KOZMİK SANAT VE EDEBİYAT ÜZERİNE
Yazının, M.Ö.3500’lü yıllarda Mezopotamya'da yaşayan Sümerler tarafından icat edildiği bilinmektedir.
Yazının icadı ile sanat ve edebiyatın ilişkisi, insancıl bir yeryüzü hikayesidir. Bu süreçte, masal, destan, şiir, öykü, roman, deneme, makale, söylev ve sahne oyunu yazan bilge insanlar tarihin kütüphanelerinde özgün yerlerini almışlardır.
*
Dünya ülkelerdeki sanat ve edebiyat; yerel, ulusal ve uluslararaeı kültürün köklerinden ve birbirlerinden beslenmiş; tarihsel ve sosyolojik olgulara dayalı olarak da klasisizm, romantizm, gerçekçilik, doğacılık, modernizm, deneyselcilik, gelenekselcilik, kurgusalcılık, postmodernizm gibi evrelerden geçmiştir.
Bugünün dünya yaşamı, bunca yaşanmışların ardından olağanüstü gelişmekte olan bilim ve teknolojiyle küreselleşme trendine girmiş; bu olgu sanat ve edebiyata da yansımıştır.
*
İnsanlık kültürünün başlıca kaynaklarından biri olan sanat ve edebiyat, küresel huzur ve mutluluğun sağlanmasında önemli bir ihtiyaç olarak kabul görmektedir. Bu nedenle İnsanlık var oldukça sanat ve edebiyat da var olacaktır.
*
Michel de Nostredame’ın kehanetleri, Jules Verne’in romanları ve Hollywood’un “Uzay Yolu” ve bilimkurgu sinema filmleri bir zamanlar hayaldi ama şimdi birer birer hayata geçirilmektedir.
1969’da gerçekletirilen “ay” yolculuğun ardından “Mars” da dünyanın gündemindedir.
Ayrıca, Samanyolu Galaksisi içinde yer alan Güneş Sistemi’ne bağlı gezegenler keşfedilmekte; sıra, bilinmeyen galaksilere gelmektedir.
*
Evrende hiçbir şey kaybolmamaktadır. On bin yıllık geçmişe uzanan insan hayatının bundan sonra da evrenin boşluklarına taşınacağı anlaşılmaktadır.
Paralel dünyalar arasında, her türlü verilerin, sözlü ve yazılı metinlerin, olay, düşünce, duygu ve hayallerin; biçimlendirilmesinde, topluma aktarılmasında, depolama aygıtlarına kaydedilip yüklenmesinde, USB (Universal Serial Bus) bağlantısı yoluyla “CD”, “disc”, “Flash disc”, “flash bellek” gibi bilgisayar parçaları kullanılacaktır.
Durum böyle iken, sanat ve edebiyat eserleri; ancak kitaplıkların tozlu raflarından; platform, festival, söyleşi ve matinelerden gün yüzüne çıkabilecektir.
*
Gelecek yüzyıllarda; uzay boşluğu, uzay insanı, uzay yaşamı, uzay kentleri, uzay gemisi, uzay üssü, uzay istasyonu, uzay hukuku, evren bilimi, evrensellik, nükleer füzyon, kozmik evrenin keşfi, kozmik ışın, kozmik madde, kozmik yönetim gibi henüz alışılmadık kavramlar karşısında sanat ve edebiyatın geleceği nasıl şekillenecektir?
İhtimal ki:
İnsanlık kültürüne ait gelenek görenekler, yerel ve evrensel değerler etkilenecektir.
Fizik, kimya, biyoloji, astronomi, jeoloji, matematik, tarih, coğrafya, sosyoloji, psikoloji gibi dünya ile sınırlı bilim dallarına kozmik bilgiler eklenecektir.
Bu bağlamda; insanın kendisiyle, çevresiyle ve doğa ile ilgili meseleleri devam edecek; insan ile yaşam arasındaki gizemli korelasyon yeni boyutlar kazanacaktır.
Kozmik alfabe ve dil oluşturulacaktır.
Yazılı ve sözlü metinler, kelimelere gerek kalmadan, kozmik olarak insanların duygu ve düşüncelerine iletilecektir.
Böylece, kozmik sanat ve edebiyat doğacaktır.