GÜNLÜK YAŞAM VE YAZI
Yazılar; anlam ve üslup (biçim) bağlamında herhangi bir konuda yazılmış bilim, düşünce ve sanat ürünleridir.
Yazı denilince; makale, deneme, eleştiri, şiir, öykü ve roman gibi metin türleri akla geliyor.
Bir olay, olgu, durum, duygu ya da düşünceyi belirli anlatım kuralları çerçevesinde biçimlendiren ve topluma yansıtan yazılı metinler…
*
Güzel şeyler yazmak, güzel şeyler düşünmekle başlar.
Yazıda başlıca amaç; barış, refah, huzur ve mutluluk dolu bir dünya insanlığının oluşturulmasına katkıda bulunmaktır.
Bu nedenle yazı; insani, toplumsal, etik, ulusal, hukuksal, mesleksel, bilimsel ve evrensel değerler doğrultusunda gerçekçi temeller üzerine inşa edilir.
Bu temeller, her türlü yazının ortak paydasıdır, odak noktasıdır.
Bir yönüyle yazı, bir mimarlık, bir mühendislik ve bir işçilik olarak kabul edilir.
*
Yazılar, uluslarararası kapsamda, belirli usul ve esaslara bağlanmamıştır.
Çoğu yazar, yazıyı, gelenekselleşmiş giriş, gövde ve sonuç çerçevesinde yorularak, 5N+1K yöntemiyle örer.
Çok tanınmış ve ustalaşmış bazı yazarlar ise, yazının kurgusunu kendilerine özgü bir yöntem ve felsefeye göre şekillendirir.
Dünyaca ünlü bir köşe yazarı, “Düz bir yazı hangi üslupta yazılmalıdır?” sorusunu, “Biz bunu çok düşündük, araştırdık; biraz da siz düşünün!” yanıtıyla noktalamış.
*
Yazar ile okuyucu arasında görünmez köprüler vardır. Yazar ve okuyucu birbirlerinden beslenirler. Okuyucu, sonunda ütopik ve distopik etkileşimler arasında dolaşıp durur.
*
Günlük uluslararası basından izlendiği üzere çok kutuplu dünya düzenindeki olaylar ve sorunlar geometrik bir şekilde çoğalmaktadır.
Bu tablo karşısında, yazarlar, donanımlı ve entelektüel bakış açısıyla yazma ihtiyacı duyarlar; gönül pencerelerini açarak arka planda sisler ve kara bulutlar altındaki gerçekleri bütün yönleriyle dile getirip değerlendirmeye, doğru kılavuzluk rotasını çizip sorunlara insanlığa yakışır çözümler bulmaya çalışırlar.
Bu bakımdan yazı, yazarın bir işlevi, bir sorumluluğu, bir derdi ve nihayet bir mutluluğudur.
*
Her insan bir yazardır aslında; yazarlığını yazarak ya da konuşarak gösterir. Ama sonuçta yazı kalır; söz uçar gider.
*
Güçlü yazılar, hayat okyanusunda, çağdaşlığın gerekleri olan “akıl, bilim ve mantıksal ölçüt” rehberliğinde insanlığı güvenli limanlara ulaştırır.
Ne var ki, “İnsan, yalnızca kendi aklını beğenirmiş,” derler.
FACEBOOK YORUMLAR