MANİSA - MUHTEŞEM BİR KENT
Manisa denilince akla ilk gelen Manisa Ovası, Gediz Nehri ve Spil Dağı efsaneleriyle dolu ama nedense henüz keşfedilmemiş bir “Antik Kent” gelir.
Manisa’nın tarihi M.Ö. 5000’e kadar uzanıyor.
Tarihi süreç içinde; Manisa’nın antik kent olarak ilk adı Spyleum (Sipylos), Spilos ve Tantalis olarak geçiyor.
Manisa, İyonyalı, İzmirli ozan Homeros’a göre, Truva Savaşı’ndan dönen Magnetliler tarafından M.Ö. 2000’lerde kurulmuş.
Batılı Antik Çağ terminolojisinde, Manisa’ya “Magnesia”, Manisalılara da “Magnesian” denilirmiş.
Manisa, daha sonra, tarihsel süreç içinde Etiler, İyonyalılar, Hititler, Akalar, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Bergama Krallığı, Romalılar ve Bizanslıların yerleşim yeri olmuş.
Bu arada, Manisalı bir devlet olan, Sart (Sardes) merkezli Lidyalılar, parayı icat eden ve piyasa ekonomisine kazandıran ilk dünya devleti olarak insanlık tarihine geçmiştir.
Öte yandan, Bazı bilim adamlarının yaptıkları araştırmalardan elde eden bulgulara göre, bir zamanlar dünyanın en yüksek uygarlık düzeyindeki gizemli “Kayıp-Batık Kıta Atlantis” Manisa Bölgesi’ndedir.
*
Kent, Selçuklu Türkleri tarafından kurulan bir Anadolu beyliği olan Saruhanoğullarınca Bizanslılardan alındıktan sonra “Manisa” adını almış; M.S.1410’da da “Şehzadeler Şehri” konumuyla Osmanlı İmparatorluğu’na bağlanmıştır.
*
Manisa, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşundan sonra, Balkan, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları; Soğuk Savaş; aydınlanma; bilim ve teknoloji dönemlerini yaşamıştır.
*
Günümüzde Manisa, büyükşehir belediyesine sahip Türkiye’nin en önemli tarım, sanayi ve ticaret kentlerinden biri...
Manisa, aynı zamanda, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin ilgi alanına girmekte; “Financial Times” adlı uluslararası ekonomi ve ticaret gazetesi de Manisa’yı yatırım yapılacak yerler arasında göstermektedir.
*
Manisalılar, Ulucami’den muhteşem gözüken Spil Dağı’na, şehre ve Gediz Ovası’na bakıp derin düşünseler de, evlerinin tavanında asılı yazdan kalma kavunlarını ve raflardaki pekmez şişelerini kışa hazırlarken, günlük hayatın akışı içinde kentin tarihini unutmuş görünüyorlar...
*
Bilindiği üzere; Antik Çağ’dan itibaren, şehirler kurulurken, kültüre gereken önemi ve önceliği veren site ve ulusal devletler ile imparatorluklar, yapılan şehir mimarilerine bir de özellikle tiyatro binası eklemeyi ve inşa etmeyi ihmal etmemişlerdir.
Bu kadar zengin bir tarihi bağrında barındıran Manisa da Türkiye’nin birçok şehrinde olduğu gibi kendisine yaraşır kültürel etkinliklere sahip olmalı; şehir yaşamında sanat ve edebiyat da ayrıca önemli bir yer tutmalıdır.
Bu bağlamda, muhteşem kent Manisa’ya, bir tiyatro, opera ve bale binası kazandırılmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
FACEBOOK YORUMLAR