İNSANLIK ÜZERİNE BİR KAHVE SOHBETİ
Tarihçiler tarafından yoğun çalışmalar sonunda yazılagelen dünya tarihi bütün yönleriyle insanlığın gözleri önünde durmaktadır.
Antik Çağ’dan bu yana tam olarak gerçekleştirilemeyen kalıcı küresel huzur, refah ve mutluluk bundan sonra nasıl sağlanacaktır?
Asıl sorun budur.
Bir şair şöyle demiş: “Bu dünyayı sevgi kurtacaktır.”
Güzel bir temenni. Ama, yalnızca sevgi mi?
*
Birleşmiş Milletler Teşkilatı (BM)’nca dönemsel olarak ülkelere göre analiz edilip hazırlanan “Dünya insanının ortalama gelişmişlik endeksi” raporlarında yer alan değerlendirmelerden; dünya insanlığının başlıca sorunlarının eğitim yetersizliği, yoksulluk ve kültür noksanlığından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda insanlık gemisinin rotası ne yöne doğru kırılacaktır? İnsanlığın izleyeceği en doğru yol gösterici ne olacaktır?
Bunun yanıtını, Mustafa Kemal Atatürk, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir,” söylemi ile vermektedir.
Bilge ozan Yunus Emre de, bir şiirinde, bunu, şu mısralarla dile getirmektedir:
“İlim ilim bilmektir,
İlim kendin bilmektir,
Sen kendin bilmezsin,
Ya nice okumaktır?
Okumaktan murat ne,
Kişi Hak'kı bilmektir,
…”
*
Dünyanın, entelektüel derinlikte bir kültür birikimine ihtiyacı olduğu bilim insanlarınca her zaman belirtilmektedir.
Entelektüel kültür; insanlar arasında: Bilim, inanç, tarih, gelenek, felsefe, hukuk, demokrasi, gerçek, anlayış, olgunluk, adalet, gönül temizliği, insan onuruna saygı, muhabbet, hakikatlilik, birlik, beraberlik, özgürlük, iyilik, dürüstlük, mertlik, bağışlama, ahde vefa, vicdan, hakkaniyet, etik, empati, sanat, edebiyat, müzik, spor, doğa ve hayvan hakları gibi insani ve evrensel değer ve kavramların, BM iş birliği ve koordinasyonu çerçevesinde, uluslararası platformlarda etkin bir şekilde içselleştirilmesi ve eğitim sistemleriyle günlük hayata geçirilmesiyle oluşur.
Entelektüel kültür, genel görgü kurallarından yanadır. Görgü kuralları, toplumların hayatını insana yaraşır biçimde düzenler, insanlarla nezaket ve zerafetli ilişkiler kurularak sürdürülebilir iyilik ve güzellikler getirir.
Yeryüzünde, insanların yanı sıra; ormanlar, ağaçlar, bitkiler, çiçekler, hayvanlar ve küçük canlılar da bu hayatın vazgeçilemez birer parçalarıdır…
Ne var ki tarih boyunca küresel yayılmacı uygulamalar, fikirde benmerkezcilik, duyguda fanatizm ve davranışta çeşitli şiddetlere yol açmış, insan ve doğa hakları zaman zaman her alanda ihlal edilmiştir.
Bunun küresel ölçütte neden olduğu olumsuz sonuçlar, dünya tarihinin sayfalarında açıkça görülmektedir.
*
Bilindiği üzere, “Dünya hayatı iki kapalı handır; girilir ve çıkılır, ” derler. Tarih, burada farklı geleneksel kültürlere sahip olan insanlığa, yeni bir düzen kurulmasına yönelik çıkartılması gereken dersler ile doludur.
Küresel aktörlerin dünya basınına vermiş olduğu umut ve memnuniyet verici demeçler, bu doğrultuda atılacak somut adımlar ve uygulamaya konulacak aksiyonlar, insanlığın geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.
*
FACEBOOK YORUMLAR