Türk Devletleri Teşkilatı (eski adıyla Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi - Türk Konseyi); 2009'da Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye arasında imzalanan Nahçıvan Anlaşması uyarınca, “Türk Devletleri arasında kapsamlı ve çok taraflı işbirliğini teşvik amacıyla” kurulmuş olan bir uluslararası örgüttür.
Özbekistan, 2019'da Bakü'de gerçekleştirilen zirvede Türk Devletleri Teşkilâtı’na (TDT) tam üye olarak katılmış; daha sonraki zirvelerde ise Macaristan ile Türkmenistan “Gözlemci ülke” statülerini kazanmışlardır.
TDT’ye dahil ülkelerin sayısı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’yle birlikte yediye çıkmıştır.
*
Böylece TDT; 1991 yılı sonunda Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin resmen dağılması sonunda uluslararası siyasette dikkati çeken bir birlik konumunu kazanmıştır.
*
Burada - sırası gelmişken - kısaca Türklerin tarihine dönelim:
Türkler, Antik Çağ’dan günümüze kadar uzanan muhteşem bir sürece sahiptir. Türkler, dünyanın en eski geçmişi bulunan birkaç kadim milletinden biridir.
Yaklaşık beş bin yıl önce ana yurt olan Altay Dağlarından, Aral Gölü ve Tanrı Dağlarından başlayan Türklerin tarihsel yürüyüşü, bir yönden Orta Asya, Afrika ve Avrupa’ya; diğer yönden de Bering Boğazı’ndan Amerika kıtasına kadar uzanmıştır. Bazı dünya tarihçilerine göre tarih, Türkler ile başlar.
Türk devletleri tarihi; Türk halkları tarafından kurulmuş, sürekli olarak birbirlerini izleyen; Tomris Hatun , Kül Tigin, Bilge Kağan, Alp Arslan, Osman Gazi, Fatih Sultan Mehmet, Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşlarına kadar uzanan süreçte, yeryüzündeki varlıklarını özgün kültür, asalet ve şerefle sürekli koruyan, yaklaşık 137 özerk cumhuriyet, hanedanlık; kağanlık, hanlık, imparatorluk ve beylikleri içermektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluklarının devamıdır.
*
Dünya tarihinde etkili roller üstlenen, Türk dilleri, Türk halkları, Türk Birliği ve Türk dünyasının bir bakıma bölünmez parçalarını oluşturan Türk devletleri bir fikir vermek aşağıda özetlenmiştir:
Sakalar - Büyük Hun İmparatorluğu – Doğu Hun Devleti – Batı Hun Devleti – Kuzey Hun Devleti - Avrupa Hun İmparatorluğu – Ak Hun İmparatorluğu – Asya Avar İmparatorluğu – Sabirler – Göktürk Kağanlığı – Batı Göktürk Kağanlığı – Doğu Göktürk Kahanlığı – Avrupa Avar Kağanlığı – Büyük Bulgar Hanlığı – Hazar İmparatorluğu - Türgişler – Uygur Kağanlığı – Karluklar - Kansu Uygur Krallığı – Karahanlı Devleti – Peçenek Hanlığı – Akşitler – Gazne Devleti – Doğu Karahanlılar - Batı Karahanlılar – Büyük Selçuklu İmparatorluğu - Memluk Hanedanlığı – Karluk Devleti – Saruhanlı Beyliği - Mengüçlü Beyliği – Çaka Beyliği- Altın Orda Devleti - Çağatay Hanlığı –Timur İmaratorluğu - Osmanlı İmparatorluğu - Türkiye Cumhuriyeti Devleti – Doğu Türkistan Özerk Cumhuriyeti - Kıbrıs Türk Federe Devleti – Azerbaycan Cumhuriyeti Devleti – Kazakistan Cumhuriyeti Devleti - Kırgızistan Cumhuriyeti Devleti , Özbekistan Cumhuriyeti Devleti ve Türkmenistan Cumhuriyeti Devleti.
Öte yandan; Asya, Avrupa, Amerika ve Afrika kıtalarındaki bazı ülkelerde, azınlık konumunda çok sayıda Türk kökenli halklar bulunmaktadır.
*
Türkler, yüzyıllar boyunca; “Türklük” kimliğini bir üst kimlik olarak görmüşler; bünyelerinde yer alan bütün etnik alt grupları Türk Milleti’nin vazgeçilmez, onurlu ve saygın bir parçası olarak benimsemişlerdir. Bu yüzden Türklerin tarihinde, soykırım kavramı yoktur; insani, toplumsal ve evrensel değerlere saygılı bir kültür vardır.
Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti Devleti; on bin yıllık bir devlet geleneğinden gelen; Birleşmiş Milletler, NATO, OECD, Avrupa Konseyi ve G-20’ nin saygın bir üyesi olan; her alanda yetişmiş insan potansiyeli, jeokültürel ve jeoekonomik paradigmasıyla uluslararasında bir “Bölgesel güç” olarak kabul edilmektedir.
*
Bugün Batı Bloku’nda NATO, ABD ve Avrupa Birliği ile Doğu Bloku’nda Şanghay İş Birliği arasındaki politik ilişkiler; Ukrayna-Rusya Savaşı, Orta Doğu Çıkmazı, terör olayları, göçler ve çok sayıda diğer kronik sorunlar bağlamında çözüm bekleyen, ancak dar diplomatik koridorlarda sıkışmış, dramatik ve trajik, çok bilinmeyenli bir denklem görüntüsü vermektedir..
Bu görüntü, insanlığın günlük yaşamına her yönden yansımakta ve üstelik yeni sosyo-politik sorunlara kaynaklık etmektedir.
*
Tarihsel süreç içinde dünyada her şey değişmektedir. Değişmeyen tek şey ise “Değişim”dir.
Yeryüzünde kalıcı bir küresel barış, tam olarak sağlanamamıştır.
Bu nedenle dünya toplumlarının; insani, manevi, evrensel, toplumsal, hukuksal, demokratik, etik ve bilimsel değerlere yönelik yeni bir “Yumuşama politikası”na, dolayısıyla “Barışçıl yeni bir dünya düzeni” ne ihtiyacı bulunmaktadır.
1945'te, dünya barışını, güvenliğini korumak ve uluslararasında ekonomik, toplumsal ve kültürel bir iş birliği oluşturmak için kurulan Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın bu amaçla yürüttüğü yoğun çalışmalar yetersiz kalmaktadır.
Dünya kamuoyunun özlemi ve beklentisi doğrultusundaki kalıcı barış dolu bir dünya düzeni talebi, nasıl gündeme getirilecek ve karşılanacaktır?
Bu bağlamda TDT’nın stratejisi ne yönde şekillenecektir?
Sorunlar, çözüm için vardır. Sorunların çözümlenmesinde en iyi yol diyalogtur.
TDT; uluslararası ilişkilerde oluşan küresel sosyokültürel boşluğa ve dünya barışına, etkin bir diplomasiyle önemli katkı sunabilecek tarihsel bilgi ve tecrübe birikimi, kapasite ile güçlü ve değerli bir potansiyele sahiptir.
FACEBOOK YORUMLAR