“KORONAVİRÜS” : ÇOK BİLİNMEYENLİ BİR DENKLEM ( 2 )
2020’de yeryüzünü sarıp sarmalayan koronavirüs ( küresel pandemi) günümüz dünyasının başlıca gündemi.
Bazı bilim insanları, bu doğal afeti; yeryüzündeki “küresel ısınma” karşısında doğanın ve ekosistemin, bir başkaldırısı şeklinde yorumlamaktadır.
Doğru bir teşhis mi?
*
Koronavirüs salgınının; bütün ülkelerde toplumsal dokuyu, sosyoekonomik yapıyı, kültürel gelişimi ve kitle psikolojisini büyük ölçüde etkilemekte olduğu basında çıkan haberlerden anlaşılmaktadır.
Koronavirüsün; adeta dünyayı egemenliği altına aldığı; özgürlükleri, mutlulukları ve güvenlikleri sınırladığı; görünmeyen güçlü bir küresel aktör konumuna dönüştüğü görülmektedir.
Yapılan bilimsel araştırmalar, koronavirüsün genetik yapısının, ebola virüsüne benzediğini göstermiştir.
Bu kapsamda yoğun bir şekilde başlatılan aşı ve ilaç bulma çalışmalarına hız verilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü, söz konusu salgın nedeniyle şimdiye kadar yaklaşık 38 milyon insanın hastalandığını; hayatını kaybedenlerin sayısının ise bir milyonu aştığını açıklamaktadır.
Salgının bundan sonraki aşamaları hakkında endişe duyulmaktadır.
*
Koronavirüs salgını, bir “sonuç” olarak kabul edilmektedir.
Dünya kamuoyunda yer alan başlıca soru şudur: Koronavirüs salgınının perde arkası nedir?
Bu sorunun cevabı, henüz bilgi sahibi olunmadığından yanıtsızdır.
Ancak bu bağlamda, bilimsel araştırma çalışmaların yanı sıra, uluslararası platformlarında çeşitli marjinal komplo teorileri ileri sürülmektedir.
Ne var ki bu bilimsel araştırmalar ve komplo teorilerine ilişkin kanıt, tez, varsayım, algı ve karineler dayanaksız kalmaktadır.
“Koronavirüs salgını”nın ne zaman, nereden ve nasıl ortaya çıktığı veya hangi amaçla kimler tarafından çıkarıldığının bütün yönleri ve boyutları ile ayrıntılı bir şekilde bilim insanlarınca yeteri kadar araştırılmasının mümkün olmadığı ve sonuçların ortaya konulamadığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, ABD ve İngiltere, söz konusu salgının Çin’den yayıldığı gerekçesiyle Pekin’I suçlamış ve bu nedenle konunun uluslararası yargıya taşınabileceğini duyurmuştur.
Ama Çin de yaptığı bir tepki açıklamasıyla aynı gerekçeyle virus salgınından ABD’yi sorumlu tutmuştur.
*
Uluslararası toplumlarda; birlik ve beraberliğin yeterince sağlanamaması; kutuplaşmaların artması; insani, etik ve evrensel değerlerin oluşturduğu ortak paydanın geniş bir tabana yayılamaması; materyalist ve metafizik eğilimlerin meydana gelmesi gibi parametreler, koronavirüs sorununun çözümlenmesine yönelik doğru yaklaşımları güçleşmektedir.
Dahası, bir çok ülkede, bu küresel olgunun; dünya dışı bazı bağlantılarla ilişkili bulunduğunu vurgulayan gruplar olduğu gibi, bir kıyamet alameti (Doomsday) işareti olarak algılayan kesimler de dikkati çekmeye başlamıştır.
*
Her şeyden önce, bu küresel salgının kaynak, neden ve sonuçlarının, neden - sonuç bağlantısında, gerçekçi bilimsel veriler yoluyla bulunması ve açıklanması; böylece salgının yayılmasını önleyici daha etkin tedbirlerin ve uygulamaların yaşama geçirilmesi; can kayıplarının ve uğranılan her türlü maddi ve manevi zararın en aza indirilmesi gerekmektedir.
*
Dünya insanlığı, tarih boyunca çok sayıda salgın görmüştür. Fakat bölgesel değil küresel ölçekte bir salgınla hiç yüz yüze kalmamıştır.
Şüphesiz, bu salgınla ilgili uluslararası ortamda tutulan konsolide kayıtlar ve buna göre oluşan bilanço ilerideki dönemlerde Birleşmiş Milletler Teşkilatı ve bilim kuruluşlarınca gün ışığına çıkarılacaktır.
Bakalım çok bilinmeyenli bir denklem niteliği kazanan “küresel koronavirüs salgını” , gelecek yüzyılların yeni kuşaklarına nasıl bir hikaye bırakacaktır?
FACEBOOK YORUMLAR