TÜRKLER VE ETNİK GRUPLAR
Önder Gürcan
Bilindiği gibi Türkler, yaklaşık on bin yıllık soylu bir tarihe sahiptir ve varlığını bugüne kadar sürdüren dünyanın belli başlı birkaç milletinden biridir.
Tarihçilere göre Türkler, Antik Çağ’dan günümüze uzanan süreçte birbirini izleyen yaklaşık 137 devlet kurmuşlardır.
Bu bağlamda Türkler, Asya’dan başlayarak Afrika, Avrupa ve Amerika kıtalarına yayılmışlardır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dünya tarihindeki Türk devletlerinin bir sentezidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde asli ve üst milli ( ulusal ) kimlik “Türklük” tür.
T.C.Anayasası’nın 66. maddesinde Türk Milli Kimliği, vatandaşlık anlamında tanımlanmıştır :
“Türk Vatandaşlığı:
Türk Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.”
Aynı şekilde; İngiltere’de milli kimlik, İngiltereli değil, “İngiliz”dir. Milli kimlikler, Almanya’da, Almanyalı değil, “Alman”; Fransa’da, Fransalı değil, “Fransız”; İtalya’da, İtalyalı değil, “İtalyan” dır.
Türklük; Kırgızlar, Özbekler, Kazaklar, Azeriler, Türkmenler, Yakutlar gibi Türk soylu milletler için bir “üst kimlik” olarak tanımlanabilir.
Öte yandan; Türkiye Devleti Milleti’ni oluşturan alt kimliklerden söz edilebilir : Türk, Kürt, Arap, Zaza, Çerkes, Laz, Arnavut, Boşnak, Azeri, Kırgız, Türkmen, Kazak, Tatar, Gürcü, Ermeni, Musevi, Rum, Pomak, Romen, Çeçen, Fars, Süryani, Roman vd.
Buna göre Türkiye etnik bir mozayik şeklinde kabul edilemez. Çünkü, söz konusu etnik grupların aynı dili kullanması; benzer töresel, geleneksel, kültürel, etiksel ve sosyal değerleri paylaşması ve büyük çoğunluğunun Müslüman olması, ülkede toplumsal bütünleşmeyi ve kaynaşmayı sağlamıştır.Devlet, özel yaşam alanında kalması koşuluyla etnik grupları benimser.
Türkiye; post-modern - çağdaş uygarlık ekseninde, ilim bilim ve Irfan alanında kaydedilen gelişmelerle önemli bir dünya devleti olma konumunu ve saygınlığını kazanmıştır.
Yeryüzü Türk coğrafyasında entelektüel Türk Dili ve Edebiyatı kültürü vardır.
*
Batılı stratejik iki kavram ve söylem olan “globalism” (evrenselcilik) ve “multiculturalism” (çokkültürlülük) akımları yanında - "Kadim Türk Kültürü", diğer dünya kültürlerinden farklıdır. Çünkü insancıl vasıflarıyla Türklerde “emperyalist yayılmacılık” ve “sömürgecilik” yoktur.
Dünya tarihi incelendiğinde, Türklerin kültürel dokusunda, başka etnik gruplara karşı işlenmiş “soykırım” ve “katliam” gibi insanlık suçlarının bulunmadığı anlaşılır.
*
Günümüz dünyasında öne çıkan çeşitli etnik grupların üst kimlikleri, diğer toplululuklara karışarak yok olmuştur.
Örneğin çok sayıda dünya ülkesinde ( Amerika, Kanada, Avustralya, İngiltere, Almanya, İtalya, Fransa vb.) “yetmiş iki ” etnik grup yaşamaktadır.
Kur’an-ı Kerim’de yer alan sure ve ayetler, belli bir etnik yapıya değil, bir bütün olarak insanlığa hitap etmektedir.
Bu da göstermektedir ki, “antik insan”dan bu yana ortaya çıkan Afrika, Asya, Avrupa, Amerika ve Avustralya kökenli etnik gruplar dünyanın geleceğini şekillendirmektedirler.
Bu küresel tabloda; etnik grupların genetik, biyolojik ve ırksal temelde tanımlanması bilimsel gerçekliğe aykırıdır.
*
Sonuç olarak; etnik gruplar ile ilgili araştırmaların, nihai analiz ve değerlendirmelerin - ön yargılı kişisel görüş alanı ve anlayışı dışında - tarihçilerin, antropologların, siyaset ve toplum bilimcilerinin etkin çalışmalarına bırakılması yerinde olur.