SİYASET BİLİMİ KIYISINDA BİR GEZİNTİ
Siyaset biliminde, metodolojik olarak, ülke, devlet ve insan yönetimi, her yönüyle henüz tam keşfedilmemiş gizemli bir olgudur. Siyaset bilimi, Antik Çağ’dan beri kendi disiplini içinde hukuk, felsefe, ekonomi, teoloji, tarih, coğrafya, antropoloji vb. açılardan ideal devlet teorisini pratikte araştırmak ve kavramsallaştırmak ister.
*
Dünyanın yedi kıtasında bugün 204 devlet vardır. Her devletin, küreselleşme akımına karşın, farklı tarihsel, sosyolojik ve geleneksel alt yapı birikiminden geldiği; bu nedenle de çeşitli yönetim biçimlerine sahip olduğu bilinmektedir.
Bu bağlamda, her millet, kendisine özgü kadim bir öykü ve alegorik bir mite sahip bulunmaktadır.
*
İlk Çağ’dan günümüze kadar geçen süreçte devlet yönetim modelleri hakkında çok sayıda bilimsel araştırma yapılmıştır.
Örnek olarak; Platon’un (Eflatun) “Devlet”, Aristoteles’in “Politika”, Montesquieu ‘nun “Kanunların Ruhu Üzerine”, Yusuf Has Hacib’in “Kutadgu Bilig”, Niccolò Machiavelli’nin “Prens”, Thomas Moore’ın “Ütopya”, Samuel P.Huntington’un “Medeniyetler Çatışması”, Paul Kennedy’nin “Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri”, Henry Kissenger’in “Dünya Düzeni”, Yuvah Noah Harrari’nin “21.Yüzyıl İçin 21 Ders), Amin Maalouf’un “Çivisi Çıkmış Dünya “, “Uygarlıkların Batışı) ve Daron Acemoğlu ile James A.Robinson’un “Milletler Neden Başarısız Olurlar” kitapları gösterilebilir.
*
Platon (M.Ö. 400-300), insan beyninin kodlarını çözmek için kafa yormuş; “ya filozoflar kral olmalı ya da krallar filozof olmalı,” demiştir.
Iktisatçılar da, İnsanın, “ekonomik bir varlık olduğunu” vurgulamışlardır.
*
Coğrafi keşifler; Mezopotamya, dinsel uygarlıklar; Rönesans; Fransız İhtilali; Rusya, Çin, Hindistan, Avrupa ve Amerika yapılanmaları; birinci ve ikinci dünya savaşları ile soğuk savaş aşamaları, küresel siyaseti çok kutuplu bir iklime sokmuştur.
Bu bağlamda; Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BM) şemsiyesi dışında, bir tarafta Batı Bloku ülkeleri, diğer tarafta Doğu Bloku ülkeleri ile igili uluslararası birlikler oluşmuş; bu bloklara birtakım bölgesel ittifaklar de eklenmiştir.
Her iki bloğun, satranç oyununda, karşılıklı jeopolitik ve stratejik hamlelerle, siyaset ekseninde küresel üstünlük kurma aksiyonları gözlenmektedir.
Aslında bu üstünlük sağlama güdüsü; tarih boyunca siyasal kronik bir sarmala dönüşmüştür.
Ancak, hayat boşluk kabul etmez: Bu arada bloklar arası bazı uluslararası sorunlarda ortak, yapıcı ve umut verici girişimlerin kaydedildiği de görülmektedir.
*
Dünyanın odaklandığı ve çözüm önerileri beklediği başlıca sorunları şu şekilde sıralanmaktadır:
Küresel ısınma ve iklim değişikliği; çevre kirlenmesi; sanayi artıkları; nükleer güç; aşırı silahlanma; Orta Doğu; terörizm; Avrupa Birliği; insan, doğa ve hayvan hakları ihlalleri; ticaret savaşları; Çin ve Hindistan’daki kontrolsüz nüfus artışı; çarpık şehirleşme; petrol, doğalgaz ve su kaynaklarında azalma; aşırı materyalizm; uluslararası göçler ve mülteciler; Çin-Doğu Türkistan, Dağlık Karabağ, Kıbrıs, Libya, Doğu Akdeniz, Asya, Afrika ve Latin Amerika sorunları...
Şimdi bu küresel sorunlar listesine “Covid-19” salgını dahil olmuştur.
*
Dünya, bugüne kadar sayısız çağlar geçirmiş; büyük sorunlar atlatmıştır.
Bu sorunlar Uzay Çağı’na taşınmaktadır. Ama küresel güçler tarafından, tarihteki savaşlar yetmiyormuş gibi, günümüzde, uzay savaşı ve koloniler kurma projeleri üretilmektedir.
Jules Verne romanları hayaldi, gerçek oluyor.
Hollywood sineması ve BBC bile, siyah beyaz insancıl - duygusal filmleri terkedip renkli uzay filmlerini ekrana getirmektedir.
Gelecek yüzyıllarda yapay zekalı ve robotik nesneler de bu sürece katılacak mıdır? Bu nesneler kontrol edilemeyecek bir duruma gelirse o zaman siyaset nasıl şekillenecektir?
Soru işaretleri...
*
Dünyanın misafirleri olan insanlar, bu karmaşalı ve her yıl yeni sorunlar eklenen yaşamını, ne zamana kadar böyle sürdürecektir?
Oysa ülkeler arasında kültür çeşitlilikleri ve anlaşmazlıkları olmasına karşın dünya uygarlığı tektir. Bu bakımdan, tarihten dersler çıkarılıp gerekli önlemlerin günlük hayata geçirilmesi; yeryüzünde birlik, beraberlik ve dayanışma ikliminin yaratılması beklenmektedir.
*
İnsanlık aleminden, bugüne kadar sayısız devlet ve uygarlık gelip geçmiştir. Bu gerçekliğin göz önünde tutulup, dünya düzeninin etkin ve kalıcı bir şekilde kurulmasının zamanı artık gelmemiş midir?
*
Yolunu şaşırmış dünya gemisinin dümenini doğru yöne kırmak amacıyla bütün küresel sorunların küresel boyutlarda ele alınıp çözümlenmesine ve kültürlerin ortak bir sistem içinde reforme edimesine yönelik, genel kabul gören sağlam bir altyapıya dayalı, algoritmaları belirlenmiş anlamlı ve güvenli bir yol haritası çizilmesi büyük önem taşımaktadır.
Bu yol haritasında toplumların daha fazla refah, huzur ve mutluluk dolu bir hayata kavuşmasının; entelektüel kültür birikiminin, dünya kamuoyunca bilinçli ve güçlü bir anlayış içinde paylaşılmasına bağlı olacağı sonucuna varılmaktadır.
Bu konuda BM ile uluslararası kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin, bilim insanlarının, bilgelerin ve kanaat önderlerinin olumlu çaba ve katkılarından söz edilebilir.
Ne var ki siyaset bilimi; kadim insanlık alemine yakışır kozmik ve ideal bir dünya düzeni modelini; başka dünyalarda da aramaya devam edecek izlenimini uyandırmaktadır.
FACEBOOK YORUMLAR