigler’den kalma yapı kalıntıları, Roma dönemine ait mezar ve antik yol yer almaktadır.
Çeşnigir Köprüsü’nü gezdikten sonra köprünün hemen yanı başında yer alan Köprüköy lokantasında da lezzetli turna ve Kadife Balığı’nın tadını keşfetme imkanınız var. Nasip oldu, her iki balığın da tadına baktım. Kadife balığı beni çok etkiledi. Lezzetine doyum yoktu. İçinde kılçık bulunmayan kadife balığını merak edip biraz araştırdım.
Bütün Avrupa'da ve Asya'nın orta derece iklimli kesimlerinde bulunan Kadife Balığı Ülkemizde de batı ve doğu Karadeniz Bölgeleri’nin tatlı sularında, İç Anadolu’daki baraj ve göllerde, özellikle Eskişehir Çatıören Barajında bol miktarda bulunmaktadır.
Kadife balığının doğal rengi yeşil-zeytin rengidir, ama insanlarca yetiştirilmiş olan altın renkli türü "altın kadife balığı" sadece suni göllerde bulunmaktadır. Dış özelliklerinden en çok dikkati çeken kalın kuyruğudur. Kalın derisi ise çok sayıda küçük pullar ve salya ile kaplıdır. Görünüşünden ve ele çok yumuşak geldiğinden dolayı Türkçede "Kadife" diye adlandırılmıştır. Ağzını aynı diğer sazangiller gibi dışarıya doğru uzatabilir ve dudaklarından iki kısa bıyık sarkar.
Kadife balıkları ortalama 20 ila 30 cm büyüklüğünde olurlar. En büyük rastlanmış ve kanıtlanmış ölçüleri 70 cm uzunluk ve 10 kilo ağırlıktadır. Kadife balıkları uzun bir süre için oksijen kıtlığı içinde yaşayabilirler. İç organları temizlendikten sonra bile canlılık emareleri gösterebilir. Zaten sadece bu kabiliyetlerinden dolayı onları çok küçük göllerde bile bulmak mümkündür. Çiftleşip yumurtlama zamanları nisan ile haziran ayları arasındadır. Yaklaşık 300.000 adet yapışkan yumurtalarını su bitkileri üzerine bırakırlar. Suyun içindeki mikroskobik hayvanlardan beslenirler (Plankton), ama bazen sülük ya da yosun da yerler. Kadife balığı yenilen bir balıktır, hatta akrabası olan sazandan da lezzetlidir. Pek fazla bilinmemesine rağmen Kadife balığının en önemli özelliğinden birisi de derisindeki sümüksü sıvıdan ileri gelmektedir. Bu sümüksü sıvının sağlatıcı ve şifa verici olduğu bilinmektedir. Bu nedenle balığın diğer bir adı da "doktor balığı"dır. Sulardaki diğer yaralı ve hasta balıkların, kadife balığının dış yüzeyindeki sıvıya sürtünerek kendilerini iyileştirdikleri bilinmektedir. Ayrıca bu sıvının insanlarda sarılık, yüksek ateş, baş ve diş ağrısına iyi geldiği de bilindiğinden ötürü, balığın, kimi zaman "mucize tabip" diye adlandırıldığına da şahit olunmaktadır. Bu nedenle Marmara Bölgesi, Sakarya, Mollaköy Göletleri civarındaki yerel balık avcıları, balığın derisini yüzmenin yanlış olduğunu düşünerek incir yaprağının tırtıklı yüzeyi veya bir fırça yardımıyla temizleyerek derisiyle birlikte tüketmektedirler.
Sizler de Kızılırmak’ın eşsiz güzelliği ile beraber Çeşnigir Köprüsü’nü keşfetmek istiyorsanız ulaşımı pek zor olmayan yol üzerinde bulunan bu noktaya gelebilirsiniz. Tadına doyamayacağınız ve belki de ilk defa göreceğiniz Kadife balığının da tadına bakmış olursunuz. Bu bölgeye gelmiş iken Oğuzların Bozok kolunun Kayı boyuna mensup olan Karakeçili aşiretinin yerleştiği bir bölge olan ve adını aşiretten alan Kırıkkale’nin şirin küçük bir ilçesi Karakeçili’yi de ziyaret edebilirsiniz.
