Önder GÜZELARSLAN

Önder GÜZELARSLAN

[email protected]

BULDAN DOKUMASI & BULDAN BEZİ

17 Ağustos 2021 - 11:28 - Güncelleme: 17 Ağustos 2021 - 11:42

BULDAN DOKUMASI & BULDAN BEZİ

Denizli ili memleketim Manisa’ya komşu olan illerden biri. Bu komşuluğu da Denizli’nin Buldan ilçesi ile Manisa’mızın Sarıgöl ilçesi sağlamaktadır. Geçtiğimiz günlerde hali hazırda Buldan ilçesinde belediye başkanlığı hizmetini yürüten Mustafa Şevik başkanımızın kalem aldığı “Dokumanın Başkenti Buldan Tarihi Kültürü Ekonomisi” isimli kitabı elime geçti. Bu kitabı okuyunca şehre yaptığım gezi aklıma geldi. Buldan tarihi ve köklü bir şehir. Buna oraya yaptığım ziyaretlerde de şahit olmuştum. Buldan’ın bir diğer özelliği ise Buldan Dokuması ve Buldan bezi. Başkanımız kitabında Antik Çağ’dan bu yana özelliğini koruyan bugün de adından söz ettirmeye devam eden Buldan Dokuması’nın tarihi serüveni ve bugünkü durumunu anlatmaya çalışmış. Kitabı okuduktan sonra bu yazımda Tekstil kenti Denizli’ye uzanalım, Buldan ve Buldan Dokumasının serüveni hakkında sizlere bazı bilgiler paylaşayım istedim. Bu vesileyle bu yazıyı kaleme almış oldum.
Denizli’nin, modern dünyaya entegrasyonu Cumhuriyet Dönemi’nden önce başlayan ilk ilçesi Buldan’dır. Geçmişi 5500 yıla uzanan Buldan, tarihin derinliklerinde önemli bir yerleşim yeri olan Tripolis antik kentinin olduğu yerdir.
Tarihten bu güne Buldan bezleri ve Buldan  dokumacılığının geçmişi M.Ö. 6 bin yıllarına dayanmaktadır. O dönemlerde ilk ilmekler Anadolu topraklarında atılır ve ilk dokuma, el dokuma tezgahlarında yapılırdı. Çatalhöyükte'ki arkeolojik kazılarda bulunan bez parçaları bunun ispatıdır. Daha sonraki çağlarda, Anadolu’da Hitit, Frig, Lidya, Pers, Roma ve Bizans uygarlıkları dönemlerinde  dokumacılık büyük gelişmeler göstermiştir. Özellikle Tripolis Antik Kenti’nde yapılan kazı çalışmalarında, M.Ö. 1 ve M.S. 7. yüzyıl arasında dokuma ve dokumacılığa ait buluntular elde edilmiştir. Oldukça eski geçmişe sahip Buldan dokumacılığı Antik Çağ’dan bugüne kendini geliştirerek gelmiştir. İlk çağlarda geleneksel yöntemlerle yapılan dokuma işlemleri zamanla dokuma tezgahları ve günümüzde de modern makineler ile yapılır hale gelmiştir. Antik Çağ’da Buldan bölgesinde üretilen kumaşlara değinen belgeler, coğrafya tespitleri, gezi yazıları veya hatıratlar içinde en somut ve ayrıntılı bilgi veren Amastrisli (Amasralı) Strabon’dur. Strabon 12. kitabının 8. bölümünde Laodikeia’da üretilen kumaş cinslerinden bahsetmektedir. Hellenistik Dönem’den itibaren Laodikeia Kolossai ve Hierapolis ürettikleri yünlü dokumalar sayesinde zenginleşmiş ve büyümüşlerdir. Tripolis Antik Kenti’nde yapılan kazılarda elde edilen buluntular Buldan’ın dokuma kültürünün temellerinin bizzat Tripolisli ustalar tarafından atılmış olduğunu göstermektedir.     
14. yüzyılda gezgin İbni Batuta Denizli ve Buldan bölgesinde yaptığı gezilerde gözlemlediklerini şöyle ifade etmiştir. “Buldan’da pamuktan altın işlemeli kumaş imal olunur ki, bunun başka bir örneği yoktur. Kaliteli pamuğun kuvvetli eğrilmiş olması nedeniyle dokumaları uzun ömürlüdür. Bu kumaş beldenin ismiyle anılır.” İbni Batuta’nın ifade ettiği bu bez Buldan bezidir. Ve burada yaptığı bu tespit Buldan dokumacılığının tarihi bir belgesi niteliğindedir. Osmanoğulları’nın henüz Bursa'ya yerleşmeden Germiyanoğulları’nın aracılığı ile Buldan'dan kumaş temin ettikleri tarihi kayıtlarda mevcuttur. Osmanlı Devletinin kuruluşundan sonra da sarayın dokuma ihtiyacının bir kısmı Buldan’dan sağlanmıştır. Osmanlı Devleti’nin kurucusu “Ertuğrul Gazi'nin içliği, Barbaros'un şalı, Padişah Genç Osman'ın gömleği” Buldan'da dokunmuştur. Bu dokuma örnekleri bugün Topkapı Sarayı Müzesi’nde sergilenmekte ve burada bunları görülebilmemiz mümkündür.
