EĞİTİM, EĞİTİM, EĞİTİM
Günümüz dünyasında mevcut geri kalmış, gelişmekte olan ve gelişmiş 208 ülkede; çeşitli sosyolojik nedenlerle bağlantılı bir şekilde temel eğitim olanaklarından yoksun; okula gidemeyen, gazete kitap okuyamayan, 5N+1K içeriğinde cümle kuramayan ve yaşamı anlayamayan insanların da bulunduğu bilinmektedir.
Yaşanan son beş yılda dünya insanlığı, küresel virus salgınlarının yol açtığı zorlu virajların ardından, umut dolu yeni bir dünya düzeninin kurulmasını beklerken, Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Yakın Doğu’daki bölgesel savaşların karanlığında durulmayan tehlikeli suların umutsuzluk ve hayal kırıklığı üreten akıntısına kapılmıştır. Başka bir ifadeyle, insana yaraşır sürdürülebilir yeni bir dünya düzeni içselleştirilememiştir.
Ama Insanlık, tarihsel süreçte, kronik sorunlarla örülü sayısız dönemi yine de gerilerde bırakabilmiştir: İnişli çıkışlı, barış ve refah, acı ve hüzün, dram ve trajedi dolu dönemleri...
Öte yandan, beş küresel güç (ABD, Çin, Rusya, Hindistan ve Japonya), uzay keşfi proje çalışmalarını yoğunlaştırmakta; yetmiyormuş gibi, dünyanın tarihsel süreci, sanki bilinmeyen yeni gezegenlere de taşınmak ve sürdürülmek isteniyor şeklinde bir izlenim uyandırmaktadır.
Sonuçta sorunlar, tarihten ders alamayan ve insancıl duyarlılıkları erteleyen bu küresel sistemde, umut verici çözümler için vardır.
*
Dünya sorunlarının başlıca çözümü ise “Eğitim” dir: Yani “Küresel Eğitim.” Ne var ki böyle bir eğitimi kim gerçekleştirebilecektir? Birleşmiş Milletler Teşkilatı mı?
*
Eğitim, her şeyden önce, insanın, “Dünya Tarihi”ni, “Dünya Coğrafyası”nı ve “Kendi Ülkesinin Tarihi”ni biraz da olsa genel çizgileriyle okuması ve öğrenmesi ile başlar.
Geleneksel olarak dört çeşit eğitim vardır: 1- Ailede eğitim, 2-Okulda eğitim, 3-Toplumda eğitim ve 4-Mesleki Eğitim.
Aslında, günlük hayatta her düşünce, iş ve eylem eğitim projesi olarak değerlendirilir. Bu bağlamda, iyi niyet taşıyan, katkı ve fayda sağlayan her tenkit, eleştiri ve yol gösterici sözler de bir eğitimdir.
*
İnsan; düşünür, okur, konuşur, caba sarfeder, oluşturur ve yaşar. Bunun için yeterli bilgi ve gerçeklere ulaşmak ister.
İnsan değerli bir varlıktır. Dünya edebiyatına, ”İnsan bu meçhul” konu başlığı altında çok sayıda özdeyiş vardır. Bir atasözü de şudur: “Hatasız kul olmaz !” (Ama kötü niyet (Kasıt) yoksa...)
,
İnsanlar, zeki insaniara hayranlık duyarlar, ama nezaket sahibi insanları daha çok severler.
Eğitimli ve Iyi insan, huzuru ve mutluluğu başka insanlarda değil, yapayalnız da olsa, kendi içinde hisseden insandır.
İnsanlardan güzel düşünce, güzel konuşma ve güzel davranma beklenir. İnsanlar, birbirlerini yakından tanısalar ne savaş olur ne de anlaşmazlık.
“Her insan, kendisine yakışanı yapar,” derler.
*
Öğretmenler, bilgeler ve bilim insanları, günlük hayatın önemli ve çok değerli kişileridirler.
Dünyada en büyük güç bilgi, bilim ve fikirdir.
21.yüzyılın dijitalleşen ve yapay zekalı makinalara bağlanan yüksek teknoloji dünyasının, özellikle insani ve evrensel değerlere odaklı bilimsel keşif ve icatlara yönelmesinin ve küresel eğitimin bu eksende hayata geçirilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
Çünkü, gelecek nesillere ışık tutacak olan yeni dünya insanlığının muhasebe kayıtları ve konsolide bilançosu buna göre çıkarılacaktır.
*
Yazıyı, 13. yüzyılın son yarısı ve 14. yüzyılın başlarında Anadolu’da yetişmiş, Türkmen bir derviş, Türk şair ve mutasavvıf Yunus Emre’nin bir şiirindeki mısralar ile bitireiim:
“İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendin bilmezsin
Ya nice okumaktır.”
[email protected]
FACEBOOK YORUMLAR