Anadolu seyahatlerimizde birçok kez geçtiğimiz bölgelerden birisi de Ankara’dan Kayseri istikametine giderken kullandığım Ankara’nın Bala ilçesini takip ederek devam ettiğimiz Kırıkkale’nin Karakeçili ilçesinden geçerek ilerleyen ve Kırşehir Kaman ilçesine çıkan yol üzerinde bulunan tarihi Çeşnigir Köprüsü.
Kırıkkale ziyaretlerimiz çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz tarihi Çeşnigir Köprüsü gezimizde keşfettiğimiz bu köprü hakkında ve hemen aynı noktada bulunan Köprüköy balık lokantası hakkında bilgiler vermeye gayret edeceğim.
Çeşnigir Köprüsü, Karakeçili ile Köprüköy arasında Kızılırmak üzerinde yapılmış tarihi bir köprüdür. Köprü hakkında çok fazla bilgiye sahip değiliz. Köprü hakkında izahatta bulunmadan Çeşnigir ne demek ona bir bakalım.
Çeşnigir; Osmanlı döneminde Darphane-i Amire’ de (Darphane) çalışan ve basılan gümüş ve altın paraların ayarını kontrol eden kişi demektir. Bu açıklamadan sonra tekrar köprüye dönelim. Çeşnigir Köprüsü ve hemen yakınında bulunan han bilinen kaynaklara göre yapılan araştırmalarda Selçuklu Dönemi'ne ait olduğu anlaşılmaktadır. Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 13'üncü yüzyıla ait bir eser olduğu tahmin edilmektedir. 1402 yılında Ankara Savaşı’nın yapılacağı alana ilerleyen Timur'un ordusuyla bu köprüyü kullandığı rivayet edilmektedir. Çeşnigir Köprüsü, Mısır Seferi esnasında Yavuz Sultan Selim Han’ın talimatıyla Mimar Sinan tarafından yeniden yapıldığı anlaşılmaktadır. 1989 yılına kadar araç trafiğine açık olan Çeşnigir Köprüsü Kapulukaya Barajı’nın faaliyete geçmesi ile birlikte su seviyesinin yükselmesi ve köprünün ayak kısımlarının baraj suyu içinde kalması nedeniyle araç trafiğine kapatılmıştır. 2010 yılında yapılan son restorasyon çalışması sonrasında halkın ziyaretine açılmış olan Çeşnigir Köprüsü, 110 metre uzunluğunda 6 metre genişliğinde kayalık arazide sağlam temeller üzerine oturtulmuş vaziyettedir. Kızılırmak içinde sağlam bir zemine oturabilmesi içinde orta bölümde belirgin bir eğim mevcuttur.
Çeşnigir Köprüsü ve Kanyonu yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanları arasında yer almaktadır. Eşsiz doğası ile asırlara meydan okuyan taş köprü, Kırıkkale Valiliği tarafından turizme kazandırılmasının ardından kısa sürede ziyaretçilerin ilgisini çekmeye başlamıştır. Tarihi mekanda kır kahvehaneleri, köylülerin yöresel ürünlerini satabileceği alanlar, bisiklet gezisi, kano etkinlikleri, elektrikli tekneyle baraj ve tarihi köprü gezisi, seyir terasları ve kanyon boyunca yürüme alanları bulunmaktadır. Köprünün hemen yanı başında bulunan Büklükale mevkisinde de Hitit dönemine ait sur duvarları, Frigler’den kalma yapı kalıntıları, Roma dönemine ait mezar ve antik yol yer almaktadır.