Türk dokuma kumaş ve işlemelerinde motifler genellikle bitkiseldir. Lale, Karanfil gibi çiçekler ve çeşitli dallar özellikle XVI. yüzyılda çok kullanılmıştır. Renkler kırmızı başta olmak üzere çini mavisi, güvez, pişmiş ayva ve safran sarısıdır. Bu gelenek Buldan dokuma ve işlemelerinde de açıkça görülür. Desenler geometrik bitkiseldir. Renklere ise kırmızı, sarı ve beyaz hakimdir. Kırmızı renkli bezler bayrak yapımında diğer renkler ise sarık ve iç çamaşırı imalatında kullanılmıştır.
Yine İbni Batuta dışında birçok batılı gezginde Denizli ve Buldan’ı gezmiştir. Bunlardan birisi de F. Sarre’dir. F. Sarre Buldan içinde yaptığı gezi sonucunda Buldan dokumacılığına şahitlik etmiş ve gözlemlerini şu şekilde ifade etmiştir:
“Buldan’da 8.000 civarında nüfus bulunmakta ve bu nüfusun çoğunluğunu Türkler oluşturmaktadır. Az sayıda da Rum aile burada yaşamaktadır. Buradaki bütün insanlar evlerinde yaptıkları dokumacılık ile geçiniyorlar. Burada yapılan dokumalar her yerde çok beğenilmekte ve her yerde satılmaktadır. Bezler yünden yapılıyor, içinden de iplik bantlar geçiriliyor. Bu parçaların üstüne de genellikle sarı ipek iplikle nakış işliyorlar.”  
1779 yılına kadar Buldan'da dokumacılık, ilkel tezgahlarla yapılmaktaydı. Bu tarihten sonra Buldan'ın bucak olması ile burada görevlendirilen Bucak Müdürünün çalışmalarıyla dokumacılığın gelişmesi için çözümler aranmış, mekiği boynuzdan, masurası kargıdan tezgahlarda 10 numaradan 20 numaraya kadar ipliklerle başörtüsü, peştamal, çarşaf ve Buldan bezi gibi dokumalar yapılmıştır. 1910 yılına geldiğimizde Osman Say isimli bir dokumacı, İstanbul'da gördüğü çekme (kamçılı) bir tezgahı Buldan'a getirmiş ve böylece Buldan zamanın en ileri tekniğine sahip tezgahlardan faydalanma imkanı elde etmiştir. Bu tezgahlarda pamuklu, ipekli kumaşlar dokunmuş, dokunan bu kumaşlar yıllarca çeşitli ihtiyaçları karşılamıştır. Dokuma araç ve gereçlerini günün şartlarına göre düzenlenmesi nedeni ile 1951 yılından başlayarak motorlu tezgahlar kullanılmaya başlanmıştır. Bugün ipekli vb. türdeki ince kumaşlar, peştamal, üstlük örtü türü dokumalar halen el tezgahlarında diğer türler ise motorlu tezgahlarda dokunmaktadır.
Dokumacılık önceleri el tezgahları ile, elektriğin gelmesiyle mekanik tezgahlarda, günümüzde ise gelişmiş otomatik tezgahlarla sürdürülmektedir. Buldan ve çevresinde  dokuma boyacılığının hammaddesi olan ayva çekirdeği, nar kabuğu, ceviz yaprağı ve meşe palamudunun da çok bulunması ve yörenin doğu ticaret yolu üzerinde olması bu sanatın gelişmesini kolaylaştırmıştır.
Tezgâhtan ham olarak çıkan bez düzdür ve sıcak sabunlu suda yıkandıktan sonra enine çekmekte ve karakteristik buruşuk yani bükülü halini almaktadır. Buruşuk yapısı sayesinde vücuda yapışmaması nedeniyle yazın terin dış yüze nakli ve kuruması düz kumaşlara nazaran daha iyi bir ısı yalıtımı sağlaması nedeniyle bu kumaşlar kışın da daha sıcak tutar. Bu özellikleri Buldan bezinin, tarih boyunca iç çamaşırı yapımında tercih edilmesine neden olmuştur.   
Buldan Bükülü bezi 1893 yıllarından beri iç çamaşırı yapımında özellikle de iç gömleği
olarak kullanılmakta iken 1930 yıllarında Grofon adını almış, düz renkli, çizgili ve kareli olarak dokunmaya başlanmıştır. Bu tarihte de İzmir Valisi olan Kazım Dirik'in emriyle İzmir'in bütün okullarında okul forması olarak kullanılmıştır.
Günümüzde teknolojinin en son haliyle dokunan Buldan bezleri artık evlerimizin her köşesinde yer aldığı gibi sadece iç çamaşırı imalatında değil, gömlek, bluz, etek, pantolon ve şort gibi kıyafetlerin imalatında da kullanılmaktadır.
Tarihi bir kaynak niteliğinde kaleme alınmış olan “Dokumanın Başkenti Buldan Tarihi Kültürü Ekonomisi” isimli kitabını yayın dünyasına kazandıran kıymetli Buldan belediye başkanımız Mustafa Şevik beye bu eseri dolayısıyla şükranlarımı sunuyorum.
 
www.onderguzelarslan.com
Youtube: Önder Güzerslan
Twitter : @onderguzelarsla
Instagram: @onderguzelarslan





 

 

Reklam

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum