ŞEHİRLER VE EVLER ÜZERİNE BİR KAHVE SOHBETİ
Önder Gürcan
[email protected]
Şehirler tıpkı canlı bir organizma gibidir, doğar, büyür ve gelişirler. Her şehir uzun yıllar sonrasında etimolojik ve morfolojik olarak değişime uğrar.Bin yıllar sonra da bu dünyayı bir canlı gibi terkedip kaybolurlar. Bu nedenle şehirlerin anlatılmaya değer çok sayıda hikayeleri vardır. Ancak çoğu insan hayatı doğal akışında bu hikayelerin farkında bile değildir.Belki tarihin tozlu sayfalarında yaşarlar, efsane ve romanlara konu olurlar.
*
Hatırlıyorum : bizim kuşağın çocukluk yıllarında - şehirlerin bütün mahallelerindeki tek ya da iki-üç katlı, içinde çeşmesi bulunan, bahçeli ve mustakil evlerde sağlık, huzur ve mutluluk içinde yaşanırdı.
Evlerin bahçelerinde dut, erik, incir, iğde, hurma, nar, kiraz gibi meyve ağaçları yetiştirilirdi. Palmiye, akasya ve çınar ağaçları da vardı.
Her ne kadar günümüzde insanların hayata bakış açıları, ön yargıları, değer ölçüleri ve alışkanlıkları farklıysa da bu yeni yaşam biçiminin koşulları beraberinde coğrafi, ekonomik ve psikolojik açılardan şehirlerine yeni sorunlar getirmektedir.
Bu yeni sorunlardan en güncel olanı da çok sayıda apartmanların dairelerinde ses ve ısı yalıtımının-izolosyon - dikkate alınmayışıydı.
Bununla birlikte inşaat ve mimarlık, ekonomik katma değeri en yüksek sektörlerin başında sayılmaktadır.
*
Yirmi birinci yüzyılın sosyo-ekonomik koşullarında şehirler dikey ya da yatay olarak yeniden yapılandırılmakta ve eski evlerin yerini çok katlı apartmanlar ve iş yeri binaları almaktadır.
Nüfus ve aile sayısı çoğaldıkça yapılar da giderek artış kaydetmektedir.
*
Bütün inşaat işlem ve uygulamalarına ilişkin esas ve usuller, İmar Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği, Kat Mülkiyeti Kanunu ile diğer mevzuat çerçevesinde düzenlenmektedir.
Buna göre yerleşim alanları ile bu yerlerdeki yapılaşmalar; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun olarak yürütülmektedir.
*
Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa edilecek yapılar; Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yanı sıra valilik, tapu kadastro, belediye gibi kamu kuruluşları tarafından müştereken cari mevzuat hükümlerine göre nazım imar planı, imar esasları, bölge veya çevre düzeni, ulaşım sistemi, gelecekteki nüfus yoğunluğu vb. planlarına, etüd- zemin- proje ve fizibilite raporlarına uygun olarak sağlamlılık, güvenilirlik ve estetiksellik gibi çok yönlü ve detaylı ihtiyaçlar doğrultusunda hazırlanmaktadır.
İmar planları uyarınca yol, meydan, yeşil saha, park, su yolu, otopark, çocuk bahçesi, ibadet yeri ve karakol gibi hizmetler için ayrıca özel yerler belirlenmektedir.
Buna göre metropollerde plaza, villa, dubleks, tripleks, alışveriş merkezleri, sağlık ocakları, eğitim kurumları, spor, sanat, müzik ve kültür salonları, yaşlı bakım evleri ve öğrenci yurtlarıyla iş yerleri hayata geçirilmektedir.
*
Genel anlamda iller, bilimsel ve etkin büyükşehir planlamaları çerçevesinde artık megakent ve megapol konumuna gelmektedir. Kentsel dönüşüm projeleriyle beraber köyler mahallelere dönüşmekte, yerleşim terminolojisinde yeni kavramlar ortaya çıkmaktadır.
*
Sağlıklı Kentler Birliği ve yapı firmalarınca “sağlıklı şehir kavramı”nın benimsenmesi ve yaygınlaştırılması amacıyla bilimsel araştırmalar yapılmaktadır.
*
Yapı inşaatların sürekli kontrol ve denetiminde:ilgili kamu kuruluşları, belediyeler, yeminli serbest mimarlık ve mühendislik büroları, işyeri sosyal güvenlik uzmanları, yapı denetim şirketleri, yapı müteahhitliği, şantiye şeflikleri ve diğer ilgili denetim elemanları görev, yetki ve sorumluluk sahibi olmaktadırlar.
Bu bağlamda mimar, mühendis, jeolog, jeofizikçi, iş güvenliği uzmanı ve inşaatla ilgili gruplarının çalışmaları hayati önem taşımaktadır.
Ne var ki, mimarlık ve mühendislik, yalnızca mimarlık ve mühendislik değildir. Mimarlık ve mühendislik, sanat, edebiyat ve felsefesiz olmaz.
*
Son yıllarda modern, görkemli ve lüks apartmanlar ilgi uyandırmaktadır.
Bu dünya hayatında ev, insanlar için çok önemlidir.
Ünlü felsefeci Confucius, 2400 yıl önce, “kitap dolu bir ev ve çiçek dolu bir bahçe” dilemişti.
Şimdi eski bahçeli güzel evler kayboluyor mu pek bilinmez ama, Uzay Çağı’yla -ihtimal ki- yeryüzündeki yapılaşma yeni boyutlar kazanacak, Batılıların “castle in the air” dedikleri, post-modern uzay kentleri inşa edilecektir.