Çeşnigir Köprüsü’nü gezdikten sonra köprünün hemen yanı başında yer alan Köprüköy lokantasında da lezzetli turna ve Kadife Balığı’nın tadını keşfetme imkanınız var. Nasip oldu, her iki balığın da tadına baktım. Kadife balığı beni çok etkiledi. Lezzetine doyum yoktu. İçinde kılçık bulunmayan kadife balığını merak edip biraz araştırdım.
Bütün Avrupa'da ve Asya'nın orta derece iklimli kesimlerinde bulunan Kadife Balığı Ülkemizde de batı ve doğu Karadeniz Bölgeleri’nin tatlı sularında, İç Anadolu’daki baraj ve göllerde, özellikle Eskişehir Çatıören Barajında bol miktarda bulunmaktadır.
Kadife balığının doğal rengi yeşil-zeytin rengidir, ama insanlarca yetiştirilmiş olan altın renkli türü "altın kadife balığı" sadece suni göllerde bulunmaktadır. Dış özelliklerinden en çok dikkati çeken kalın kuyruğudur. Kalın derisi ise çok sayıda küçük pullar ve salya ile kaplıdır. Görünüşünden ve ele çok yumuşak geldiğinden dolayı Türkçede "Kadife" diye adlandırılmıştır. Ağzını aynı diğer sazangiller gibi dışarıya doğru uzatabilir ve dudaklarından iki kısa bıyık sarkar.
Kadife balıkları ortalama 20 ila 30 cm büyüklüğünde olurlar. En büyük rastlanmış ve kanıtlanmış ölçüleri 70 cm uzunluk ve 10 kilo ağırlıktadır. Kadife balıkları uzun bir süre için oksijen kıtlığı içinde yaşayabilirler. İç organları temizlendikten sonra bile canlılık emareleri gösterebilir. Zaten sadece bu kabiliyetlerinden dolayı onları çok küçük göllerde bile bulmak mümkündür. Çiftleşip yumurtlama zamanları nisan ile haziran ayları arasındadır. Yaklaşık 300.000 adet yapışkan yumurtalarını su bitkileri üzerine bırakırlar. Suyun içindeki mikroskobik hayvanlardan beslenirler (Plankton), ama bazen sülük ya da yosun da yerler. Kadife balığı yenilen bir balıktır, hatta akrabası olan sazandan da lezzetlidir. Pek fazla bilinmemesine rağmen Kadife balığının en önemli özelliğinden birisi de derisindeki sümüksü sıvıdan ileri gelmektedir. Bu sümüksü sıvının sağlatıcı ve şifa verici olduğu bilinmektedir. Bu nedenle balığın diğer bir adı da "doktor balığı"dır. Sulardaki diğer yaralı ve hasta balıkların, kadife balığının dış yüzeyindeki sıvıya sürtünerek kendilerini iyileştirdikleri bilinmektedir. Ayrıca bu sıvının insanlarda sarılık, yüksek ateş, baş ve diş ağrısına iyi geldiği de bilindiğinden ötürü, balığın, kimi zaman "mucize tabip" diye adlandırıldığına da şahit olunmaktadır. Bu nedenle Marmara Bölgesi, Sakarya, Mollaköy Göletleri civarındaki yerel balık avcıları, balığın derisini yüzmenin yanlış olduğunu düşünerek incir yaprağının tırtıklı yüzeyi veya bir fırça yardımıyla temizleyerek derisiyle birlikte tüketmektedirler.
Sizler de Kızılırmak’ın eşsiz güzelliği ile beraber Çeşnigir Köprüsü’nü keşfetmek istiyorsanız ulaşımı pek zor olmayan yol üzerinde bulunan bu noktaya gelebilirsiniz. Tadına doyamayacağınız ve belki de ilk defa göreceğiniz Kadife balığının da tadına bakmış olursunuz. Bu bölgeye gelmiş iken Oğuzların Bozok kolunun Kayı boyuna mensup olan Karakeçili aşiretinin yerleştiği bir bölge olan ve adını aşiretten alan Kırıkkale’nin şirin küçük bir ilçesi Karakeçili’yi de ziyaret edebilirsiniz.
FACEBOOK YORUMLAR