YATIRIM PROJELERİNİN EKONOMİK ANALİZİ
İnsan, sosyal ve ekonomik bir varlık olarak tanımlanır. Toplumlar, firmalar aracılığıyla, doğal yaşamın sürdürülebilmesi için, kültürel, bilimsel ve teknolojik gelişmişliklerine paralel olarak ekonominin bütün sektörlerinde ticari faaliyetlerde bulunurlar. Ticari faaliyetlerle hem kalkınmaya katkı verilir, hem de karşılığında kazanç sağlanır.
Ekonomi coğrafyasında, tüm sektörlerdeki düzenin odak noktasını tasarruf, proje, yatırım, üretim ( mal ve hizmet üretimi), alım, dağıtım ve satım faaliyetleri oluşturur.
Bütün sektörlerde; ister özel, ister kazanç, ister kamusal amaçlarla kurulmuş olsun; ister küçük, ister orta, isterse büyük ölçekli olsun, firmaların yatırım kararları, başlangıçta, bilimsel temelde öngörülen, mikro ekonomik ( Micro economic) ve makro ekonomik (Macro economic) verilere dayalı birer yatırım projesidirler.
*
Yatırım projelerinin ekonomik analizleri yapılmalıdır.
Ancak bu projeler; dünya ekonomisi, kıta ekonomisi, ülke ekonomisi ve sektör ekonomisi koşulları göz önünde bulundurularak çok kapsamlı fizibilite etüdlerine (Feasibility study) dayandırılmalıdır.
Yatırım projeleri ile fizibilite etüdlerinin kabul edilebilmesi için; bunların gelecekte en az piyasadaki konvertibl bir döviz kuruna ya da “reel faiz oranı”na endeksli; başka bir ifadeyle, “başa baş noktası”nda (Break - even point) bir gelir getirmesi beklenir.
*
Yatırım projeleri nasıl finanse edilir? Ekonomide toplam tasarruf eğilimi, toplam yatırım miktarına eşittir. Ama tasarrufların , yatırımlara nasıl kanalize edileceği değerli bir sorundur.
Yatırım projelerinin finansmanı, öncelikle öz kaynaklar ile karşılanmalıdır. Yani : Sermaye, birikmiş karlar + sermaye artırımları + bütçe ödenekleri + diğer öz kaynaklar.
Yatırım projeleri; zorunlu hallerde yabancı kaynak kullanımlarıyla finanse edilebilir : Yani : Krediler + borçlanmalar + hisse senetleri + tahviller + diğer yabancı kaynaklar.
*
Ekonomilerde : Tasarruf, yatırım, üretim, denetim, etkinlik, istihdam, milli gelir ve refah seviyesi arasında bağıntı (korelasyon) vardır.
Ekonomik sektörlerde, önceden projelere ve fizibilite etüdlerine bağlanmayan yatırım ve işletme projelerinin uygulamaya konulması çeşitli olumsuzluklara neden olabilir.
Örneğin; üretim faaliyetinde bulunan firmaların ihtiyaç duyulan yeni yatırım projeleri zamanında hayata geçirilmezse veya programlanan sürede işletmeye alınmazsa; modern, etkin, verimli ve karlı işletmecilik yapılmazsa bir sarmal ile yüz yüze gelinebilir.
Böyle bir durumda ekonomilerde daralma ile birlikte durgunluk halinde enflasyon (Stagflation) başlar; üretim hacmi düşer, fiyatlar genel seviyesi yükselir; kar, ücret, kira, faiz, dolaylı vergi, amortisman gibi faktör gelirlerindeki azalmaya bağlı olarak ekonomik büyüme (Economic growth) yavaşlar; gayri safi milli hasıla (Gross national income) ile kişi başına düşen milli gelir ( Gross national income per capita) düşer; işsizlik ve yoksulluk oranları artar.
Uluslararası ekonomi literatüründe, bir firmanın ulusal ekonomiye katkısı “kar” (Profit) rakamı ile değil, üretim, harcama veya gelir yöntemi ile hesaplanan “katma değer” ( Value added) rakamları ile ölçülür.
*
Sonuç olarak:
Firmaların yatırım
ve işletme faaliyetleri yönetiminin ve yol haritasının ekonomik gereklere uygun bir şekilde yönlendirilmesi amacıyla;
-Sanayi - üniversite iş birliğinin geliştirilmesi;
-“İdari denetim“, “mali denetim”, “hukuki denetim”, “teknik denetim”, “ekonomik denetim” ve “performans denetimi”ne önem verilmesi;
Gerekli görülür.
Böylece işletmelerin etkin, verimli, ekonomik ve hukuka uygun biçimde faaliyet göstermeleri sağlanır.
Önder Gürcan
[email protected]
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR