ZAMAN AKARKEN/İNSANLAR YAŞARKEN
Bilge insanlarca söylenegelmiş şu sözler gerçekliği ne ölçüde yansıtır bilemem?: “Okyanusta kalkış limanı belli olmayan bir geminin gideceği liman da belli değildir. İnsanlık, hayat yolunda bir gemi sayılır.”
İnsanlık; tarihsel ve toplumsal maddi ve manevi değerler, başka bir ifadeyle kültürel birikimler ekseninde gelişme sürecini tamamlayamamıştır.
On bin yıllık yazılı dünya tarihinde sayısız olayların dayandığı sebepler ve bu sebeplerin yol açtığı sonuçlar, yani sebep sonuç ilişkisini gösteren sosyolojik olgular bunu doğrulamaktadır.
Evrensel olayları konu olarak seçen bilim ve felsefe alanında bilim insanlarınca kaleme alınmış çok sayıda araştırma kitabı vardır.
Dünyanın, Hazreti Adem’in oğulları Kabil ile Habil ile başlayan iyi şeylerle kötü şeylerin bir mücadele alanı olduğu görülmektedir.
Yaşadığımız çağın başlıca sorunları : küresel ısınma; nükleer tehdit; uzay araştırmaları ve dünya dışı bağlantılar; insani, manevi ve evrensel değerlerin yeterince yaygınlaşamaması; insan, doğa ve hayvan hakları ihlalleri; deniz, göl ve akarsularının olumsuz etkilenmesi; tarihten gerekli derslerin çıkarılmaması; eğitimsizlik; entelektüel kültürün yok oluşu; bölgesel iç savaşlar; yoksulluk; terörizm; kültürler arası çatışma; küresel soğuk ve ekonomik savaş; doğu bloku ülkelerden batı Bloku ülkelerine göçler ve mülteci akımları; aşırı silahlanma yarışı; Hindistan, Çin gibi ülkelerdeki aşırı nüfus artışı; toplumlarda materyalizmin yükselişi; çarpık şehirleşmeler gibi başlıklar altında ele alınmaktadır.
Thomas More, dünya düzeni için bir “Utopia” hayal etmiş.
21. yüzyılda dondurulan, 24. yüzyılda uyandırılan bir insan, dünyanın metafiziksel, toplumsal, kültürel ve ekonomik yeni düzeni hakkında neler düşünürdü acaba?
*
Dünya tarihini iyi okumak ve değerlendirmek büyük önem taşımaktadır.
Dünyanın mevcut sorunları kendiliğinden küçülmeyeceğine göre insanlığın gelişmişlik seviyesinin giderek büyümesi ve daha yüksek evrensel bir moda geçilmesi zorunlu bulunmaktadır.
Ancak söz konusu sorunlarla başetmek günümüzün kültür ve uygarlık yapısıyla mümkün görülmemektedir.
Bununla birlikte insanlık, Allah tarafından yalnızca kendisine hediye edilen aklını işleterek ve kullanarak özünü keşfetmekte, böylece Antik Çağ’dan günümüze iyi şeylere doğru yolunu - her şeye karşın - güçlü bir şekilde sürdürmektedir.
Bunun için çoğu platformlarda, insanlığın, Birleşmiş Milletler Teşkilatı öncülüğünde, bütün sorunların çözümlenmesine yönelik algoritmaları belirlenmiş evrensel ve kültürel bir paradigma oluşturmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
*
Unutulmaması gereken, insanların, bu dünyanın misafirleri olduklarıdır; gelecek dünyalarının kalkış ve varış limanlarının ise insanlığa yaraşır güvenli bir şekilde inşa edilmeleridir.
FACEBOOK YORUMLAR