ULUSLARARASI KURULUŞLAR, DÜNYA VE İNSANLIK
Amerika’da yerleşik Birleşmiş Milletler (United Nations), Dünya Bankası (World Bank- International Bank for Reconstruction and Development), Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund) ve Uluslararası Finans Kurumu (International Finance Corporation) gibi uluslararası kuruluşlar var. Bir de Kıta Avrupası’na özgü Avrupa Birliği (European Union). .
1945’de İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulmuş olan Birleşmiş Milletler (BM) ‘in başlıca amacı dünya barışını, adalet ve güvenliğini sağlamak, bütün dünya ulusları arasında ekonomik, toplumsal ve kültürel bir iş birliği oluşturmak.
1945’ de kurulmuş olan Dünya Bankası’nın işlevi, geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerin kamu sektörüne kredi açmak olarak belirlenmiş.
1944’te kurulmuş olan Uluslararası Para Fonu, küresel finansal düzeni takip etmek ve desteklemek, bu konuda denetim ve organizasyon yapmak amacıyla faaliyet gösteriyor.
1956’da kurulmuş olan Uluslararası Finans Kurumu, az gelişmiş ülkelerdeki ekonomik büyümeyi artırmak, yoksulluğu azaltmak ve yaşam standartlarını yükseltmek için özel kesim yatırımlarına mali destek sağlamak üzere çalışmalarını sürdürüyor.
1957’ de Roma Antlaşması’na dayanarak kurulmuş olan Avrupa Birliği (AB) ise, Avrupa’da barışın ve bölgesel istikrarın sağlanması ve ekonominin yeniden yapılandırılmasını öngörüyor.
NATO, Şanghay İşbirliği Örgütü, UNESCO, G-7, G-20, Uluslararası Çalışma Örgütü, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü, Dünya Sağlık Örgütü, Besin ve Tarım Örgütü, Dünya Posta Birliği, Dünya Meteoroloji Örgütü, Uluslararası Telekominikasyon Birliği, Avrupa Konseyi, Orta Amerika Devletleri Örgütü, Latin Amerika Serbest Ticaret Birliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği gibi daha çok sayıda uluslararası kuruluşlar bulunuyor.
Tarih sahnesinde, dünyanın toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel sorunları bir türlü tam olarak sona erdirilememiştir.
Antik çağdan günümüze kadar uzanan süreçte, dünya milletleri, site devletten ulus devlete, ulusal devletten imparatorluğa, imparatorluktan uluslararası birliklere yöneldi.
Bu yöneliş, dünya ülkeleri arasındaki birlikteliğe, küresel savaşların önlenmesine, küresel ekonomik büyümeye ve evrensel hukukun ve dünya kadim değerlerinin hayata geçirilmesinde kiç kuşkusuz önemli ölçüde katkılar yaptı.
Dünyadaki bilim ve teknoloji, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra olağanüstü bir gelişme gösterdi. Radyo döneminden televizyon, bilgisayar, internet, yapay zeka, robotlaşma ve cep telefonu dönemlerine geçildi. Kıtalararası iletişim ve ulaşım çok kolay hale geldi. Tıp, biyoloji, tarım bilimindeki yenilikler umutları yeşertti. Dsha sonra uzayın derinliklerinin keşfi başladı.
Buna karşın, dünyanın acil çözüm bekleyen önemli sorunları bulunuyor: Dünya kaynaklarının sürdürülebilir olmaktan çıkıp tükenme eğilimine girmesi, bazı ülkelerdeki karmaşa, ekonomik krizin yanı sıra tarımsal kriz ihtimalinin başgöstermesi, küresel işsizliğin ve yoksulluğun artması, çevre kirliliği, yağmur ormanlarına verilen zararlar, soylarının tükenme endişesiyle karşı karşıya olan hayvan türleri, hukuk dışı avlanmanın denizaltı dünyasına ve balıkçılığa getirdiği tehlike, tsunami, sel baskınları, küresel ısınma, iklim değişiklikleri, deprem, çarpık kentleşmeler, aşırı nüfus artışı, uluslararası göçler, küresel salgın, bölgesel kronik savaşlar, toplumsal, kültürel, siyasal ve ekonomik krizler vb.
Dünyanın yazılagelen tarihsel öyküsünde, iyi zamanlar, kötü zamanlar, iyi zamanlar içinde kötü zamanlar ve kötü zamanlar içinde iyi zamanlar; umut dolu beklentilerin yanı sıra gizemli gerçekler hüküm sürüyor.
Dünya tarihine bakılacak olursa, Antik Çağdan günümüze kadarki süreçte, dünyanın sorunları hep olagelmiş. Daha mutlu ve güzel bir dünya için Platon, İbni Sina, Thomas More, Mevlana Celaladdin Rumi, Voltaire, Yusuf Has Hacib, David Hume, Jean-jacques Rousseau, İmmanuel Kant, Auguste Comte, Bertrand Russell gibi çok sayıda bilge insan 2500 yıllık felsefe tarihinde kafa yormuş. Günümüzde de tanınmış üniversitelerin, Paul Kennedy, Samuel P.Huntington, Daron Acemoğlu, James Robinson gibi birçok toplum bilimci ve ekonomistin geleceğin dünyasının nasıl şekilleneceği yönündeki birtakım araştırmaları dikkati çekiyor.
Ya evren? Dünyada şimdi “Bilgi Çağı” ve “Uzay Çağı” birlikte ilerliyor. İnsanoğlunun her hayali gerçekleşiyor. Sibernetik gelişiyor.
Gelecek yüzyıllarda muhtemelen küresel kargaşa, hastalık ve yoksulluk büyük ölçüde ortadan kalkacak.
Şimdi gündemde neler var?
Dünyanın bazı gelişmiş ülkelerince evrende, dünya benzeri gezegenlerde, örneğin Mars’ta koloniler kurmak için gerekli girişimlerin başlatıldığı bildiriliyor. Hatta bu farklı dünyalara gidecek ve bir daha geri dönmemek üzere oralardaki kolonilerde yaşamına devam edecek çok sayıda gönüllü insanın hazır beklemekte olduğu gelen haberler arasında…
Görünen o ki, gelecek yüzyıldan itibaren dünya dönemi, yerini uzay dönemine bırakacak. Uzaydaki uydu, uzay mekiği ve uzay istasyonu adı verilen uzay araçları ve astronatlar yeni görevlere hazır. Galaksiler ve gezegenler arası uzay gemisi yolculukları başlayacak?
*
Uluslararası kuruluşlar üstlendikleri görevler doğrultusunda, taşıdıkları ortaklaşa sorumluluklar içinde, mevcut dünya sorunlarını, dünya tarihinden gerekli dersleri çıkararak bir şekilde çözümleyeceklerdir.
Ancak beklenen çözümler; uluslararası kuruluşların faaliyetlerini insani, manevi, hukuksal, bilimsel ve evrensel değerler bağlamında, birbiriyle uyumlu somut ve etkin yaklaşımlarla entegre bir sistem içersinde gerçekleştirilmeleriyle mümkün olabilecektir.
Kutsal evrende, uzak, yalnız, sessiz, masum ve çok gün yüzü görmüş dünya planeti insanlığına, böyle bir yaklaşım yakışır.
FACEBOOK YORUMLAR