Önder GÜRCAN

Önder GÜRCAN

[email protected]

İYİLİK OLGUSUNUN MATEMATİĞİ

30 Temmuz 2019 - 18:17

İYİLİK OLGUSUNUN MATEMATİĞİ

“İyilik” olgusunun etimolojik açıdan tanımlanması; genetik, sosyoloji, tarih ve felsefe gibi bilim dalları açısından çağlar boyunca yapılagelmiştir.
Beş bin yıllık insanlık tarihinde bu kavramın gizemli, aynı zamanda  kutsallık taşıyan öyküsü ortaya konulmuştur.
Bu öykünün izleri, günümüz dünya basınındaki haberlere bir şekilde yansıtılmaktadır.
Bu bağlamda iyilik eksenindeki deneyimsel düşünceye yeni bir anlam yüklemek, yeni bir yol göstermek, bu  denklemin parametrelerine marjinal kazanım eklemek kolay değildir.
*
Hazreti Adem ile Havva’nın iki büyük oğlu Habil ile Kabil vakası bilinir.
Yeryüzünde ne kadar sayıda insan varsa o kadar sayıda da birbirinden farklı insan karekteri olduğu da bilinir.
Tarihsel süreçte; İyilik kavramı, yeryüzünün çeşitli toplumlarında oluşan kültürel birikim  çerçevesinde hep güncel tutulmuş; somutla soyut arasındaki gel git ve ön yargılarla bir yerlere yerleştirilmiştir.
Kimi dünya düşünür ve yazarlarının iyilik öğretisine yönelik kişisel etik, alegorik ve  paradigmatik anlatımlarına ilişkin simülasyon ve yanılsamaları  kitaplarda yerini almıştır.
*
İyilik ve bu arada iyi insan tanımlaması; “güzel düşünce, güzel konuşma, güzel davranış ve güzel ahlak öğretisi” ile başlamıştır.
İyiliğin başlıca kaynağı: eğitim, akıl, saygı ve duyarlılıktır. Bu kaynak insanlar arası karşılıklı özveri ile beslenir.
İyiliğin evrensel bir yaklaşımla tanımlaması ve hayata geçirilmesinde; mitoloji, sanat, edebiyat, tiyatro, opera ve toplumsal kültür yoluyla katkı sağlanmaya çalışılmış; Birleşmiş Milletler Teşkilatı tarafından diplomatik faaliyetlerde bulunulmuş; insan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının girişimlerinde önemli bir bulvar açılmış; iyilik ve iyi İnsanlık manifestoları yayımlanmıştır.
*
Eski insanlar, “İyilik insanın içinde olmalı,” derlerdi.
Doğan her insan saf ve temiz bir yapıda   dünyaya gözlerini açar. Bu nedenle yeryüzü, iyi insanlarla ve iyiliklerle doludur. 
Ne var ki hayattaki olumsuz olayların ve zorlu koşulların içindeki labirent ve kara deliklere  sürüklenen ve yolunu kaybeden  bazı insanlar  gözler önündedir. Sonuçta, bu kimseler de neden oldukları olumsuzlukların  ardından eski kimliğine dönerler.
Bununla birlikte insan;  kendi mesleği dışında, imkanlar ölçüsünde, okumaya, kendisini yetiştirmeye ve düzeltmeye zaman ve fırsat ayırmalıdır.
Özellikle fizik, kimya, biyoloji, astronomi, matematik, tarih, coğrafya, sosyoloji, psikoloji, mantık ve felsefe konularında  genel bilgi sahibi olunması;  insani, ulusal ve evrensel değerlerle  sanat ve edebiyata yakınlık duyulması; böylece hayata  bilgece derin ve geniş bir bakış açısıyla kök salınması gerekmektedir.
Bu bakımdan insan ile iyilik arasında bir korelasyon  vardır.
*
Antik Çağlı felsefeci Socrates, “Bildiğim tek şey, hiçbir şey bilmediğimdir,” demiş.
Bir yirmi birinci yüzyıl bilgesine  sormuşlar: “İyilik nedir? İyi insan kimdir?” Bilge; kısaca, “Bir insan, bu hayatta her ne yapmışsa  hem kendisine hem de başkalarına yapmış demektir,” yanıtını vermiş. Daha sonra da ilave etmiş:  “Hayatımda tanıdığım en iyi insanlar da annem, babam ve eşimdir.” 
Güzel cevap doğrusu.
*
İyilik denilince benim aklıma ilk olarak aile, öğretmenler, bilge insanlar ve doktorlar gelir. 
Biz yine de “iyilik” olgusunun  bütün boyutlarıyla analizini ve   değerlendirilmesini; genetik, tarih, felsefe ve toplum bilimcilerine bırakalım.
*

 
 

Reklam